Dün gece TİM'deydik. Prag'ın meşhur Black Light Theater (Kara Tiyatro) ekibinin "Işıkların Dansı" adlı gösterisini izlemeye gittik. Takipçilerim daha önce size bu etkinliği bu sayfalardan duyurduğumu hatırlayacaklardır.
Kara Tiyatro, aslında eskiden beri var olan bir teknikmiş. Tamamen kapkara olan tiyatro sahnesinin yalnızca istenen yerleri siyah ışıklarla aydınlatılıyor. Aydınlatmak da değil aslında... Işığın çarptığı yerlerde fosforlu yansımalar görüyoruz. Diskolarda beyaz tişörtünüz parlamasını sağlayan ya da iskelet adam şovlarındaki türden bir aydınlatma da diyebiliriz. Bu gösteride de dansçılar fosforlu boyalarla renklendirilmiş giysileriyle şov yapıyorlar. Sergiledikleri hareketlerin fosforlu yansımaları da karanlığın içinde büyülü bir ortam yaratıyor.
Grubun temelleri ilk olarak 1989 yılında Alexandar Cihar ve Eva Asterova tarafından atılıyor. Birçok farklı sanat dalını harmanlayabilecekleri bir tiyatro hayal eden ikili, 1990 yılında devlet desteğiyle Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da, bu gösteriyi sahneye koymaya başlıyor. İlk gösterileri, besteci Zdenek’in müziği eşliğinde gerçekleşen ‘Caz Pantomim Öyküleri’ pantomim ve cazı başarıyla birleştiriyor. Bu yıllardan itibaren Türkiye, İtalya, Belçika, Macaristan ve Kore gibi dünyanın dört bir köşesinden ülkeler de dahil olmak üzere çeşitli yerlerde toplam 6000’in üzerinde gösteri sergiliyorlar.
Şu ana kadar bahsettiklerim grupla ilgili tanıtım yazılarında da karşılaşabileceğiniz birtakım bilgilerdir. Hakkında çok fazla olumlu eleştiri duyduğum ve kaçırılmaması gerektiği söylenen gösteri ile ilgili benim düşüncelerime gelince:
Açıkçası ben dün izlediğim gösterinin övüldüğü kadar gösterişli bir şov olduğunu düşünmüyorum. Ortada müthiş bir emek, çalışma, yaratıcılık, vs, pek çok şey olabilir, ama çok da bayılarak izlemediğimi itiraf etmeliyim. Son birkaç bölüm dışındaki bölümlerin son derece basit olduğunu bile düşündüm. En beğendiğim gösteriler rengarenk halkalı ve yarım adamlı sahnelerdi:
Size bir itirafta bulunayım mı? O karanlık ortam, tuhaf fosforlu figürler, hareketli geometrik/mozaik desenler tedirginlik hissetmeme neden oldu diyebilirim. Kendimi psikolojik denek gibi hissettiğim de oldu. Sanki bir anda sahneyi durduran psikologum "karanlığın içinden ilk çıkan cisim sana neyi çağrıştırdı?" diye soracak gibi geldi! Ya da ne bileyim bazen de dünyayı ele geçirmeye çalışan uzaylıların kapattığı bir salondayız ve bize gönderdikleri ışınlarla hakkımızda veri topluyorlar gibi hissettim! Kısacası hayal gücüm çalıştı çalışmasına da pek hayırlı yönde çalışamadı.
Ama ne olursa olsun siz benim ne dediğime bakmayın. Büyük olasılıkla bu kadar methedilen bir gösteride benim gözden kaçırdığım bir şeyler vardır. O yüzden bir dahaki gelişlerinde dünyaca ünlü bu gösteriyi izleyin ve kendi fikrinizi oluşturun.
Image Black Light Theater ile ilgili daha detaylı bilgiyi web sitelerinden alabilirsiniz. Buradaki fotoğraflar ve video görüntülerine bakarak gösteri ile ilgili daha fazla fikir edinebilirsiniz. (Tahmin edebileceğiniz gibi ben de resimlerimi buradan aldım.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder