Romeo'yu Eve Atalım Mı? :)

Verona'da görülmesi gereken romantik bir durak daha olduğundan bahsetmiştim size bir önceki yazımda. İşte Juliet'in evindeyiz: Casa di Guilietta! Tarihteki en büyük aşk hikayelerinden biri olan Shakespeare'in Romeo ve Juliet'inin olay mahallindeyiz yani.

İçeride değişik dönemlerde çekilmiş Romeo ve Juliet filmlerinde kullanılan kostümler, mutfak aletleri, yatak, Shakespeare'in bu ünlü eserinden alıntılar ve replikler, resimler gibi şeyleri görebileceğiniz bu evde asıl görülmesi gereken noktalar avludaki bronz Juliet heykeli ve Romeo'nun sevgilisine serenat yaptığı ve sevgilisinin de kendisini eve attığı meşhur balkon. Juliet heykelinin çıplak olan sağ göğsünü okşamanın da şans getirdiğine inanıldığını belirteyim. Hani tıpkı şu Galleria Vittorio Emanuele II alışveriş merkezindeki boğanın malum yerlerinde üç tur dönmek gibi. Anlayacağınız bu gezi bize feci uğur getirecek, yapılmadık totem bırakmadık zira! :)


Aşıkların hikayesini kısaca dinlemek ister misiniz?

Birbirlerine düşman iki ailenin çocukları olan Romeo ve Juliet'in efsanevi aşkı 16. yüzyılda yaşanmış. Kan davası gibi bir düşmanlık içinde olan ailelere rağmen gizlice evlenirler. Bu sırada Romeo, Juliet'in kuzenini öldürmüştür ve Juliet'in mensubu olduğu Capuleti ailesi de bunun intikamını almaya yemin eder. Bunun üzerine Romeo şehirden kaçar, Capuletiler de kızları Juliet'i uygun gördükleri biriyle evlendirmeye kalkarlar. Bunun üzerine Juliet günah çıkarmaya gidiyormuş gibi evden çıkarak gizlice nikahlarını kıyan rahibin yanına gidip durumu anlatır. Rahip Lawrence, Juliet'e bir umut olduğunu söyleyerek ona iki gün boyunca ölü gibi görünebileceği bir iksir verir. Böylece Juliet intihar etmiş gibi görünerek ailesinin zorla kendisini evlendirmeye çabalarından kurtulabilecektir. Rahip durumu Romeo'ya da açıklayan bir mektup yazar ama mektup Romeo'ya zamanında ulaşamaz. Romeo, Juliet'in evleneceğini duyunca apar topar Verona'ya döner ve durumdan haberi olmadığı için Juliet'in gerçekten intihar ettiğini sanır. Buna dayanamayıp zehir içer ve sevgilisinin yanında ölür. İki gün geçince uyanan Juliet ise sevgilisini yanında ölü görünce buna dayanamayıp Romeo'nun hançeri ile kendini öldürür. Halt etmiş olan Rahip de iki ölünün bulunduğu olay mahallinde ailelere durumu  açıklar!
Aşağıda da meşhur serenat balkonunu ve balkonlu sahneleri görüyorsunuz. Balkonda kendi resmimizi çektiğimizi gören İtalyan görevli de bizi oraya pek yakıştırmış olsa gerek ki siz orada durun diye işaret edip evin diğer penceresinden daha anlaşılır bir resmimizi çekerek diğer turistlerden farklı olarak bize güzel bir kıyak çekti. Ona da buradan teşekkürlerimizi gönderiyorum. :)


Bu arada girişte ve çıkışta kullandığınız merdivenler boyunca duvarlardaki her santimetrekarenin gelen gidenin karaladığı isimler ve kalplerle dolu olduğunu görüyorsunuz. Burada Romeo ve Juliet'inki gibi bir aşk bulmayı dileyenlerin notları ya da zaten aşkı bulmuş olanların hatıra olarak yazdıkları bulunuyor. Biz de eksik kalmayız hiç, bilirsiniz.. :)

Bu arada bir İmgeleme notuyla kapanış yapayım: Efsanevi falan tamam da ne yapayım ben böyle aşkı sayın okurlarım. Öbür alemde sonsuza dek kavuşmak falan bana göre değil, ben dünya gözüyle kavuşmalıyım sevdiceğime. Pisi pisine gittiler diye teselli armağanı olarak "efsanevi aşk" demişler bence zavallı Romeo ve Juliet'in gizli saklı ilişkilerine. Kolay mı öyle efsanevi aşıklar olmak? İki balkon serenadı, iki gizli buluşmayla herkes Romeo herkes Juliet kesilir! Bir evde yaşayıp iki haftayı birlikte geçirebilmişler mi bu gençler, sorarım size, aloo?? Aşkmış... Efsaneymiş... Peh! İki yarım akıllının arabesk hikayesi diyelim bence buna. Ancak Romeo kaçarken Juliet'i de kaçırsaydı, o zaman gözüme girebilirlerdi bak. Bu halleriyle feci sınıfta kaldılar beni gözümde.

Sırada Garda Gölü maceramız var.. Hadi bakalım 16:40 trenine yetişelim.

6 yorum:

burcupc dedi ki...

İmge'cim Romeo'nun Juliet'ten önce başka bir kıza delicesine aşık olduğunu, Juliet'i görünce onu unuttuğunu eklemeliyiz. Biraz şıpsevdi denebilir herhalde :)))

Şehir Tiyatroları'nda "Bir Tarla Kuşuydu Jülyet" ile de eğer evlenselerdi aşklarının başına ne geleceğini gidip öğrenebilir, bu hikâyenin diğer versiyonunu merak edenler :))

Resimleriniz de çoşahane çıkmış.
Sevgiler

Imge dedi ki...

Burcu,

Bak hikayenin o kısmını bilmiyordum ama pek de şaşırmadım aslında.. Dedim ya, ben zaten bu ikiliyi pek efsanevi aşık kategorisine yerleştiremedim kafamda. :) Bir de şıpsevdilik ekleniyorsa durum daha da vahim. Günümüzün üç günlük aşıkları gibilermiş demek.. Pek modern ve ileri görüşlü! :))

Bu arada Şehir Tiyatroları'nın önümüzdeki sezonunu takip edeyim de oyunu yakalarsam gideyim bakalım..Gerçi az çok tahmin edebiliyorum evlilik sonrasının nasıl anlatılacağını ya neyse..:)

Sevgiler..

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

Paylaşımınız için teşekkür ediyorum Sevgili İmge.Yalnız fotolara doyamadm bilginize...:)

Imge dedi ki...

İçimden geldiği gibi,

Beğendiğinize çok sevindim, çok teşekkürler..:) Fotoğraflar beni de her gezi sonrasında uzunca bir süre idare ediyor..:) Sevgiler..

Dışavurum dedi ki...

:) :) İmgeleme notunu çok sevdim ben, al benden de o kadar İmgeciğim :)

Imge dedi ki...

Seda,

Bitiyorum bu efsanevi aşk olaylarına zaten.. Kavuşamadıkları için efsanevi oluyorlar, biz ölümlüler de kendi çapımızda gül gibi geçinip gitmemize rağmen esamemiz okunmuyor. :))