Katanya Notları

Bu sene Kurban Bayramı'nda önceden biletlerimizi alarak kendi rotamızı belirlediğimiz şekilde bir Sicilya tatili planladık. Bir hafta yeterli mi değil mi diye düşünüyorduk ki gayet yeterli olduğunu gördük. Eylül sonunun (18-25 Eylül) gezmek için harika bir zaman olduğuna bir kez daha karar verdik ve Cuma'dan Cuma'ya gidip gelmekle ve bayram trafiğini hiç görmemekle ne kadar iyi yaptığımızı düşünerek kendimizi tebrik ettik. İsocum'dan gezi planlama ile ilgili yıldızlı beş pekiyi de aldığıma göre anlatmaya başlayabilirim. 

Önce haritada rotamızdan bahsedeyim. THY'nin direkt uçuşu Katanya'ya olduğu için gidiş-dönüş biletimizi öyle aldık ve  adada bir daire çizerek Katanya'da başladığımız yolculuğumuzu aynı yerde bitirdik. Esneklik olması ve ara duraklar yapabilmek açısından araba kiralamaya karar vermiştik ve bence iyi bir karardı, ama her yere otobüs ve trenle de gidebileceğinizi unutmayın. Dolayısıyla geldiğimiz gün ve ertesi günü uçuş çok erken olacağı için son gün akşam yatmak için Katanya'da kaldık. Daha sonra iki gece Taormina'da kaldık ve buradayken Etna Yanardağı'nı da gördük. İki gece Palermo'da kalmak üzere yola çıktığımızda öğle yemeği ve biraz oyalanmak için sahil kasabası Cefalu'da durduk. Kendisini Palermo'dan daha çok sevdik. Sonra Tapınaklar Vadisi'ni görmek üzere güneye inip bir gece Agrigento'da kaldık. Ve en son olarak da Syracuse'de öğle yemeği ve gezme molası vererek akşamına başladığımız noktaya geri döndük. İtalya'nın havasına, suyuna, tarihine, doğasına, yemeğine, şarabına hayran bir çift olarak yine çok keyifli bir tatil yaparak döndük kürkçü dükkanına. 


O zaman Katanya ile başlıyorum anlatmaya...  Otel olarak biz genelde uygun fiyatlı, merkezi konumu olan yerleri seçeriz gezilerde. Hem gezmekten oteli pek görmediğimiz için hem de bütçe planlaması açısından en tutumlu olunabilecek kalem olduğunu düşündüğüm için (zira yeme-içmeyi abartma konusunda bir dünya markasıyız! ;) ). O yüzden Katanya'nın en merkezi ana caddelerinden biri olan Via Etnea üzerindeki kahvaltı bile vermeyen Hotel Sofia gayet yerinde bir seçim oldu. O kadar ki geceliği yaklaşık 50 Euro'ya kaldık ve ikinci gidişimizde de yeniden geldiğimiz için jest olarak bize adeta bir daire boyutlarındaki kral suitini verdiler. Yüksek tavanlar, süslemeler, kabartmalar, kadife perdeler falan. "İso ben gidip resepsiyona bir 50 Euro daha mı bıraksam, en azından bir üç haneye çıkalım, çok az olacak bu odaya" falan diyesim geldi hani. :))) İlk gece kaldığımız oda ise gayet standart ama en azından genişliği iyi olan, temiz, dümdüz bir odaydı. 


Dediğim gibi otelin yeri harika. Kahvaltı yok diye de üzülmeyin çünkü şehrin en iyi pastanelerinden biri olan Savia'ya beş dakika yürüme mesafesindesiniz. Burada sabah kahveniz eşliğinde Sicilya'nın meşhur cannoli tatlısından yiyebilir, hatta öğlen de arancini (ekmek kıtırlarıyla kroket şeklinde kızartılmış, içinde değişik -fıstıklı, patlıcanlı, etli, vs- pirinçli karışımlar olan sıcak toplar) ve bira atıştırması yapabilirsiniz.  


Kalacak yerimiz hazırsa ve karnımız da doyduysa artık gezmeye başlayalım. Aslında göreceğiniz her yer birbirine çok yakın ve düz ayak. Ama yine de şehrin önemli noktalarını minik turist treniyle de gezebilirsiniz (Duomo Meydanı'ndan kalkıyor). Kişi başı 5 Euro ve biz de o gün çok sıcak olduğu için ilk turu bu trenle yaptık. Trende size 12 yer gösteriliyor, ama bana soracak olursanız şehirde görmeniz gereken dört ana durak var.

1) Tabi ki Duomo Meydanı ve Fontana dell'elefante: Yani şehrin en büyük ve görkemli katedrali olan ve Aziz Agata'ya adanmış olan Sant'Agata Katedrali ve hemen önündeki meydanın ortasında yer alan, 1736 yılından kalma Fontana dell'elefante (Fil Çeşmesi). Bu gülümseyen, şeker fil şehrin adeta sembolü sayılıyor. Bu arada bu meydanın gece de çok güzel olduğunu söylemeliyim. Önce gündüz, sonra gece kolajları geliyor:




2) Teatro Massimo Bellini: Her medeni şehrin övündüğü en az bir opera-tiyatro binası vardır değil mi? İşte Katanya'nınki de bu. Katanya doğumlu ünlü besteci Vincenzo Bellini'nin adını yaşatan bu tiyatro binasını ve önündeki huzurlu meydanı görmelisiniz. 


3) Via Etnea: Bu ana cadde aslında şehrin alışveriş anlamında en canlı caddesi olsa da, ara sokaklarında şirin barlar, kafeler bulunsa da alışveriş dışında da uğramanız gereken yerleri var. Tam ortasında yer alan Stesicoro Meydanı'nda bulunan Bellini heykelini ve hemen karşısındaki Roma Tiyatrosu kalıntılarını atlamayın. Şehrin göbeğinde böyle korunaklı kalabilmiş antik tiyatro kalıntıları görmek çok etkileyici.


Bir de Etnea Caddesi'nin diğer ucunda kocaman bir yeşil alan olarak ayrılmış Villa Bellini adlı parkı göreceksiniz. Yine medeni şehirlerde olan ve gurur duyarak "burası 70 kilometrekarelik alanıyla Katanya'nın en büyüğü, Avrupa'nın bilmem kaçıncı büyüğü" diye bahsettikleri nefes alma yerlerinden işte. Bizim şehirleri düşününce sinirden unuttum, Avrupa'nın üçüncü büyük parkı mıydı ki?

4) Üniversite Meydanı: 1414 yılında kurulan Katanya Üniversitesi'nin bulunduğu meydanın mimarisine, binalardaki süslemelere, akşamüstleri ortaya çıkan sokak sanatçılarına bayılacaksınız. Duomo Meydanı'ndan bir önceki durak. Mutlaka içinden geçersiniz zaten. (Not: Sağ üstteki üniversite binasının fotoğrafını Google'dan buldum.)


Bu ana durakları gördüyseniz Katanya zaten bitti sayılır. Onun dışında elbette şu an adını bile hatırlamadığımız bir sürü kilise, güzel bina, sokak, antik kalıntı, pazar yeri de gördük, hem sokaklarda başıboş hem de turist treniyle gezerken.

  
Ama artık yemek zamanı bence! ;) İtalya deyince akla nefis yemekler geldiğini ve zaten kalori bombardımanı sonrasında yurda yuvarlanarak döneceğimizi biliyoruz. Sicilya deyince yine nefis şaraplar ve makarnalar sizleri bekliyor, ama bunlara ilave olarak burası bir de deniz ürünleri cenneti. Üstüne üstlük bir de ülkede çok bol yetişen çam fıstığıyla kaplanmış kılıç balığı ya da et filetoların ya da çam fıstığı soslu kruvasanların ülkesi. Aaah! O zaman bırakalım kalori falan saymayı ve bir süreliğine oburluk günahında boğulalım mı? Boğulalım yahu! Dönünce nasılsa yine adım saymaya ve Rafinera paketlerine devam edeceğiz. ;)

Sadede gelelim, ne yiyelim?

* Yukarıda pastane önerimi yapmıştım. Savia'yı unutmuyorsunuz.

* Akşam yemeği için birinci önerim merkeze 10-15 dakika yürüme mesafesinde ve yeterince popüler olmasa da Trattoria Al Gabbiano olacak. Deniz ürünleri açısından bir cennet burası. Denediğimiz her şey ve ekmekleri ve (normalde sevmememe rağmen) limonlu pastası ve önerdikleri şarap harikaydı. Kesinlikle öneririm.


* İkinci önerim de biraz daha popüler, dolayısıyla bir tık daha pahalı, hemen her sitede önerilen, balık pazarının içinde ve bizim Beşiktaş balıkçıları tadında bir restoran: Osteria Antica Marina. Rezervasyon mutlaka gerekiyor. Mezeleri çok lezzetli. Değişik kombinasyonlarda tadım menüleri var. Ekmekler yine olay! Ama daha övülen bir yer olmasına rağmen açıkçası ben ilk restoranda yediklerimden çok daha memnun kaldım diyebilirim. Gerçi burada da başlangıçları çekip sonra kendimizi kaybedip fotoğraf çekmeyi falan unutmuşuz ama olsun. ;)


* Akşamüstü aperitivo molası için illa ki Razmataz Wine Bar diyorum. Via Etnea üzerindeki ara sokaklardan birinde bulunan bu şirin mekan ve bonus ağacın altı soluklanmak için iyi bir seçim.


İsocuuum... Sana gelsin bu şarkı: "O ağacın altını, şimdi anıyor musun? O güzel günlerimiz için, bilMEEEEM..." Evet, bu şarkıyı burayı andığımız diğer Sicilya kentlerinde ve bu tonda ve assolist tavırlarıyla söylemişliğim vardır. ;)

Neyse, benim Katanyam bu kadar işte. Sırada güzeller güzeli Taormina var. Ama üşengeç günlerdeyim, havaya falan alışmaya çalışıyorum, yavaş tempoyla gidebilirim bu kez, ona göre. ;)

7 yorum:

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Hedeflediğim rotalardan birisi. notlarınız faydalı olacak. Epeyce Moretti içmişsiniz galiba.
12 günlük 21 şehirli İtalya notlarıma yakında başlayacağım.

Imge dedi ki...

Mehmet Bilgehan Merki,
Umarım yararlanırsınız. Ben de merakla bekliyorum İtalya notlarınızı. Bu arada Moretti öğle sıcağında içtiklerimizdi, asıl beyaz şarap ve Martini içtik epeyce. ;)
Sevgiler.

calimero dedi ki...

merhaba,ben kasım başında sicilyaya gideceğim.catanya ilk durak.sizin notlarınız çok ayrıntılı çok güzel.bir de taormina notlarınız var.siz katanyadan itibaren sırasıyla nasıl bir rota izlediniz?hangi otellerde kaldınız?otelleri önceden mi bulup ayarladınız,yoksa gittiğiniz zaman orada mı karar verdiniz?ilk kez tur dışı bir gezi planlıyorum.dolayısıyla biraz panik var.bana yardımcı olacak birkaç bilgi verebilir misiniz?bu arada 10 günlüğüne gidiyorum.

KUZEYLİMİNE dedi ki...

Kesinlikle gidecek olsam sizin rehberliğinizde giderdim.Çok teşekkür ederim bu anlamda ,fakat biraz da maddi yönüyle ilgili küçük ipuçları da verseniz ,ona göre planlasak.Çok mu tembeliz ne????

Imge dedi ki...

calimero,

Rotayı ikinci paragrafta görebilirsiniz. Otel ve B&B'lerin tamamını gitmeden önce booking.com'dan ayarladım. B&B daha uygun fiyatlı ve ev tadında oluyor, aklınızda olsun. Panik olmanıza hiç gerek yok, 10 gün de gayet yeterli bir süre- yani deneme yanılma yapma zamanınız bile olur. ;) Sırayla yaptıklarımı yazacağım, en azından benim gördüğüm yerlerle ilgili tüyoları bu yazılardan takip edebilirsiniz. Bu arada araba kiralayarak da otobüs ve trenlerle de gezebilirsiniz.
Sevgiler.

kuzeylimine

Kesinlikle tembel değilsiniiiz!! ;)) Ama açıkçası her gezide herkesin tarzına, bütçesine, aradığı şeye bağlı olarak harcanan miktarlar o kadar değişebilir ki, o yüzden çok gerekli olmadıkça işin fiyat kısmına girmemeye çalışıyorum. Ben genelde tarihi yerlerin, müzelerin giriş ücretleri, bazı restoranlarda ortalama harcama tutarı falan gibi tutarları belirtiyorum.

Ama aşağı yukarı şöyle söyleyeyim: günlüğü ortalama 75 Euro gibi fiyatlarla çok güzel B&B'larda kaldık. En pahalı yer Taormina'da bile günlük 100 Euro ödedik konaklamaya. Genelde akşam güzel bir yerde bir şişe şarapla, deniz ürünleri yemek için iki kişi 100 Euro civarı bir hesap ödersiniz (çok abartsanız bile 150yi geçmezsiniz). Akşamüstü aperitif niyetine bir kadeh martini, şarap molası vereyim derseniz kadeh başı 4-5 Euroyu geçmez. Aklıma gelenler bunlar. Daha başka sormak istedikleriniz olursa buraya ya da e-mail adresime beklerim. ;)
Sevgiler.

Esin Bozdemir dedi ki...

Gezmek ve gezmelerin ardından gezi notları, fotoğrafları ayıklamak ve yazmak vaktimizi alıyor..ancak bakabiliyorum sayfana. Bayıldım Katanya gezinize İmgecim..Hele Otel Sofya'daki odanıza:))) ay..ay... Rönesansın ve sanatın kalbine yakışır elbet bu süslemeler :))

Gittiğimiz yerin kültürünü yansıtan, ev sıcaklığında butik tipi oteller bizim de tercihimiz oluyor.. Özellikle B&B çok daha makul geliyor. Yurt dışı gezilerimizde kesinlikle dönüp bakacağım notlarına..Verdiğin bilgiler için teşekkürler İmgecim.. Sağlıkla,sevgiyle hep aşkla kalın:)) bizim için de gezin...görmediğimiz yerlere görün..sevgilerimle...

Imge dedi ki...

ESİN,

Esincim gezi sonrası da neredeyse gezi kadar zaman alan ama çok da keyifli bir süreç benim için. Hep diyorum ya yazarken, fotoğrafları düzenlerken falan da gezmeye devam ediyorum ben. O hissi kesin sen de bilirsin. ;)

Güzel dileklerin için de çok teşekkürler. Hepimizin sağlık, mutlu ve aşk dolu seyahatleri ve hayatı olsun dilerim. Tadını çıkarmayı bilenler için bunların dozu bir iki tık daha fazla olabilir, bize uyar, değil mi? ;)

Sevgiler..