Yedim ve İzledim :)

Son on gün içinde yaptıklarımdan  kısa kısa bahsedeyim. Aslında yeni bir yer denemedim, daha önce birkaç kez gittiğim yerlerdi ve önceki yazılarımda da bir iki satırla da olsa bahsetmiş olabilirim. Yine de buralarda şimdiye kadar denemediğim değişik lezzetleri denediğim için yazayım dedim. Bu lezzet duraklarından ilki doğum günümden bir gün önce, İso'nun İstanbul'da olmadığı bir Pazar günü için Betül sayesinde yaptığımız Limonata planı. Betül, Pazartesi yerine Pazar sendromu yaşadığını söyleyerek o akşam buluşmayı teklif edince ve plan Ayşe'yle bana da uyunca o haftanın kapanışını kız kıza Limonata'da yaptık. Daha önceki gidişlerimde hep bir şeyler içmek için uğramıştım buraya. Bu kez akşam yemeği için gittik ve aşağıdaki tabakları söyledik kendimize. Ben hamburgeri götürdüm ama bence en başarılı tabak Ayşe'nin makarnasıydı.  :) Kalori hakkımızı da tatlı yerine şaraptan yana kullandık, ama çok yakınında oturduğumuz tatlı büfesiyle göz göze gelmemeye de azami gayret ettik çünkü inanılmaz baştan çıkarıcı görünüyordu. Limonata benim sevdiğim yerlerden biri. Sıcak ortamı ve menüsünün çeşitliliğiyle sizin de aklınızda olsun derim. Özellikle City's sinema katında olduğu düşünülürse sinema öncesinde yemek yemek için de tercih edilebilir. Pazar sendromuna da birebir! :)


Bahsedeceğim ikinci yer de Gizem'le Nişantaşı turlarımızın vazgeçilmez duraklarından olan Zamane Kahvesi. Genellikle çay-kahve eşliğinde tatlı bölüşmek için uğradığımız bir yer olan mekanın içinin genişliği, ferahlığı ve sevimli beyaz dekorasyonuna bayılıyoruz. Aç olduğumuzda ise ilk sayfalardaki çekici alternatiflere takılıyoruz, o yüzden ana yemeklere henüz gelemedik. Son keşfimiz de aşağıdaki ikiliyi söyleyip çay eşliğinde gün sofrası kıvamında takılmanın keyfi oldu. Süzme yoğurtlu pazı sarma inanılmaz lezzetliydi. Diğer tabakta ise falafel ve mücver var. Mücver harikaydı, falafel de falafel değil başka bir şeydi ama kötü değildi. :) Bu arada aklımız menüde gördüğümüz ve çocukluğumuzda anneannemin yaptığı pişide kaldı. Yanında peynir ve reçelle servis ediliyormuş. Bir dahaki sefere denemek farz oldu. Damla sakızlı ve balkabaklı cheesecakeleri de çok lezzetli olan bu mekanı hâlâ denemediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz. 


Karnınız doyduysa film izlemeye geçebiliriz. 50/50 gerçek bir öyküden yola çıkılarak yapılmış bir film. 27 yaşında kansere yakalanan Adam'ın bu zorlu tedavi sürecinde yaşadıklarını anlatıyor. 

Dram-komedi denmiş ama bence dram yönü çok daha ağır basan, duygulara odaklanmış bir film. Adam ve çevresindeki herkesin bu sürece gizli ya da aleni, olumlu ya da olumsuz katkısını çok güzel bir biçimde anlatan filmde Joseph Gordon-Levitt, Adam karakterini başarıyla canlandırmış. IMDB Watchlist'imden çıkarttığım bu filme 10 üzerinden 7 verdim. Bu da ne demek oluyor? Konu içinizi sıkmayacaksa (ki benim artık günümüz gerçeği olmasına ve çok yaygınlaşmasına rağmen en çok içimi sıkan ve bana hayatın anlamsızlığını ve adaletsizliğini en çok hatırlatan konuların başında gelir genç yaşta yakalanılan ve iyi/kötü sonuçlanan ölümcül hastalıklar) oturup izleyebileceğiniz bir film. Ama öyle çok da ahım şahım bir şey beklemeyin.
Sırada geçen Cumartesi gecesinin yazısı var. Neredeyse hafta sonu geliyor ve ben daha geçen hafta sonu yaptıklarımı yazmaktan bahsediyorum. Biraz hızlansam ya da biraz yerimde otursam iyi olacak. Ben ilkini alayım mümkünse! :)

2 yorum:

kutupayusu dedi ki...

eskiden kansere ağıtlar yakılıyordu ama şimdi hem çok fazla yaygınlaştı hem atlatılabilinen bi hastalık olmasından kelli sırası gelen olup atlatıyo gibi sunulmaya başladı .. bu filmde sanki bunun altını çizmek için yapılmış bi film ... evet gençsin ama kanser gerçek ... bu da geçer ve biraz daha büyüyüp hayatına devam edersin gibi... ama genede bi kaç ay önce izlememe rağmen zaman zaman aklıma gelen bi film ...

Imge dedi ki...

Çevremde de benzer örnekleri duymama rağmen ve bu tür vakalar gerçekten çok yaygınlaşmasına rağmen beni hâlâ çok etkiliyor bu hikayeler (ve bu gerçek). Yine de -özellikle de olumlu sonuçlanan- örneklerin sanat aracılığıyla duyurulması gerektiğini düşünüyorum tabi..