Cuma gecesi Borusan Müzik Evi'nin açılış konserindeydik: Mercan Dede Quartet Feat. Ceza & Hüsnü Şenlendirici Quartet. Geçen sene de Mercan Dede - Secret Tribe konserini aynı yerde izleyip kendimizden geçtiğimiz için bu konser kaçmaz diye düşündük. Çünkü o konserde Mercan Dede'nin 2007 yılında çıkardığı albümünün Mevlana'ya adanan 800 adlı şarkısını dinleyememiştik. Ama bu kez Ceza da olduğuna göre 800'ü canlı dinleyecektik. Hüsnü Şenlendirici'nin ekibi ve müziği de Mercan Dede tarzına çok yakışırdı. Birlikte harika bir iş çıkarırlar diye düşünerek şevkle attık kendimizi mekana. Geçen sefer balkondan izler gibi üst kattaydık, bu kez tam ekibin karşısında, uzansak dokunabileceğimiz bir mesafeye yerleştik.
Ve konser dokuz buçuğa doğru başladı. Mercan Dede ve geçen seneden hatırladığımız simalardan oluşan ekibi de bizleri büyülemeye... Sonra Ceza geldi. Ceza'nın albümünü alıp dinlemişliğim yoktur ama hem duruşunu hem de başka sanatçılarla yaptığı ortak çalışmalarını çok severim. Hem 800'ü hem de Ceza'nın kendisine ait iki şarkısını Mercan Dede dokunuşuyla dinledik ve Ceza'yla vedalaştık. (Ufak bir not: 800'ü CD'den dinlemek daha iyiymiş! :) )
Sonra Hüsnü Şenlendirici ve orkestrası geldi sahneye. Onlar da kendi tarzlarında bir iki parça çalarlar diye düşünürken sahnedeki beyaz adamlar gitti ve siyah adamlar bir saate yakın sahneyi bırakmak bilmediler! Hüsnü Şenlendirici'nin hiç haz etmediğim magazin tarafını bir kenara bırakırsak kendini geliştiren, iyi ve açık bir müzisyen olduğunu düşünüyorum. Daha önce de Babylon'da Brooklyn Funk Essentials ile birlikte sahne aldığı konserini izlemiş ve çok zevk almıştık. Değişik tarzlarla iyi giden, farklı bir yorumu var. Ama şahsen Cuma akşamı kendimi Hüsnü Şenlendirici'nin programındaymış gibi hissetmeyi istediğim bir akşam değildi. Ama dedim ya siyah adamlar çetesi aldı sazı eline ve "Biz arabesk bir toplumuz, değil mi efendim? Haydi bakalım Baba'dan gelsin o zaman.. Şimdi alkışlamıyorsunuz ama şarkıyı duyunca bayılacaksınız..." gibi ara konuşmalarla Bir Teselli Ver'i falan çaldılar. Bir iki şarkı da değil tam bir saat boyunca Hüsnü Şov dinledik ne yazık ki. Ne yazık ki diyorum çünkü keşke ortak bir iş yapsalardı diye düşündüm. (Bu arada ayıp olmasın diye Hüsnü'ye eşlik ederken aklıma aynı saatlerde ODTÜ'de konser vermekte olan Fazıl Say geldi. Bir anda ona ayıp ediyormuşum gibi bir his, bir suçluluk duygusu falan hissettim..:) ) En son kapanış parçasını Mercan Dede ile birlikte yaptılar ve inanılmaz keyifli oldu. Keşke siyah adamların sahneyi tek başlarına bu kadar işgal etmelerine izin vermeseydi beyaz adamlar. (Yine ufak bir not: Hüsnü Şenlendirici'nin "ağır abi" havası gitmiş yerine transparan gömleğiyle göbek atmak için sahneye fırlamak için uygun anı kollayan bir adam gelmiş! Tavırlar, konuşmalar, hareketler falan görülesiydi!)
Neyse, gittiğime pişman mıyım? Asla! Yine çok güzel bir konserdi, ama geçen seneki konseri de izlemiş biri olarak Mercan Dede'nin tek başına verdiği o konserden daha çok keyif aldığımı söyleyebilirim. Belki de fazla ve yanlış beklentiden dolayı böyle düşünüyorum ama bu üçlü buluşmadan tahmin ettiğim kadar çok etkilenmedim. Yine de müziksiz kalmayın ve Borusan Müzik Evi'nin sezonu açtığını unutmayın. Programı takip için buraya tık tık.
İyi haftalar hepinize..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder