Pembe Şehir Jaipur

Yüzölçümü bakımından dünyanın yedinci ve nüfus bakımından ikinci büyük ülkesi olan Hindistan, 28 eyaletten oluşuyor. Bu eyaletlerden biri de Rajastan. Pembe Şehir olarak bilinen Jaipur ise Rajastan'ın başkenti. 3,1 milyon nüfusu olan bu şehir, eyaletin ticaret merkezi de sayılıyor. Buraya Pembe Şehir denmesinin nedeni ise 1876 yılında Mihrace Ram Singh'in Kral II. Edward'ı karşılamadan önce şehirdeki binaları konukseverliğin rengi olan pembeye boyatmış olmasından kaynaklanıyormuş.

Burada görülmesi gereken en önemli yapılardan biri Hava Mahal, yani Rüzgar Sarayı. (Böylelikle Hintçe de öğrenmeye başlayalım yavaş yavaş. Hava=Rüzgar ve Mahal=Saray) Etkileyici bir ön cephesi olan bu saray 1799'da yaptırılmış. Kafes şeklinde 953 adet küçük penceresi olan Rajput mimarisi örneği bu yapının ardında ise sıradan bir bina görüntüsü bulunuyor. Yani sadece ön cephesi olan bir saray bu. :) Kafes pencereler de kraliyet ailesindeki kadınların görünmeden dışarıyı izleyebilmelerine olanak sağlamak için yapılmış. Bu pencereler aynı zamanda hava sirkülasyonu da sağladığı için sarayın içi her zaman serin oluyormuş. Hava Mahal'in gece ve gündüz görüntüsü:


Şimdi Jaipur'un önemli yapılarından biri olan Jantar Mantar'a gidiyoruz. Burası dünyanın en geniş taş bloklardan oluşan astrolojik ve astronomik gözlemevi. Yani içindeki bir sürü güneş saati, ay saati, burç evleri ve ölçüm aletleriyle benim pek de ilgimi çekmeyen bir yer. O yüzden burçlarımızı bulup resim çektirsek yeter diye düşünüyorum. İlginç bir bilgi olarak da tekerleme misali isminin aslında "aletler ve formüller" anlamına gelen "yantra mantra" sözcüklerinin yanlış telaffuz edile edile metamorfoz geçirmesi sonucu ortaya çıktığını öğreniyoruz.


Yol üzerinde Mihrace'nin yazlık sarayı olarak ve ördek avı için kullanılan Jai Mahal'ın (Su Sarayı) önünden geçiyor ve fotoğraf molası veriyoruz.


Aynı şekilde fotoğraf molası için ancak akşam saatlerinde zaman bulup da durabildiğimiz diğer bir önemli yapı da Albert Hall. İçinde hayvanat bahçesi de bulunan Ram Niwas bahçelerinde yer alan Albert Hall 1867 yılında İngiliz bir mimar tarafından yapılmış. Tarzından da belli oluyor zaten değil mi? Şu an müze olarak kullanılıyormuş.


Çok uzatmamak ve sizleri sıkmamak için Jaipur'un belki de en önemli iki yapısını bir sonraki yazıya bırakıyorum. Ama ondan önce buranın değerli taş işçiliği alanında Hindistan'ın en önemli yerlerinden biri olduğunu belirteyim. Ayrıca tekstil çeşidi de çok fazla. Burası Hindistan'daki ilk durağımızdı. Bu nedenle trafik, yaka paça çekiştiren satıcılar, dilenciler ve benzeri çarpıcı sokak görüntülerinin yarattığı şoku henüz üstümüzden atamamış olduğumuzdan  biraz acemiliğimize geldi ve iyi değerlendiremedik. Ama siz ne yapıp edip buradan bol bol alışveriş yapın. Bir daha bu fiyatlara bu kadar çeşit bulacak zamanınız olmayabilir. Alışveriş yaparken pazarlık yapmayı asla unutmayın. Usturuplu bir fiyat önereyim, falan diye düşünmeyin. Size 1000 rupi diyorsa ve siz onun 100 rupilik bir şey olduğunu düşünüyorsanız 100 rupi bile önerebilirsiniz. :) Ve büyük olasılıkla da o fiyata alırsınız. Hadi bilemedin 150 rupiye alırsınız ki aramızda 50 rupinin lafı olmaz herhalde değil mi? Zira 50 rupi yaklaşık 1 dolar ediyor. Bu arada alışveriş yapacağınız dükkanlar aşağı yukarı şöyle olacak:


Sırada Amber Kalesi ve Şehir Sarayı var.. Yepyeni deneyimler bizi bekliyor, hazır mısınız?

Hiç yorum yok: