Evlerin çatılarına da baktıktan sonra yolumuza devam ediyor ve sola dönerek Huidenstraat üzerinden Spui Square'e gidiyoruz. Amsterdam Üniversitesi'ne komşu bir konumda bulunan burası sanatçıların mekanı sayılan bir meydan. 1960'lardan bu yana pek çok gösteriye ve protestoya da ev sahipliği yapmış.
Solunuzdaki ilk geçitten içeri girerek bir avluya çıkacaksınız. Burası 14. yüzyıldan kalma gizli bir rahibe manastırı olan Begijnhof. Burada kalan rahibeler diğerlerine göre çok daha özgür bir yaşam sürüyorlarmış. Birtakım dini ritüeller ve ibadetleri yerine getirmekle birlikte istedikleri zaman istedikleri yere gidebiliyor ve evlenmek üzere manastırı terk edebiliyorlarmış. İşte özgür rahibelerin evi Begijnhof:
Şimdi girdiğimiz geçitten tekrar Spui Meydanı'na çıkıyor ve aşağıda Singel Kanalına doğru yolumuza devam ediyoruz. Bloemenmarkt, yani Çiçek Pazarı'na gelince duruyoruz. Zaten bu muhteşem mekanda durmamak mümkün değil! Çeşit çeşit ve her renkte çiçekler (başta lale olmak üzere) ve tohumlar aklınızı başınızdan alıyor. Benim gibi çiçek bakamayan bir insana bile lale soğanı ve üçlü minik kaktüslerden aldırtan bir yer yani. Saksıda lale yetiştirmek de hayal diyorlar, ama denedim bakalım! Mart ya da Nisan ayında size sonucu bildiririm. Sesim çıkmazsa, bilin ki bozguna uğramışımdır. :)
Burası yan yana yaklaşık 10-15 tane çiçekçinin sıralandığı bir yüzen pazar. Bir zamanlar çiçekçiler çiçeklerini satmak için rıhtıma yanaşırlar ve bu sokaktan geçenlere satış yaparlarmış. Artık çiçekçi mavnalarının daha sabit durdukları kesin, ama ben hissetmemiş olsam da hâlâ hareket halindelermiş. Gezmesi çok keyifli olan bu mekanın sonuna geldiğinizde Muntplein'e varıyor ve Munt Kulesi'ni görüyorsunuz. Bu kule de bir zamanlar şehri çevreleyen surların bir parçasını oluşturuyormuş.
Devam eden yürüyüş rotamızın sonlarına doğru bir zamanlar Amsterdam'ın en zengin sakinlerinin yaşadığı Golden Bend bölgesi ve galeriler ve antikacılarla dolu Nieuw Spiegelstraat sokağını da görüyoruz. Başınızı her çevirdiğinizde aşağıdaki gibi enteresan eserler görebilirsiniz. (Palto, eldiven, çanta, şemsiye, ayakkabılar ve yerde duran kitapların hepsi de ahşap! Muhteşem değil mi?)
Yaklaşık 2 saat süren bu yürüyüş turumuzu birçok ünlü müzenin yer aldığı Museumplein'de noktalıyoruz. Elbette, önce bir bira ve tapas molası vermeyi unutmadan!
İmge Turizm yolcuları, bir saat serbest zaman! Sonra Van Gogh Müzesi önünde buluşuyoruz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder