Şahsen benim de çok beğendiğim yapılardan biri oldu Pantheon! Fazla bir süslemeye ya da şaşaaya rastlamıyorsunuz, ama o sade heybeti sizi etkilemeye yetiyor.
Pantheon'un kubbesinin en üst kısmında daire şeklinde açıklık var ve mimarisine göre bu açıklıktan içeriye kontrollü bir ışık girebiliyorken, yağmur girmiyor! (Bunun doğruluğunu bilemiyorum, birkaç yerde yağmurdan dolayı aşınmalar olduğunu okumuştum, ama açıkçası gezerken pek dikkat etmemişim.)
Arkitera'dan Pantheon'un kubbesi ile ilgili bir alıntı yapayım size:
"Bu yapının ve kubbesinin başından pek çok olay geçmiştir. Örneğin, kubbeyi kaplayan altın yaldızlı bronz levhalar yağmalanmış, bu levhaların yerine kurşun levhalar konulmuştur. Rönesans’ın ünlü mimarlarından Bernini yapıya iki küçük kule eklemiştir. Ne var ki Romalılar bundan pek hoşlanmamışlar ve o kuleleri eşek kulakları olarak adlandırmışlardır. Daha sonra Barberini ailesinden gelen Papa VIII. Urbanus zamanında da insanlar Pantheon’dan malzeme çalmayı sürdürmüşlerdir. Bu yağma yapıya elbette büyük zararlar vermiştir, o kadar ki Papa VIII. Urbanus’un Barberini ailesinden geldiğini bilen halk arasında “Quod non fecerunt barberi, fecerunt Barberini” (“Barbarların yapmadığını Barberiniler yaptı.”) deyimi yaygınlaşmıştır."
Bu arada ben içinde Rafael'in ve İmparator Vittorio Emmanuelle'in mezarlarının yer aldığı Pantheon'un bulunduğu meydana da bayıldım. Zaten Roma'nın (ve diğer yerlerin de) en çok meydanlarına, sokaklarına ve o korunmuş eski binalarına bayıldığımı söyleyebilirim. İşte Pantheon'un yer aldığı Rotonda Meydanı'ndan iki görüntü:
Binaların eskiliğine, panjurlara ve yürüdüğümüz yollara dikkatinizi çekerim. Tarihi düzen bu kadar mı güzel korunur? Bir tane bile Pimapen'li pencere ya da plaza görmeden koca bir hafta geçirdiğime hâlâ inanamıyorum!!
2 yorum:
Teşekkürler, kolay gelsin... :)
ışık savaşçısı,
Rica ederim.:)
Yorum Gönder