Elhamra Sarayı

Granada'yı Elhamra Sarayı (Alhambra) ve geri kalan her şey olarak ikiye ayırabiliriz. O yüzden ilk hedefiniz Elhamra olmalı! Rahatlık olması açısından giriş biletlerinizi önceden almanızı öneririm. Ben yaklaşık 15 gün öncesinden online bilet almak için sayfaya girdiğimde bizim orada olacağımız tarihlere yer kalmadığını öğrenmiştim. Web üzerinden satılan biletler sınırlı sayıdaymış, kalanlar ise kuyrukta bekleyerek alınabiliyor. Neyse ki birçok web sayfasında uyarıldığı gibi çok uzun bir kuyrukta beklemek durumunda kalmadık. Yine de belki de biz şanslıydık diye düşünerek biletlerinizi önceden almadıysanız sabah erkenden orada olmanızı öneririm. Granada'da otelden Elhamra Sarayı'na yürümek bile en fazla yirmi dakikanızı alacaktır. Biz her zamanki gibi yürümeyi tercih ettik. Ya da 30 ve 32 numaralı minibüslerle gidebilirsiniz. Ama sabah yediğiniz churros'ların bir kısmını eritmenin de en güzel yolu bence bu kapısından (hediyelik dükkanlarının bulunduğu Cuesta de Gomerez caddesinden) girerek, İso'nun arkasındaki orman yolundan yürüyerek, kuyruğun sonuna ulaşmak olacaktır. Elhamra Sarayı'na genel ziyaret için giriş bileti kişi başı 13 Euro. Biletin üstünde Nasrid Sarayı bölümüne giriş saati yazıyor ve o gösterişli bölüme sadece o saatte girmenize izin veriliyor. O yüzden girer girmez o saati kontrol edip planınızı saatinde Nasrid Sarayı'nın girişinde olacak şekilde yapmalısınız. Girişte alacağınız saray haritası ve her yerde yazan İngilizce açıklamalar yeterli olacaktır, o yüzden bence 6 Euro verip de audioguide almanıza gerek yok (biz emin olamadığımız için aldık ama bence gereksizdi).

Sarayın gezilecek dört ana bölümü var ve içeride 3 saate yakın zaman geçireceğinizi unutmayın. Biz Generalife adı verilen bahçelerin olduğu kısımdan başladık gezmeye. Nasıri Hanedanlığı tarafından temelleri 1237'de atılan ve daha sonra pek çok ekleme yapılan ve Katolik hükümdarların da yüzyıllarca hüküm sürmeye devam ettiği bu muhteşem saray, uzun yıllar kendi haline terk edildikten sonra 1923-36 yılları arasında büyük bir restorasyon geçirmiş ve 1984'te de UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girmiş. O kadar güzel korunmuş ki burada hüküm süren kralların yaşayışlarını rahatlıkla canlandırabiliyorsunuz. Bahçelerin olduğu bölüm hanedanın sefa yeri. Şıkır şıkır su seslerinin arasında ağaçlar, çiçek öbekleri, çardaklar, dinlenme alanları, avlular, süs havuzları ve daha pek çok köşesiyle huzur dolu bir yer. 


Bu kadar huzur yeter, artık sarayın askeri ve en eski bölümlerinden olan Alcazaba kısmını gezebiliriz. Buraya "kulelerden kule beğen" bölümü de diyebiliriz. Yuvarlak Kule, Krala Hürmet Kulesi, Barut Kulesi ve en yukarıda ve en güzel manzarayı sunan Gözetleme Kulesi'ni gezebilirsiniz. Arada cephane avluları, çeşitli giriş kapıları ve yürüyüş yolları da bulunuyor.


Üçüncü bölüm Partal adı verilen ve III. Yusuf'un sarayının, bahçe ve havuzların, sütunlu bir girişin, değişik kulelerin üzerinden devam eden bir yürüyüş yolunun olduğu bölüm. En güzel yerlerinden biri de Prenses Kulesi. İçine girilmiyor ama penceresindeki ve tavanlarındaki işlemeler bir harika.   


Ve gelelim Nasrid Sarayları bölümüne. Burada değişik hükümdarların değişik dönemlerde hüküm sürdükleri iç içe geçmiş pek çok saray bulunuyor: Comares Sarayı, Mexuar Sarayı, Aslanlar Sarayı. Asıl buradaki işlemeler ve süslemeler harika. Aslanlı Avlu restore edildiği için bir kısmı kapalıydı ama diğer tüm bölümleri gezilebiliyordu ve çok etkileyiciydi. O yüzden buranın ziyaret saatini sakın ola ki kaçırmayın. 


Elhamra Sarayı kompleksi içinde bir de V. Carlos'un Sarayı bulunuyor. Burada Elhamra Müzesi ve Güzel Sanatlar Müzesi de var. V. Carlos bu sarayın yapımı için Elhamra'nın bir kısmını yıkmış ve ne kadarına zarar verdiği de ne yazık ki bilinmiyormuş. Sütunlu avlusu ve karelere bölünmüş gibi duran   taş dış duvarlarıyla Elhamra'nın genelinde gördüğümüzden çok daha değişik bir mimarisi var ve bence çok güzel görünüyor.  


Böylelikle koca sarayı planına göre gezip bitiriyoruz, ama kapanışı yaparken genel bir Elhamra Sarayı fotoğrafı için en güzel yerin neresi olduğunu da belirtmeden geçmeyeyim. Bir sonraki yazıda Albaycin mahallesinden söz edeceğim. İşte oradaki beyaz evlerin ve taş ara sokakların arasından tırmanırken San Nicholas Kulesi adında bir yere varacaksınız. Buradan da Elhamra'ya bakmayı unutmayın derim. Gündüz ya da gece fark etmez, çünkü her ikisinde de çok güzel bu görkemli saray...


Sırada Granada'nın geri kalanı var. Haftaya devam ederiz artık. Size iyi hafta sonları diliyorum.





4 yorum:

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Planlarımız arasında olan endülüs gezisi için notlarınız faydalı olacak. Teşekkürler

Zeugma dedi ki...

Harika görseller eşliğinde harika bilgiler.
Daha ne olsun.
Bir gün yolumuz düşerse rehberimiz kesinlikle sen olacaksın İmgecim..

Teşekkürler, sevgiler..

Benden Bizden dedi ki...

Çoktan yazmaya başlamışsın bile gezi yazılarını :)
Güzel bir gezi yapmanıza sevindim. Araba kiralamak da büyük rahatlık kesinlikle. Devamını merakla bekliyorum.

Imge dedi ki...

Mehmet Bilgehan Merki,

Umarım faydası olur. Yazılar dışında sormak istedikleriniz için de her zaman beklerim.

Zeugma,

Çok teşekkürler. Seve seve rehberiniz olurum. :) Umarım yolunuz hep böyle güzel diyarlara düşer..

BendenBizden,

Evet başladım. Belki sen de öyle hissediyorsun bilmiyorum ama gezi yazılarını yazmak inanılmaz keyifli oluyor, çünkü her anıyla en baştan bir daha yaşıyorum geziyi..:) Bir diğer keyif için bakınız: geziyi önceden planlamak. :) Senin de Balkanlar yazılarını merakla bekliyorum. Ama sanırım biz orayı 2013 sonrasına atacağız çünkü 2013 baharına kadar vizem varken vizesiz yere gitmeyelim diyorum.:)


Hepinize sevgiler ve iyi hafta sonları!