Öp Babanın Elini

Tek kelimeyle bayıldık. Uzun zamandır bu kadar güldüğümüz bir oyun izlememiştik. Mecidiyeköy'deki Efe Sanat Merkezi'ndeydik: Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nda. 2007 İsmail Dümbüllü Tiyatro Ödülleri'nin "En iyi tiyatro oyunu ödülünü" kazanan Öp Babanın Elini adlı oyunu izledik bu akşam. İstek üzerine bu sezon da oynayacakmış. Bu yüzden kaçırmamanızı öneririm. Güzel bir komedi izlemek istiyorsanız hemen Biletix'e girip tarihlerine bakın (şimdilik 2 Mart'a kadar tarihler belli, sonrasında oynar mı bilmiyorum) ve yerinizi ayırtın.

Konu hakkında maalesef hiçbir şey söyleyemeyeceğim, çünkü oyunun konusu sürpriz..:) Yani söyleyeceğim her şey oyunun tadını kaçıracaktır. Ama oyunculara bayılacaksınız. Hele Gazanfer Özcan'ın oyunculuğunu gülmekten karnım ağrıyarak ve kelimenin tam anlamıyla ağzım açık izledim diyebilirim. Gazanfer Özcan'ı ilk kez canlı seyrettim ve bayıldım. Oktay Tosun ve Saltuk Kaplangı da süperlerdi. Yani benim favori üçlüm onlar oldular bu oyunda, ama oyuncuların tamamının çok başarılı olduklarını belirteyim. Gönül Ülkü'nün rolü çok daha kısa olduğu için onu favori listeme eklemedim. Bu geceki oyunda film çekimi olduğu için Sarp Apak (bizim Tanrıverdi yani..:) ) yoktu. Onun canlı performansını göremedik yani.

3 perdelik ve toplam 2 saat 15 dakika süre bu oyunu çok keyifle izleyeceksiniz. Efe Sanat Merkezi'nin maalesef çok eski, küçük, rahatsız koltukları olan ve eğimi iyi olmayan bir salonu var, ama oyun sırasında bunların farkına bile varmıyorsunuz. Yine de bilet alırken ilk üç-dört sıradan şaşmayın ve önünüze uzun boylu birilerinin oturmaması için dua edin. :)

1931 doğumlu Gazanfer Özcan ve Gönül Ülkü çiftine 50 yıldan uzun süredir tiyatro sanatına verdikleri emek ve yaşlarına rağmen böyle harika bir performans sergileyerek bizi kendilerinden mahrum etmedikleri için kesinlikle teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyorum.

Tiyatroyu sevme nedenlerimden biri de galiba bu: Bu işin sadece sevilerek yapılabilecek bir iş olduğunu her seferinde öyle iyi anlıyorsunuz ki! Gerçekten sadece seyircinin alkışının ve salonun doluluğunun tiyatrocuların gözlerini parlattığını görüyorsunuz. Size keyif almak, saygı ve minnet duymak kalıyor. Büyük paralar kazanmıyorlar, verdikleri emeklerin karşılığını bile almıyorlar, yenileyemedikleri salonlarında göremedikleri desteklere rağmen oynamaya devam ediyorlar, dizilerde ve filmlerde görünmedikleri sürece tanınmıyorlar bile! Ama oyun bittiğinde sizi selamlarlarken yüzlerindeki o pırıl pırıl ifade, kazandıkları manevi zaferin en güzel göstergesi oluyor. Bu kadar usta oyuncuların ne yazık ki hala dizilerde oynayıp para kazanmak zorunda olmaları ne kadar acı ve utanç verici bir durum! Tiyatrolarına yatırım yapabilmek için televizyonu kullanmak zorunda bırakılmaları sanatçılarımıza yapılan en büyük saygısızlık değil mi? Özverilerinin farkında mıyız?

Keyfinizi daha fazla kaçırmadan hepinize şimdiden iyi seyirler diliyorum.
Tiyatrosuz kalmayın!

Hiç yorum yok: