Rijksmuseum

İkinci günümüze Rijksmuseum'da başlıyoruz. (Yeme-içme ve eğlence bölümlerini günlük kültür turu etkinliklerimizi bitirdikten sonraki yazılarda yazacağım.) Daha önce de belirttiğim gibi Rijksmuseum, Amsterdam'ın Louvre'u sayılıyor. Giriş ücreti 10 Euro ve o da müzelerin bulunduğu meydanda, yani Museumplein'de bulunuyor. Amsterdam Card ile bu müzeye de ücretsiz girebiliyorsunuz. Her gün sabah 09:00 ile akşam 18:00 arası ziyarete açık olan bu müzeyi Cuma akşamları saat 20:30'a kadar gezebilirsiniz. Fotoğraf çekmek yasak!

Müzenin ana binasının büyük bir bölümünde restorasyon çalışması devam ettiği için şu an "Masterpieces (Başyapıtlar)" adı altında sergilenen kalıcı koleksiyonu Philips Wing bölümünde görebiliyorsunuz. Rembrandt ve öğrencilerinin eserlerine de geniş yer verilen bu müzede Altın Çağ'ın en önemli yapıtlarından bazıları sergileniyor.

Bu arada bizim orada bulunduğumuz sırada 10 numaralı salonda 1965 doğumlu İngiliz sanatçı Damien Hirst'in "For the Love of God" (Tanrı Aşkına) çalışması sergileniyordu. Hirst, Young British Artists olarak anılan grubun en önemli sanatçılarındanmış. Kapkaranlık bir odada üzerindeki 8,601 elmas ile ışıl ışıl yanan bu muhteşem kafatasını da görme şansımız oldu. Bu eser, 1800lü yıllarda yaşamış yaklaşık 35 yaşlarında bir erkeğin kafatasının birebir platin kalıbının üzerine yerleştirilmiş elmaslardan oluşuyor. Alındaki elmas ise 52.4 karat! Eserin isim annesi ise Hirst'in annesiymiş! Hirst, annesine bir kafatasının üzerine binlerce elmas yerleştirmeyi planladığını söylediğinde annesinin ağzından bu sözcükler dökülmüş. Bu mantıkla yola çıkarak, demek ki Hirst'in yaptığını ben yapmaya kalksam, eserimin adı en iyi ihtimalle "Kafatasından başka üzerinde çalışacak bir şey bulamadın mı?" olacakmış. :) Bu arada bu eserin değerinin ise 51 milyon £ olduğunu belirteyim! (Resmi BBC'nin sayfasından aldım. Galiba eserin tanıtımı ile ilgili 2007'de çıkmış bir haberdi.)

Neyse, 10. odada bunu gördükten sonra 11. odada da Hirst'in Rijksmuseum koleksiyonundan seçtiği yapıtları görüyorsunuz. 12. odada Rembrandt'ın meşhur The Night Watch tablosunu da gördükten sonra müzenin dükkanını gezip bir Heineken Deneyimi yaşamak üzere yolumuza devam ediyoruz.

1 yorum:

mutfakfaresi dedi ki...

kafatasına bayıldım!