Babalar İsyanda!

Bugün Babalar Günü! Bana sorarsanız yıl içindeki en özel ve önemli gün doğum günüdür. Onun dışında Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü, yılbaşı, vs olsa da olur olmasa da olur. Hediye almaktan veya arayıp hal hatır sormaktan veya o gün özel bir şey yapmaktan hoşlanmadığım için değil.. Aksine bunları yapmaktan çok da keyif alırım ama neden milyonlarca insanla aynı gün bunu yapmak zorunda olayım ki diye de düşünürüm. Ama belki de bu daha da iyidir, en azından bir vesile oluyordur kutlamak ve hediye almak için, belki de bize kalsa hep erteleriz bazı şeyleri daha uygun başka zamanlarda yapmak üzere… Mesela kendimize ait bir sevgililer günümüz olması fikrini ortaya atmıştım sevgili kocama ve bir hafta sonra hangi günü kararlaştırdığımızı bile unutmuştuk!!! O yüzden belki de 1 ay öncesinden dergilerde ve gazetelerde gözümüze sokulmaya başlanan özel günleri kutlamak daha da iyi olabilir diye düşünmüyor değilim.

Her neyse, bugün öğlen kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra en uykucu çocukları olarak babalarımızın Babalar Günü’nü kutlayalım dedik. Evlendikten sonra iki babanız oluyor biliyorsunuz, yani çoğul ekini biz çoğul olduğumuz için değil babalar çoğul olduğu için kullandım... (Hakkı Devrim’in fahri torunu mu ilan etsem kendimi? :) ) Önce kayınpederim olan babamla yaptığım telefon konuşmasından başlıyorum:

— Baba merhaba, nasılsınız, ne yapıyorsunuz? (genel giriş konuşmaları)
— İyidir İmge’cim. Arabayı yıkatıyorum şimdi…(genel yapılan işler konuşmaları)
— Kolay gelsin. Babalar Günü’nüzü kutlayalım diye aramıştık biz de… Keyifler iyidir umarım. Görüşeceğiz yakında zaten, bıdı bıdı bıdı..
— Sağol canım, iyiyiz çok şükür, bir yaramazlık yok, ama az önce Macro Market’teki kızlarla kavga ettim..
— !!!!! (ben kayınpederimi 8 senedir falan tanıyorum ve sadece tek bir kez sesini yükselttiğine şahit oldum, o da eski ev sahibimizdi.. O kadınla da sesini yükseltmeden konuşabilen tek bir insanoğluna rastlamamıştım zaten) Hayırdır inşallah? Ne oldu?
— “Anneler Günü’nde bütün kadınlara çiçekler dağıtıyordunuz, bugün de Babalar Günü, nerede bizim çiçeklerimiz?” diye çıkıştım… Haksız mıyım ama?
— Haklısınız valla baba.. İyi yapmışsınız.. ( :) )

Arkadan kendi babamla yaptığım telefon konuşmasının özetini aktarıyorum:

- Baba ne haber? Ne yapıyorsunuz? (giriş konuşmaları)
- Yayladayız canım, kiraz ağaçları şöyle güzel açmış, hava böyle güzel, vs vs.. (Adana’da yaşayan insanlar sıcaklarda yayla evine kaçmanın ne olduğunu bilirler.. Diğerleri için yaylada olma nedenini açıklama yapmam uzun sürebilir..:))
- Aa öyle mi? Tadını çıkarın valla.. Ne güzel! Babalar Günü’n kutlu olsun şekerim.
- Teşekkürler.
- Bu Cuma geliyorum zaten.. Orada da kutlarız tekrar, hediyeni de o zaman veririz.
- Tamam tabi, bekliyorum.
- !!!!! (“Allah Allah, genelde ne hediyesi canım, sen gel yeter” falan derdi babam.) “Annelere hediye var da bizim başımız kel mi?” diyorsun yani..
- Başımız kel olabilir ama hediye bizim de hakkımız tabi canııım..Hahaha..

Babaları ihmal ettik yıllardır galiba… Aslında Anneler Günü’nün daha ihtişamlı kutlandığın farkındayım, ama bunun nedeninin pazarlama açısından kadınların ve çocukların daha fethedilmesi gereken kitleler olmasından kaynaklandığını düşünmüşümdür hep. Duygularını daha zor dışa vuran babalarımızın “Biz de ilgi istiyoruz, biz de hediye ve özel günler istiyoruz, biz de buradayız” pankartları alıp da sokaklara dökülmelerine veya apartman girişimizde oturma eylemi yapmalarına ramak kalmış olabilir. Bizim babalarımız bu sene Babalar Günü’nde isyan etmek üzere olduklarının sinyallerini verdiler. Ya sizinkiler?

Hiç yorum yok: