Annie

Şubat ayının sonlarında 30 yaşıma gireceğim. Bununla ilgili gözlerimde yaşlarla ayrı bir yazı yazarım, çünkü bu yazının konusu tamamen farklıdır. Ama benim yaşlarımda olanların izlemiş olabileceklerini düşündüğüm bir çocuk filminden bahsetmek istedim. Çocukluğumda kardeşim Ongun'la birlikte herhalde yüzlerce kez izlemişizdir bu filmi. Annie'den bahsediyorum. Hani şu yetimhanede yetişen, kıvırcık ve kızıl saçlı küçük kız çocuğunun başrolde olduğu müzikal film.


Bu filmi yıllar sonra amazon.com'dan bulup (daha doğrusu kocam bulmuş benim için) izledik. Üzerinden yirmi yıl geçmiş olmasına rağmen bütün karakterler, sahneler ve şarkıların bile hala aklımda olduğunu görünce içim bir tuhaf oldu. 3 saatlik bir çocuk müzikalini gözlerim dolarak ve burnum sızlayarak izlemiş olmam bir yaşlanma belirtisi mi acaba? Ama benim için tam bir nostalji olan bu filmin birkaç sahnesini Ongun'a gösterdiğimde onun da gözlerinin dolmak üzere olduğunu, ama karizmayı çizdirmemek için "Ben bunu Didem'in olmadığı bir zaman tek başıma izleyeyim yahu," dediğini görünce normal olduğumu fark ederek rahatladım.

Bizim yaş grubunda çocukları olanların sayısı giderek artıyor. Bence çocuğunuza (5-6 yaştan itibaren) izletebileceğiniz ve İngilizce altyazısıyla çocuğunuzun yabancı diline de (çocuklar artık anaokulundan başlıyorlar İngilizce öğrenmeye, değil mi?) katkıda bulunabilecek bir film. Hatta size uzman görüşü de vereyim: Dido (Ongun'un eşi) öğrencilerinin üzerinde denedi ve hepsinden çok olumlu tepkiler aldığını söyledi.

Size filmin en meşhur şarkısıyla veda edeyim. Hala hatırlamayanlarınıza bu şarkı bir yerlerden tanıdık gelebilir. Karşınızda Tomorrow! :)) (YouTube'un açık kaldığı günlerden birinde izleyebilirsiniz!! Şarkı tam bitmemiş ama bir fikir verebilecek kadar uzun.)

The Sun will come out tomorrow,
So you gotta hang on till tomorrow
Come what may

Tomorrow, tomorrow, I love ya, tomorrow
You're only a day away!

Hiç yorum yok: