Pilevneli Gallery ve Akbank Sanat'tan İki Sergi

10 Mart'ta biteceğini panik içinde hatırlar hatırlamaz dün hemen attım kendimi bu sergilere. İlk durak Pilevneli Gallery'deki genç sanatçı Refik Anadol'un Eriyen Hatıralar (Melting Memories) sergisi oldu.  İleri teknoloji ve çağdaş sanatın kesiştiği bir nokta bu sergi. Çok ilginç bir fikirle yola çıkıp çok etkileyici bir çalışma ortaya çıkarmış Refik Anadol. Hatıralar ile ne yapılabileceğini düşünmüş ve insanların hatırlama sürecinde beyindeki etkileşimleri EEG cihazıyla ölçümlemiş. O beyin dalgalarının hareketlerini de LED ekranlara yansıtınca işte aşağıdaki video ve görseldeki gibi görüntüler ortaya çıkmış. Fazla bilim kurgu gibi gelse de kulağa estetik tarafı da çok yüksek, ilginç ve etkileyici videolar var. Görmenizi öneririm.   



***

Yürüyün, sırada Akbank Sanat var! Susie MacMurray'in Garip Meyve sergisi de kaçırmamamız gerekenlerden. Ama ben anlatamayacağım tam olarak gördüklerimi, anlatılmışına bakalım lütfen. ;)
"En eski bilinen söylencelerden bugüne değin kadın daima mitolojik/ideolojik bir varlık. Bir varlık ve bir kavram olarak, bilincimiz, bedenimiz ve bilinç dışımızdır kadın. Kendisinden öte bir gerçekliktir. Bir tür ‘kurucu dışarısı’dır. Bir varlık ve gerçeklik olarak onu düşünmek ve irdelemek insanın kendisindeki ‘öte’ ve ‘aşkın’ yönü araması ve irdelemesidir. Kadın diyalektiktir.
 (Solda: Medusa, Sağ üst: Anakonda, Sağ Alt: Yığın 2)
Ama bu diyalektiğe ve kurucu işlevine rağmen kadın ’garip’ kalmıştır. ‘Tuhaf’ sayılmıştır. Yadırganmıştır. Yabancı görülmüştür. Hala dışarlıklıdır. Hala içselleştirilmemiştir.
Susie MacMurray ‘Garip Meyve’de içerdeyken dışarıda, tanıdıkken yabancı olana yöneliyor. Lirik, şiirsel, mitolojik olandan hareketle gerçek, kurmaca ve imgesel olanı biçimlendiriyor. Yeniden kuruyor mitolojik olanı. Bunu yaparken mitolojik olana ideolojik eleştirisini yöneltiyor. Sanatın gerçeğiyle kadının ve onun da içinde yer aldığı metafiziğin sınırlarını sorguluyor. Sanat-kadın ikilisinde ve ikileminde tamamlayıcı olanla eksik olanı irdeliyor. "

Evet, bazen biraz zorluyor bu modern sanat işleri bizleri.;) Hani açıklaması olmasa biz o kırmızı ipekli kadifelerin ve geri kazanılmış askeri dikenli tellerin şu sergiye de adını veren Garip Meyve olduğunu nasıl bilelim? Bu arada Susie MacMurray, sanatın var olanın dönüştürülmesi ile ilgili olduğunu düşünenlerden. "Dönüşen şey özünü içinde saklar, ama özünden farklıdır. Yeni ve özgündür." Sanat-kadın ikilisinde ve ikileminde tamamlayıcı olanla eksik olanı irdeleyen bu sergiyi de 10 Mart'a kadar görebilirsiniz. 

Sanırım gitmeden de anlamışsınızdır, her iki sergi de şahane fikirlerden yola çıkmış, aşırı modern çalışmalardan oluşuyor. Yollara düşmeden önce beklentileri de doğru noktada tutmakta yarar var diye söyleyeyim dedim. Daha Sabahattin Ali tadı damağımızdayken birden bu kadar uç noktaya gitmek de olmadı farkındayım ama n'apalım son 3 gün diye yazmazsam olmaz dedim. ;)

İyi gezmeler!

Hiç yorum yok: