Sırada yine iki kitap var, birini okudum diğerini ise çevirdim. Bu aralar akşamları uyumadan önce değil de sporda konsantre olarak kitap okuyabiliyorum. Elizabeth Dunkel'in Her Kadın Bir Rus Şaire Âşık Olur kitabı da geçen haftaki spor seanslarım sırasında bitirdiğim sürükleyici bir roman. Ama kesinlikle kadınlara önerebileceğim bir roman olduğunu belirteyim. Otuzlu yaşların ikinci yarısında, başarılı bir reklamcı ve sosyal faaliyetleri yoğun bir Rus kökenli Amerikalı kadın Kate.. pardon Katia. New York'ta sürdürmekte olduğu bu yoğun ve aktif yaşamının en büyük problemi yalnızlığı, yani aşık olacağı erkeği bulamıyor olması. Bu konuya inanılmaz kafayı takmış durumda. O kadar ki psikologu Frank ile sohbetlerinin büyük bir bölümünü de bu konu oluşturuyor. Bu sırada kardeşi sayesinde kendi ülkesinden sürgün edildiği için Paris'te yaşayan Rus şair ve yazar Boris Zimov ile tanışan Katia'nın yaşamında büyük bir değişim başlar. Sürekli kendini sorgulayan Katia, yaşadığı aşk(lar) sayesinde kendini tanımaya ve keşfetmeye başlamış ve sonunda aşkı fazla sorgulamaması gerektiğini öğrenmiştir. Okuması çok keyifli, kadın ve erkeğin aşk karşısında yaşadıkları şaşkınlık ve bocalamaları güzel bir dille anlatan, psikolojik çözümlemelere yer veren, yalnızlığı ve en önemlisi önce kendini sevmeyi başaramadan hayatı huzurlu bir düzene sokmanın imkansızlığını gösteren güzel bir kitap. Öneririm.
Not: Biraz "Ye, Dua Et, Sev" gibi bir kendini arayış yolculuğu tadı aldım bu kitaptan (ki onun kitabını okumamış, sadece filmini izlemiştim. Bu arada bu kitabı da okurken zihnimde filmleştirdim ve karakterler bile hâlâ capcanlı gözümün önünde duruyorlar!)
Not: Biraz "Ye, Dua Et, Sev" gibi bir kendini arayış yolculuğu tadı aldım bu kitaptan (ki onun kitabını okumamış, sadece filmini izlemiştim. Bu arada bu kitabı da okurken zihnimde filmleştirdim ve karakterler bile hâlâ capcanlı gözümün önünde duruyorlar!)
Ve duyduk duymadık demeyin: el atmadığım konu kalmasın, diyerek baharatlar alemine dalan ailenizin çevirmeni İmge Tan'ın çevirdiği son kitap Doğu'nun Armağanı raflarda!! Yale Üniversitesi'nden Prof. Paul Freedman'ın araştırmaları sonucunda ortaya çıkan bu kitapta başlıca şifa, yemek ve koku alanlarında kullanılan baharatların Ortaçağ'dan günümüze ve Doğu'dan Batı'ya yolculukları anlatılıyor. Özellikle Ortaçağ'daki ziyafet sofraları ve yemek tarifleriyle ilgili bölümlerin gerçekten ilgi çekici olduğunu söyleyebilirim. Ve elbette baharatların olduğu diyarları keşfetmek üzere yapılan yolculuklar da öyle. Yine de geniş bir kitleye değil, bu konuyla ilgilenen özel bir kitleye önerebileceğim bir kitap bu. İlginizi çekiyorsa, haberiniz olsun: Doğu'nun Armağanı taze taze Everest Yayınları'ndan çıktı!
İyi okumalar...
4 yorum:
Açıkçası her iki kitabı da merak ettim ve okumak isterim..:)
Cimcime,
Okursan yorumlarını beklerim.. Sevgiler..
ilk kitabı bende okuyacağım güzel bir kitaba benziyor :))
Yağmur,
Keyifli bir kitap..:) Tavsiye ederim. Sevgiler..
Yorum Gönder