Giza'nın Büyük Piramidi (Keops)

Yaklaşık 4500 yaşında... 6 futbol sahası büüklüğünde bir taban alanına sahip... Sanayi Devrimi'ne kadar insan eliyle yapılmış diğer tüm taş binalardan daha yüksek... Büyük bir matematik ve mühendislik dehası olan ve Firavun Khufu'nun kendi için yaptırdığı Giza Piramitleri'nin en büyüğünden (Keops) bahsediyorum. National Geographic "Antik Mega Yapılar" kuşağından öğrendiklerimle karşınızdayım..:)

Mısırlılar için piramitler yarı Tanrı sayılan Firavun'un ve halkının ölümsüzlüğünü, ruhlarının öteki dünyada huzura kavuşmasını ve kurtuluşlarını simgeliyor. Bu nedenle bir Firavun adına yaptırılacak bir piramidin inşaatının, o Firavun ölmeden önce tamamlanması gerekiyor.

Piramit geleneği Büyük Piramit'i yaptıran Khufu'dan yaklaşık 100 yıl önce başlamış. İmhotep, eskiden kullanılan dörtgen biçimindeki mezar bloklarının üst üste yerleştirilmesiyle birlikte ilk "basamaklı piramidi" oluşturmuş ve bundan sonra firavunu sonsuzluğa taşıması için üçgen biçimli bu yapıların kullanılmasına karar verilmiştir. Daha sonra Mısır'a ilk hükmeden ailelerden olan Khufu'nun ailesi bu geleneği sürdürmüştür. Babası, kendisi için ilk kez gerçek bir piramit yaptırmış ve ardından gelenler ise hep bir öncekinden daha büyük bir yapıya imza atmak istemişlerdir.

Khufu, M.Ö. 2551 yılında tahta geçer geçmez, gelmiş geçmiş en büyük piramidin inşaatını başlatmıştır. Yaklaşık 2-2,5 ton ağırlığında 2 milyondan fazla kireçtaşı bloğu kullanılmış. Kumluk arazi olduğu için bu piramit kireçtaşı zemini olan bir platonun üzerine inşa edilerek akıllıca bir iş yapılmış. Böylelikle taş ocağına yakın bir inşaat alanında çalışılmış. Bu taş ocağından 2.76 milyon metreküp taş çıkarılmış! Ve işçiler bunları ellerindeki ilkel aletlerle yapmışlar!















İnşaatta yaralanma, uzuv kaybı ve ölümlerin sayısı yüksekmiş. Yaralanan işçileri ise bizzat firavunun doktorları tedavi ediyorlarmış. Bu arada bu işçiler köleler değil, devlete olan vergi borçlarını ödemek için piramitlerin inşaatında çalışmayı kabul eden köylü halkmış.

İnşaatın yaklaşık 20 yıl sürdüğü tahmin ediliyor. Yapımında ise on binlerce insanın çalıştığı düşünülüyor! Bu on binlerce insan nerede kaldılar, ne yiyip ne içtiler dersiniz? Yapılan arkeolojik kazılar sonucunda Giza kenti yakınlarında Khufu'nun burada çalışan işçiler ve aileleri için yaptırdığı bir köy ortaya çıkarılmış. Bu çorak arazide yiyecek bulma sorununu ise Khufu'nun memurları Nil kıyısındaki kasabalardan vergi olarak topladıkları gıda maddelerini işçilere getirmek suretiyle çözmüşler. İnşaatın yapımında çalışanların on katı kadar insanın da bürokrasi ve kayıt işlerinde çalıştıkları düşünülüyor. Hangi ekibin hangi bloklardan sorumlu olduğu, nereye ne kadar ödeme yapıldığı ve nereden hangi malzemenin geleceği gibi konular bu destek elemanları tarafından organize ediliyormuş.

Bu arada Firavunun hazinelerinin mezar haydutlarına karşı korunması da son derece önemli bir konuymuş. Bu yüzden defin odasının ilk olarak ancak emekleyerek geçilebilecek ve 756 metrelik bir tünel ile ulaşılan, yerin altında bir oda olması planlanmış. Ancak burada Khufu'nun annesinin lahdi duruyormuş ve bu oda haydutlarca yağmalanmış. Rahipler ancak boş lahdi kurtarabilmişler. Bu yüzden Khufu, defin odasının başka bir yere yapılmasını emretmiş.

Ayrıca defin odasının daha sağlam olması için kireçtaşı değil, granit kullanılmasını emretmiş! Giza'da granit olmadığı için 900 km uzaklıktaki Aswan şehrinden granit getirtilmiş. Sert taşlar ve bakır el aletleri kullanan işçiler, sonsuz bir sabırla bu granitleri kesmişler. Defin odasının yalnızca tavanının ağırlığı 400 ton ediyormuş!

Sarmal bir rampa ile piramit yükseldikçe taşları daha yukarılara taşıyan işçiler en sonunda kapak taşını koyarak yapıyı tamamlamışlar.

Khufu, M.Ö. 2528'de ölmüş. Rahipler tarafından piramidinin Ölüm Tapınağı'nda mumyalanarak yeniden doğuşa hazırlanmış. İnanışa göre bedenin ruhuyla yeniden birleşeceği zamana kadar bozulmadan kalması önemli. Beyin ve diğer organlar da sodyum karbonatlı bir karışım ile yıkanıp, "kanapus" adı verilen mühürlü kaplara konuluyorlar. Yalnızca duygu ve düşünce merkesi olan kalp, bedende kalıyor.

Odaların doğu ve batısında birer baca bulunuyormuş. Önceleri bunların havalandırma bacaları oldukları düşünülmüş. Ancak daha sonra yapılan araştırmalar bunların Orion Yıldızı ve Kutup Yıldızı ile mükemmel bir açı oluşturduğunu ortaya koymuşlar. Bu yıldızlar, Firavunun sonraki yaşamı için astronomi bakımından büyük bir önem taşıyormuş!


















Büyük bir tutku! Muhteşem bir geometri, matematik, astronomi ve mühendislik dehası! Sonsuz bir azim, sabır ve emek! İnsan ruhunun ölüme karşı meydan okuması için yaratılmış kocaman bir sembol!

Anlatmakla da olmaz, televizyondan izlemekle de... Bence orayı da gidip görmek lazım! :)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

yok yok öyle olmamış uzaylılar yapmış onu:)

Imge dedi ki...

:)))