Genelde yapmadığım bir şey, ama bu köşe yazısının blogumda da olmasını istedim. Okumayanlarınız için Yılmaz Özdil'in Hürriyet'te bugün yayınlanan köşe yazısı aşağıdadır:
Kont, Dük filan...
Kayseri eşrafından tornacı hacı Ahmet Hamdi efendinin oğlu Abdullah, dün akşam, Windsor hanedanının várisi, Kral 6’ncı George’un kızı, Birleşik Krallık Hükümdarı, İngiltere Kraliçesi 2’nci Elizabeth Alexandra Mary ile birlikteydi.
*
Rize Güneysulu taka kaptanı Ahmet reisin Kasımpaşalı oğlu Tayyip ise, Yunan Kralı 1’inci George’un torunu, veliaht Galler Prensi’nin babası, Greenwich Baronu ve Edinburgh Dükü, Prens Philip Mountbatten ile sohbet etti.
*
Atatürk işte budur.
*
Devrimlerine savaş açılan Mustafa Kemal, takunyalıların öve öve bitiremediği saltanatı kovmasaydı... Abdullah ile Tayyip, ofis olarak kullandıkları Dolmabahçe Sarayı’nda bahçıvan bile olamazdı! Çünkü, bahçıvanlık makamı bile babadan oğula geçiyordu.
*
Homongoloslar bugün hálá "smokin caiz mi, değil mi" diye tartışırken, Mustafa Kemal, Batı standartlarını aşan bir vizyonla, Anadolu insanının önünü açmış; tornacı çocuklarına, taka reisi çocuklarına "fırsat eşitliği" sağlamıştı.
*
Eminönü esnafı imam Ahmet Bey’in kızı "first lady" Hayrünnisa Gül, balkabağının faytona dönüştüğü "peri masalı"nı andıran gecede, Kraliçe’yle göz göze geldiğinde neler hissetti, bilmem...
Ama 105 parçalık yenilmez armadayla Çanakkale’yi geçemeyen İngiltere’nin Queen Elizabeth’i, dün, hayranlığını özetleyen şu kelimeleri yazdı Anafartalar Kahramanı’nın özel defterine...
"Mustafa Kemal’e saygılarımı sunmak benim için büyük onurdur."
İşte budur!! (Bunu ben ekledim tabi..:) )
4 yorum:
İmgecim tuşlara basan parmaklarına sağlık! Yılmaz Özdil son dönem favori köşecilerimden. Bir de Bekir Coşkun'u pek severim. Bu yazıyı okurken nasıl keyif almıştım anlatamam tekrar okudum mutlu oldum ki bu aralar had safhada daralmış vaziyetteyim. Sevgiler,Özlem(mutfakfaresi olan).
Biliyorum biliyorum, cevabını az önce gördüm sayfanda (evi su basması!)... Gerçekten de kötü şeyler hep üst üste geliyor herhalde.:(
Ama umarım bu son olmuştur.. Zaten tatil de yaklaşıyor (sizin Haziran'dı değil mi?).. Keyifli zamanlar başlıyor artık hepimiz için..:) (ınnn ınnn..gaza getirebildim mi birazcık? :) )
Sevgiler...
Budur!
Ama hazretler onlara bu inanılmaz imkanı sağlayan cumhuriyeti biçip kendilerine göre elbise yapmaya,demokrasiyi de nalıncı keseri gibi kendilerine yontmaya çalışıyorlar!
Benim köşk daveti ile ilgili resimlerimi ve "aslında emine erdoğan neden gelmedi" okudun mu ;)
okumaz mıyım hiç?! her kadının klasik derdi.. "giyecek hiçbir şeyim yok işte!!" :)
Yorum Gönder