Tersten Yaşam

Bu kez ben yazmıyorum.. Can Yücel'in çok güzel bir yazısını eklemek istedim bloguma.. Gerçekten de hayat gailesi (okul, iş-güç, çoluk-çocuk) ile geçen ve gücünüzün tükenmeye başladığı dönemlerde de hastalıkların ortaya çıktığı bir yaşam yerine böylesi bir yaşam süper olmaz mıydı? (Evet, doğru tahmin ettiniz, yine bunalım bir dönemimdeyim!)

İşte yazı:

"Yasamin en tatsiz tarafi sona eris seklidir. Suphesiz ki yasami tersten yasamak daha guzel hatta mukemmel olurdu. Nasil mi ?Cami'de uyaniyorsunuz. Bir tahta sandik icersinde, herkes karsinizda saf durmus, iyiliginize dua ediyor ve tum haklar helal edilmis vaziyette.

Tabuttan dogruluyorsunuz, yasli, olgun ve agirbasli olarak. Herkes etrafinizda, buyuk bir itibar, iltifatlar, cocuklar torunlar hepsi hazir.Arabaniza kurulup evinize gidiyorsunuz. Dogar dogmaz devlet size maas bagliyor, aylik veya uc ayda bir maasinizi aliyorsunuz. Ne guzel, hazir maas, hazir ev...

Altmisli yaslara kadar hersey garanti, huzur icinde yasiyorsunuz. Sagliginiz gittikce duzeliyor Kaslar gucleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gun calismak istiyorsunuz ve ise ilk basladiginiz gun size hosgeldin hediyesi olarak bir plaket ve altin kol saati veriyor patronunuz.. Ve Genel Mudurluk veya bunun gibi yuksek bir makamdan tecrubeli bir insan olarak ise basliyorsunuz. Herkes karsinizda elpence divan.

Vucudunuzda da bazi hosa giden hareketler de basliyor Gittikce zayifliyor forma giriyorsunuz Diger hormonal Aktiviteler artiyor, fevkalade... Aman ne guzel gunler basliyor... Derken birgun patron size artik Universiteye gitsen daha iyi olur diyor. Bu arada Babaniz ortaya cikmis, "fazla calistin" diyor "artik eve don, isi birak, okumaya basla, harciligin benden olsun..." Keyfe bakar misiniz ?

Okudugunuz dersler gittikce kolaylasiyor Ekmek elden su golden bir donem basliyor. Partiler, Diskotekler, Kizlarin sayisi artiyor.

Derken Anne ve Babaniz sizi goturup getirmeye basliyor, araba kullanma derdi de yok artik... Gunun birinde sizi okuldan da aliyorlar, "evde otur, keyfine bak, oyuncalaklarinla oyna" diyorlar... Mamaniz agziniza veriliyor, zaman zaman altinizi bile temizliyorlar, hatta bu durum aliskanlik yaratiyor ve hic tuvalet kullanmamaya basliyorsunuz.

Derken Anneniz bir gun size sut verme kararini aliyor ve baska bir keyifli donem basliyor. Mama artik her yerde, her an ve en taze seklinde hazir. Bir gun karanlik ilik ve sicak bir ortama giriyorsunuz. Beslenmek icin agzinizi acmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor sicacik yumusacik gurultu ve patirsiz bir ortamda yasiyorsunuz.

Kuculuyor, kuculuyor, ufacik bir hucre halini aliyorsunuz. ve gunun birinde muthis keyifli bir sevismeyle hayatiniz bitiyor...."

2 yorum:

Anıl dedi ki...

(bkz: The Curious Case of Benjamin Button)

Imge dedi ki...

bu konuda bir film yapıldığını bilmiyordum. Kasım 2008'de gösterime giriyormuş. Kesinlikle izlenecek! :)