Cuma akşamı düştük yine yollara. Bu kez istikamet Ortaköy'dü! Arada İsmail Acar'ın yirminci sanat yılı şerefine düzenlenen Aşk sergisini gezmek için Çırağan Sarayı'nın sergi salonuna da uğradık. Hangi aşk diye sorarsanız yanıtın pek sansasyonel olacağı konusunda sizi şimdiden uyarayım: Sultan Abdülaziz ile Napolyon'un karısı Eugenie arasındaki aşk var bu serginin başrolünde. Sergi afişindeki iç içe geçmiş yüzler de bu iki aşığa ait. Alın size yeni (yani benim yeni öğrendiğim) bir tarih dedikodusu. Hep Baltacı Mehmet Paşa ile Katerina'yı bilirdik ama bu da varmış meğer.:)
İsmail Acar'ın narlarını bilirsiniz değil mi? Bu sergide onlardan yine bol bol göreceksiniz. Onun dışında elmalar, cevizler ve hiper-real tekniğiyle yaptığı fotoğraf gerçekliğinde pek çok sebze-meyve resmi karşınızda olacak. Aşağıdaki de onlardan biri (hayatımda ilk kez gizlice fotoğraf çektim bir sergide, çünkü bu gerçekliği size göstermesem olmazdı!). Yine fotoğraf netliğinde semazen tablolarının da yer aldığı sergi bizi gerçekten büyüledi. İçimizden hayranlıkla birlikte hafif bir kıskançlık duygusu da geçmedi değil. Böyle bir yeteneğe sahip olmanın ne büyük bir ayrıcalık olduğunu düşündük. Bir de sanatçının henüz sadece 42 yaşında olduğu düşünülürse kim bilir 30., 40.,50. sanat yıllarında neler neler çıkaracaktır ortaya? Sergiyi gezerken bilgi vermek için yanımıza gelen ilgiliden ısrarla bazı resimlerin kolaj olduğunu, araya fotoğrafların yapıştırıldığını falan söylemesini istedik. Psikopat gibi tabloların dibine kadar gidip fırça darbelerini görmeye çalıştık. Ama ı ıh! Ne yazık ki başarılı olamadık. Gerçekçi resimden hoşlanmayanların bile bu gerçeklikten çok etkileneceklerini düşünerek herkese 28 Mart'a kadar 7/24 açık olan Çırağan Sergi Salonu'na uğramayı tavsiye ediyorum. Aşk'a bayılacaksınız!
Daha sonra Afife Jale Sahnesi'ndeki Kocasını Pişiren Kadın oyununa gidecektik ama daha bir saate yakın zamanımız olduğu için Ortaköy kafelerinden birinde bir bira&patates kızartması molası verdik. Sonra yine biraz erken orada olduk çünkü oyundan önce kulise girip birkaç tane fotoğraf çekmem gerekiyordu. Çok heyecanlı değil mi?
"Nereden çıktı bu kulis işi ve hadi ama fotoğrafları göster" diyenlerden biraz beklemelerini rica edeceğim, çünkü onların ilk kez Ajanda'da yayınlanmasını istiyorum. Hâlâ Ajanda'yı takibe almamış olanlardan mısınız yoksa? Benim yazılarımdan şu ana kadar kaçırdığınız olmadı, çünkü aynıları burada da yayınlandı, ama diğer blogger arkadaşlarımızın da çok keyifli yazılarının olduğu, online dergi mantığında güzel bir site Ajanda. Henüz tanışmadıysanız mutlaka göz atmanızı öneririm.
İşte ben de Cuma günü Ajanda'yı temsilen gittim oyunu izlemeye. O yüzden oyuncularla röportaj ve kulisten fotoğraflar önce Ajanda'da yayınlanmalı diye düşünüyorum (ne zamana hazır olur bilmem ama size haber veririm buradan). Ama ondan önce oyunu nasıl bulduğumu burada yazmak istedim. O akşam Yalan Dünya'yı kaçırdık belki ama iki perdelik bu kara komedi de bizi çok güldürdü. İlişkiler ve kadın ve erkeğin birbirinden beklentileri üzerine keyifli bir oyun bu. Yazarı Debbie Isitt. Bir aşk üçgeninin üç ucu olan Hillary (Melisa İclal Gürmen), Kenneth (Ünal Yeter) ve Laura (Hilal Özbay) akşam yemeği için Hillary'nin evinde buluşurlar. Hillary, Kenneth'in neredeyse yirmi yıl evli kaldığı eski karısı. Laura da Kenneth'in uğruna Hillary'den boşandığı yeni karısı. Kenneth'ın bu aşk üçgeninin en sorumluluk sahibi, en duyarlı, en planlı parçası olması gerektiğini düşünebilirsiniz ama feci yanılıyorsunuz. Ne de olsa o bir erkek! Sadece her anlamda iştahını doyurmakla ilgileniyor. Karşılığında da tam da bu bencil, sorumsuz, çocuksu hallerine yakışan bir son onu bekliyor. Hak ediyor mu etmiyor mu izleyin ve görün derim.
Oyunun yönetmeni Fatih Pestil'i ve oyuncuların hepsini çok tebrik ediyorum. Oyunculardan Ünal Yeter'in performansını diğerlerine göre bir adım daha önde buldum ama çok normal değil mi? Ne de olsa iki kadını birden idare etmek için müthiş bir çaba gösteren başarılı (!) bir erkek o. :) Biz çok güldük bu oyunda. Sizler de eğlenceli bir akşam geçirmek isterseniz Mart ayı programını inceleyip biletlerinizi alabilirsiniz. Biletler "bilet almanın en kolay yolu" olan MyBilet'te sizleri bekliyor.
Şimdiden iyi seyirler diliyorum size..
3 yorum:
Merak ettiğim bir sergi ve tiyatro oyununu yazmışsınız, elinize sağlık, teşekkkürler:)
İstanbul'a taşınırsam senin yazıların yüzünden olacak İmge! :)
Not: Yakında Viyana'ya gidiyorum ve bil bakalım nerede ne yapmam gerektiğini kimin yazısından öğrendim? ;)
Sevgiler
Eren,
Rica ederim.. Umarım fırsat yaratıp görebilirsin ikisini de.. Sevgiler..
Sevgi,
:))) Gel valla bekleriz.. Yerinde durdurmam ama buraya taşınırsan, ona göre..:)
Viyana gezinin harika geçmesini dilerim. Yeme-içme yazımdan özellikle feyz almanı öneririm..:) Ah o mürdüm erikli strudel!! Tadı hâlâ damağımda..:)
Ankara'ya sevgiler..Öptüm..
Yorum Gönder