Geçen Cumartesi Asmalımescit'teydik

Geçen Cumartesi İso'cumla birlikte bir Asmalı gecesi yaşayalım dedik. Hem Asmalı artık içmek için daha uygun bir yer haline geldi. Cıvıl cıvıl sokaklardan sonra terk edilmiş gibi duran boş ara yolları görüp efkarlanarak bir kadeh daha doldurası geliyor insanın! Şaka bir yana, yaz boyunca uğramadığımız için masaların kaldırılmasından ardından Asmalımescit'in gecesinin neye benzediğini merak ediyorduk gerçekten de. Evet, yolların bomboş olması, eski canlılığın olmaması hoş görünmüyor, ama hâlâ yaz dönemi olmasına rağmen mekanların doluluk oranı hiç de fena değildi. Bir de sokaklardaki kalabalığın içinden yengeç misali yanal hareketlerle yürümeden geçebilmek de güzel bir deneyimdi doğrusu. Eskiden bunu yapamıyorduk biliyorsunuz. Ama yine de Asmalımescit gibi bir yerde masaların tamamen kaldırılmasını doğru bulmadığımı belirteyim. Daha sıkı bir denetimle dışarıya sadece birer sıra masa konmasına izin verilebilir. O sınırı geçenlere ceza kesilebilir. Falan filan. Bin tane yöntemi var elbette turistik bir eğlence semtinde makul ve mantıklı düzenlemeler yapmanın ama biz de makulluk ve mantık ne arar, değil mi? Bozalım, yıkalım, yok edelim, zarar yaratalım, sonra düşünürüz bir şeyler.

Neyse, İso'cum olsa şimdi kızardı bana "başladın yine" diye. O yüzden hiç bu konulara girmeden geçen Cumartesi akşamki Asmalı seçimimizden bahsedeyim size. Yakup, Refik ve Sofyalı arasında gidip geldikten sonra bu kez bir değişiklik yapalım dedik.  Sofyalı Sokak'ta İki defa önünden geçip de gözümüzün takıldığı, yerlere kadar açık camlarıyla açık havada oturuyormuş hissi veren, güleryüzlü garsonları ve harika yemekleri olan Asmalıpera'da karar kıldık. Ve çok beğendik. 


Rakı olarak İso'cumun bana uzun zamandır denetmek istediği Yeni Rakı Âlâ'yı tercih ettik. Pek âlâymış gerçekten! Bir Yeni Rakı'cı olarak yaş üzümden değil kuru üzümden yapılan Âlâ'ya da bayıldım. Her zamanki gibi 35'lik fazla olabilir diyerek 20'likle başlayıp iki tane yirmilik devirdik. Böyle de kendini bilmezlik yaparız her seferinde! Meze olarak beyaz peynir, semizotlu yoğurt, hardal soslu levrek, dolmalık fıstık ve ıspanakla hazırlanmış değişik bir mezgit ve kavun aldık. Ara sıcak olarak birer tane bütün kalamar ızgarayı götürdükten sonra ana yemek olarak ancak yarım palamutu bölüşebildik. İso'cum bunların üstüne bir de incir tatlısı götürdü ve gözünü bir an olsun müşterilerinden ayırmayan servis elemanı Muzaffer Bey de badem likörü ve Türk kahvelerimizi getirerek hesabımızı kesti! :) Yemeklerin hepsi de çok lezzetliydi. Bu hafta sonu Asmalımescit'e gitmeyi düşünenler burayı deneyebilirler. Ya da sonrası için de aklında olsun derim. Tel: 0-212-244 13 97.

Yanda metroyla evimize dönerken çektiğim klasik İmge pozlarından birini görüyorsunuz. İso'cum yüzünün görünmediğini sanıyordu, ben de nasılsa o kadar net çıkmayız camdan ve hareketli ortamdan diyordum ama bildiğin ayna gibi çıkmışız işte! Bundan sonra metroda daha sık fotoğraf çekilecek. :) 

Saat on iki gibi evimizde olduk ama geceyi burada bitirdik sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. İso'nun "birer cila atalım mı?" sorusuna verdiğim "olur," ve "o zaman yanına da şöyle bir saat falan sürecek kadar nargile yakayım, hı?" dediğinde de "peki," yanıtı vermem sonrasında geceyi üçer bira ve iki saatten fazla da nargile içerek bitirmiş olduk! Ertesi günü de bu ayarsızlığımızdan dolayı kendimize sinirlenerek geçirdim. Tamam, çok keyifliydi, sohbet, muhabbet, eski şarkılar, anılar falan ama iki gecelik programı tek bir geceye sığdırmak niye yahu! Gören de her şeye "olur, peki" dediğimi sanır. Sanırım en muhalefet olmam gerekirken en uyumlu olduğum konu bu! Bir daha olsa bir daha yapar mıyım? Hâlâ "Asla!" diyemiyorum işte, ama yapmamaya çalışacağım, kararlıyım. "Bu böyle olmaz ama.. Otuzlu yaşlardayız biz.. İnsanın enerjisi her gün azalıyor... Hafta arası sağlıklı beslenelim diyoruz, hafta sonu bir galon içki içiyoruz... Hele nargile... Sigarayı bıraktık güya ama nargile de zararlı..." diye bitmek tükenmek bilmeyen sağlıklı yaşam dırdırlarıma devam ettiğim Pazar günü bir an İso'cumdan ses gelmemeye başladı. Eliyle "devam devam.." işareti yapıp, sırıtarak gazete okumaya devam ediyor koltukta. Meğer arada içeriye gidip kulağına yüzerken taktığı silikon kulaklıklardan takmış!

"Kime diyorum ben, alooo!!"   

Hiç yorum yok: