Ayşe Kulin'in "Veda" adlı romanı da tatilde okuduğum kitaplar arasındaydı. Ayşe Kulin'i zaten çok severek okurum. Bu kitabı için de aynı şeyi söyleyebilirim.
Roman, Osmanlı Devleti'nin son yıllarının yaşandığı sırada işgal altındaki İstanbul'u anlatıyor. Ayşe Kulin, o dönemi anlatırken kendi büyük dedesi olan son Osmanlı Maliye Nazırlarından Ahmet Reşat Bey ve ailesinin yaşadığı konaktan yola çıkıyor. O dönemin İstanbul'unda gerçekleştirilen yeraltı faaliyetleri ile Anadolu'da başlatılan Milli Mücadele'ye verilen destekten söz eden Ayşe Kulin, "vatan hainliği" kavramını sorguluyor. Kendisiyle yapılan bir röportaj sırasında da "Vahdettin bir hain değil, olsa olsa beceriksiz bir padişah olabilir" türünden bir ifadeye yer veren yazar, özellikle o döneme bakıldığında yalnızca siyahı ya da beyazı görmemek gerektiğini vurguluyor.
Kadının sosyal hayata katılımının, devlet meseleleriyle ilgilenmelerinin, örgütlenme ve bilinçlendirme çalışmalarının teşvik edilmeye başlandığı o dönemlerde konaktaki kadınların dünyadan bihaber yaşamayı tercih etmeleri de kanımı dondurdu diyebilirim! Dışarıda devran döndü, bizimkiler konakta "nazır eşi" olmayı kutladılar, beyleri eve geç geliyor diye dır dır ettiler, kendilerine çeşit çeşit mızmızlanma bahaneleri buldular! İyi ki Azra gibi kadın karakterler de varmış! Ya da bilinçli ve dünyadan haberdar olmak için yalnızca eğitimli olmanın gerekmediğini gösteren Mehpare gibilerinin varlığı da umut verici! (Gerçi Mehpare'nin farklı motivasyon unsurları da vardı, ama burada onlara değinmiyorum!) Günümüze bakınca, aradan o kadar zaman geçmiş olmasına ve birçok olanağa sahip olmamıza rağmen kadınlarımızdaki "bilinçlenme oranında" çarpıcı bir gelişme görememek ne kadar üzücü!
Neyse, konudan sapmak üzere olduğum için kendimi durduyor ve bu sürükleyici Veda'yı okumanızı öneriyorum.
1 yorum:
ben bu kitapında diğerlerinden aldığım keyfi alamadım sevgili imge..ama aşk hikayesi çok çarpıcıydı
Yorum Gönder