Pera Müzesi'nde açılan Osman Hamdi Bey ve Amerikalılar sergisini gezdim geçen hafta. Gitmeden önce neyle karşılaşacağımı bilerek gittim o yüzden beklenti uyuşmazlığı yaşamadım. Ancak Osman Hamdi Bey tabloları görmeye gittiğini düşünenlere not olarak belirteyim ki bu sergi daha çok Osmanlı topraklarında yapılan ilk kazılarla ilgili görüntüler ve belgelerden oluşuyor. Ressam, arkeolog ve müzeci Osman Hamdi Bey ile Amerikalı arkeolog ve fotoğrafçı John Henry Haynes ve Prof. Hermann Vollrath Hilprecht'in Osmanlı topraklarında kesişen yaşamlarından yola çıkılarak Assos ve Nippur kazıları ve iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler anlatılıyor. Örneğin yandaki fotoğrafta Osman Hamdi Bey'i Antiokhos'u tasvir eden bir taş kabartmanın alçı kalıbını çıkarırken görüyorsunuz. Bunların dışında 19. yüzyıla ait arkeolojik fotoğraf ve çizimler, mektuplar, seyahat günlükleri ve ilk kez sergilenen arkeolojik eserleri de görmeniz mümkün.
Ama açıkçası benim için serginin asıl ilgi çekici kısmı bunlar değil, Osman Hamdi Bey'in az bilinen birkaç tablosunu görecek olmaktı. Hatta sadece aşağıda gördüğünüz dört tabloyu hayranlıkla izlemeye gittim diyebilirim. Sol üstteki tablo 1881'de yapılmış Gebze'den Bir Manzara adlı tablosu. Babası Edhem Paşa'nın Gebze'de arazisi varmış ve Osman Hamdi Bey buraya bir yazlık ev yaptırmış. Sıralanmış dönem evlerinin hemen ardında ise Çoban Mustafa Paşa Camii'nin kubbesi görünüyor. Hemen yanındaki tablonun adı ise Cami Kapısında. Bu tabloda üst balkonu çevreleyen kitabe bir önceki tabloda gördüğümüz Çoban Mustafa Paşa Camii'nden alınmış. Ayrıca kadınlar da feracesiz tasvir edilmiş. Böylelikle Osmanlı toplumunda kadınların haremden dışarı çıkabildikleri ve evden bağımsız üretken bir yaşamları olduğu gösterilmiş.
Altta solda 1904 yılında yapılmış Ab-ı Hayat Çeşmesi adlı tablo bulunuyor. O kubbeli Kur'an mahfazasının üzerindeki sedef süslemelerin dokusunun inanılmaz bir gerçeklikle resmedilmiş olması görülmeye değer. Son olarak katıldığı kazı çalışmalarından birini resmettiği bir çalışması var Osman Hamdi Bey'in: Nippur Tapınak Sarayı Kazısı. Sarı ile kahverengi arasında bu kadar çok renk tonu olduğunu bu tabloyu görene kadar bilmiyordum doğrusu. Ve sadece bu tonlarla koca bir alanın resmedilebileceğini düşünemezdim.
Bu anlattıklarım (ve serginin benim ilgimi çekmediği için kısaca değindim büyük bir bölümü) ilginizi çekiyorsa Pera Müzesi'nde 8 Ocak'a kadar devam edecek olan bu sergiyi kaçırmamanızı öneririm.
Şimdiden iyi gezmeler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder