Kıymet'ten pası aldım. :) Benim listemdeki "en etkileyici aşk romanlarını" da öğrenmek istediğini belirtmiş son yazısında... Aslında çok fazla aşk romanı okuduğum söylenemez. Hatta en son ne zaman bir aşk romanı okuduğumu bile hatırlayamadım diyebilirim. Daha çok "dönem kitapları (ve filmleri)" ve onların içindeki tadımlık aşklar hoşuma gider benim... "Aşk da zaten tadımlık bir şey değil midir?", "Aşk mı sevgi mi?", "Aşkın ömrü kaç yıldır?" gibi konulara hiç bulaşmadan listeme geçebiliriz:
* İlk iki kitap klasiklerden olacak: Anna Karenina ve Rüzgar Gibi Geçti (evet, çok klasik oldu biliyorum, ama çok keyif alarak okuduğum aşk romanlarıydı bunlar)
* Nermin Bezmen'in Kurt Seyt & Shura ile Kurt Seyt & Murka romanlarına bayıldığımı hatırlıyorum. Bir de Kürşat Başar'ın Başucumdaki Müzik aklımda aşk romanı olarak kalan bir kitap oldu. Aslında bu kategorideki kitaplar da dönem romanları olmalarına rağmen içeriğindeki "aşk" miktarı oldukça fazla olduğu için onları etkilendiğim aşk romanları kategorisine koyuyorum.
* Son olarak Gabriel Garcia Marquez'in "Kolera Günlerinde Aşk" romanını da etkilendiklerim arasına almaya karar verdim. Filmi de çekilen bu romanda anlatılan 51 yıl süren bekleyiş bile kendisini tek başına bu yazıya konu olmaya değer kılıyor.
Aşk romanı olarak benim ilk aklıma gelenler bunlar oldu.
Ama aklım başka bir şeye takıldı. Oldum olası kitap yazma hayalim vardır benim, ama henüz nereden başlayacağımı bilemediğim ve yalnızca çok daha sonraki bir dönem için aklımın bir köşesinde duran bir hayal bu! Düşünüyorum da aslında bir aşk romanıyla bu hayalimi gerçekleştirebilirim. Kıymet'in, kendi aşkını yazan birinin henüz çıkmadığını belirtmesiyle birlikte beynimde hemen bir şimşek çaktı! :)
"Ankara'ya dönünce mutlaka haber ver Kıymet, ses kayıt cihazı ve röportaj kitimle birlikte sana geliyorum!!" :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder