“Oyun hakkında çok olumlu bir görüşüm yok… Çok yakın yoldaşlarım da oyunun boş hatta zararlı olduğunu söyledi….. Ama yine de tiyatroya bu oyunu yapma şansını vermeye karşı değilim.”
Bu Cumartesi Kenter Tiyatrosu'nun Ölümüne adlı oyununu izledik. 1933'te sürgüne gönderilen Nikolai Erdman tarafından yazılan bu oyun yazarının ölümünden yedi yıl sonra 1978'de İngiltere'de ve ancak 1990'da Rusya'da sergilenebilmiş. Yazarın öldüğü yıl olan 1970'de bütün çabalara rağmen Vakhtangaov Tiyatrosu'nda da oynanamamış, çünkü sansüre takılmış. Yukarıdaki alıntı da Konstantin Stanislavski’nin mektubuna Stalin’in verdiği cevap. Ama gördüğünüz gibi bu cevap pek işe yaramamış çünkü oyun her halükarda oynanamamış.
Oyunun orijinal adı İntihar imiş. İhtilal için Kızıl Ordu’ya katılmış genç bir yazarın, Stalin döneminde uğradığı hayal kırıklığının bir ürünü İntihar. Kimilerine göre Sovyet Dönemi'nin en iyi oyunlarından biri. Bir kara komedi. Moria Buffini İntihar’ı özgürce “Dying For It” adıyla uyarlayarak ilk defa 2007’de Almedia Tiyatrosu'nda Londra’da oynanmasını sağlayan isim olmuş. Kent Oyuncuları da bu uyarlamayı “Ölümüne” adıyla Kenter Tiyatrosu'nda sahneliyorlar. Yöneten Mehmet Birkiye.
Oyuncular arasında benim özellikle favorim olan iki isim var: Kadriye Kenter ve Engin Hepileri. Sırf onları izlemek için bile bu oyuna gidebilirdim ama siz böyle dediğime bakmayın. Kadro çok geniş ve diğer oyuncular da gerçekten çok başarılı. İki perdelik ve yaklaşık iki saat süren oyunu ilginiz dağılmadan izleyebilmenizin en önemli nedeni de bence Kent Oyuncuları. Bu arada unutmadan söyleyeyim, Kent Oyuncuları'nın bu sezon da oynayan Zorla Güzellik oyununu da kaçırmamanızı öneririm. Hatırlamak isteyenler buraya.
Ölümüne'de karısının eline bakan işsiz bir erkek var başrolde. Eve ekmek getiren karısı ve karısının annesi. O ise o yokluk içinde sadece tüketen tarafta. Kendini işe yaramaz hissediyor. Acilen bir iş bulması gerektiğini yoksa yaşamasının bir amacı olmadığını düşünüyor. Belki de asıl aradığı bir iş değil bir amaç. Yaşama tutunmasını sağlayacak, tutkuyla yapabileceği bir uğraş. Örneğin, tuba çalmak! Ya da başka bir şey. Din, aşk, felsefe, sanat var olma nedenleri olabilir mi? Peki, var olmaktan vazgeçtiğinizde ne gibi bir nedene ihtiyaç duyarsınız. Din, aşk, sanat, idealler, vs uğruna ölmek sizi kahraman, ölümünüzü de anlamlı mı kılar? Ölerek geride kalanlara yararlı olabilir misiniz? Yoksa her şeye rağmen bizleri çevreleyen "oyuncular"ıyla bir tiyatro sahnesini andıran yaşamlarımıza devam etmek midir anlamlı olan?
Bu soruların yanıtları için oyunu izlemenizi öneririm. Son olarak oyunun kostümlerini ve dekorunu da çok beğendiğimi söylemezsem olmaz. Bizlere böyle güzel oyunlar sunan Kent Oyuncuları'nın yüreğine ve ruhuna sağlık. İyi ki varlar!
Bu arada biletleri hizmet vermeden karşılık alan nadir örneklerden biri olan Biletix'ten almak zorunda değilsiniz. Gişeden de alabiliyorsunuz. Oyun programı ve gişe telefonu için Kenter Tiyatrosu'nun web sayfasına bakabilirsiniz.
Bu arada biletleri hizmet vermeden karşılık alan nadir örneklerden biri olan Biletix'ten almak zorunda değilsiniz. Gişeden de alabiliyorsunuz. Oyun programı ve gişe telefonu için Kenter Tiyatrosu'nun web sayfasına bakabilirsiniz.
Şimdiden iyi seyirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder