Denedim, Hem Beğendim Hem Beğenmedim

Sırada son dönemde denediğim ve bazılarını beğenip, bazılarını beğenmediğim, bazılarına karşı ise nötr bir tavır takındığım ürünler var. Yazın geride kaldığı şu günlerde güneş kremleriyle yazıya başlayayım. 

* Öncelikle bu sene ilk kez Avon kataloğunda yağlanıp ballandığı için kanarak aldığım 50 SPF yüz ve 30 SPF göz ve dudak koruyucusundan bahsetmek istiyorum. Ben ettim siz etmeyin! Hayatımda ilk kez yüzümde bu kadar çok kahverengi güneş lekesi çıktı. Dudak parlatıcısı formundaki koruyucu ise dudağınızın üzerine oje sürmüşsünüz gibi sert ve yapışkan bir his bırakıyor. Hiç beğenmedim, haberiniz olsun. Yüksek korumalı yüz kreminde Roc'tan şaşmamak gerek diye düşünüyorum. Hem yüz hem vücut için de en güvenilir ürünün ise pembe beyaz İsveç tenli kocam İso'cumun favorisi olan Coppertone spreyler olduğunu söyleyeyim. Türkiye'de fazla çeşidi bulunmadığı için genelde yurtdışına çıktığında bu spreylerden depolayan İso'cuma göre güneşe karşı koruyucu bir streç filmle kaplanmak istiyorsak bunları kullanmalıymışız. Yıllardır yanımda kullanan bir örnek olduğu için ben de gözü kapalı öneriyorum bu ürünü sizlere.



*  Dişlerde oluşan çay, kahve, şarap, sigara lekelerine karşı Pluswhite diş macununu kesinlikle öneriyorum. Çok fazla kahve tüketmiyor ve sigara içmiyor olsam da dişlerimi temizlettikten sonra iki ay içinde alt ve üst öndeki ikişer dişimde renk değişimleri başlıyor ve ben de bu duruma sinir oluyordum. Sonra birkaç forumda adını duyduğum ve üzerinde lekelere karşı etkili yazan bir Pluswhite diş macunu aldım ve lekelerin bariz bir şekilde azaldığını gördüm. Diş minelerine ve diş etlerine zarar vermeyen hassas dişler için diş macunlarının da temizliğinden pek bir şüphe duymaya başladım bu arada! 



* Üçüncü ürün Şehir Fırsatı'nda gördüğüm için "kesin güvenilir bir şeydir" diye alıp denediğim Dermanol selülit kremi. Hayatımda bir ilki gerçekleştirerek hiç yaramayacağına inandığım ürünlerden birini aldım ve bacaklarım reklamlardaki o pürüzsüz bacaklara dönüşmedi elbette. Ama tuhaf bir şekilde ürüne karşı olumlu görüşlerim var, çünkü o kutuyu kullandığım üç hafta boyunca (yani iki tatil arası) beslenmeme dikkat edip, spor da yapmıştım. Bir de sabah akşam bu bitkisel ürünü kullanınca "vay be, sıkılaşıyorum galiba!" diye havalara girdiğimi hatırlıyorum. An itibariyle (tatil köyü dönüşü etkileri hat safhadayken) ise eski bacaklarım aynen geri dönmüş durumda. Elbette üç haftada mucize beklemek pek doğru değil ama sanki kendinize iyi baktığınız dönemde destek ürün olarak kullanılabilecek bir ürünmüş gibi geldi bu krem bana. Deneyin. Tabi  yatmadan önce sürdüğünüzde sevgilinizin "Burası Lokman Hekim'in laboratuvarına dönmüş yine!" diye söylenmesi olası.. Gerçekten bitkisel bir karışım olduğunu teyit eden ve kendinizi bir aktarda gibi hissetmenizi sağlayan bir kokusu var, unutmayın. :)


Son olarak yine Şehir Fırsatı'ndan aldığım Oğuz Yanal kuaförde saç bakımı ve fön kuponumu Marmaris tatili öncesi saç bakımı ve ellerime ve ayaklarıma oje sürdürmeye çevirdim. Bayram öncesi yoğunluğunun hat safhada olduğu Cuma günü gittiğim için hizmet kalitesi, güler yüz falan da minimumdaydı ama işim görüldü mü görüldü, kuponu kullandım mı kullandım işte. :) Ortamda saç renginin istediği gibi olmadığını söyleyerek somurtkan bir suratla söylenip duran bir kadının da olduğu ve Kerastase ürünleriyle bakım yaptığını iddia etmesine rağmen Kerastase markalı bir ürün kullanmayan Barbaros Bulvarı'nda ATV'nin karşısında yer alan Oğuz Yanal'a bir daha gider miyim, sanırım gitmem. 

Reklamlar bitti. O zaman normal yayın akışımıza dönebiliriz artık..:)


3 yorum:

defne dedi ki...

isveç tenli burhan abimiz geldi aklıma hemen, özleyiverdim :)

Imge dedi ki...

defne,

gülse birsel'in yeni projesinin yolda olduğunu duymuşsundur. özlem bitiyor!! eminim ne burhan abiler çıkar ondan yine..:)

defne dedi ki...

evet evet bekliyorum, inşallah çıkar :))