Gıcık Olduklarım #2

Haftanın gıcıklarını açıklıyorum:

1) Yan tarafımızdaki hastanenin bir yerlerini tamir eden, ama yeni bir bina inşa ediyorlarmışçasına gürültü yapan işçiler!! Bir de bu gürültüyü özellikle sabah 8:30 ile 9:30 arasında yapıyorlar. Nedense önce şu yol çalışmalarında falan asfaltı kırmak/delmek için kullanılan alete benzer sesler çıkaran bir aletle uyandırma servisi görevlerini tamamlayıp, sonra sessiz ve sakin işlerine devam ediyorlar. İso'cum zaten kalkmış olduğu için hem çalışmanın başladığı hem de benim çıldırmaya başladığım anı yakalayabiliyor!

Ama bu duruma bir çözüm bulacağım elbet!! Karanlık misafir odamızı Hostel filmindeki odalardan birine çevirmeyi planlıyorum. Birazdan çarşıya çıkıp, bir dişçi koltuğu, bir kerpeten, bir elektrikli testere, çeşitli ebatlarda çiviler, neşter, makas falan alacağım! Sonra da balkona çıkıp mahallenin İmge Teyzesi olarak işçilere sesleneceğim: "Huu, çocuklaaarr, çok yoruldunuz ayol kaç gündür! Biraz mola verin. Gelin bak, size elceğizlerimle sıcacık kekler, börekler yaptım. Çay da demledim tavşan kanı." Eve geldiklerinde de onları masaj koltuğu diye kandırarak dişçi koltuklarına bağlayacağım. Sonra da "Bekleyin, eldivenlerimi takıp, hemen geliyorum" diyeceğim. Eee, hijyen çok önemli!!















2) İlk gıcığıma çözüm buldum, gelelim ikinci gıcık olduğum şeye! Açıklıyorum: Essporto! Şaşırdınız değil mi? Hani çok memnundum, çok seviyordum spor kulübümü?! Şimdi ne oldu da aramıza kara kedi girdi böyle!

Hemen durumu açıklayayım. Essporto'dan bir spor kulübü olarak hâlâ genel anlamda memnunum. Ama bir buçuk aydır Tae-Bo dersinin yapılmamasına gıcık oluyorum! Sebep ise hocamızın parmağını sakatlamış olması. Tamam, geçmiş olsun, bir sporcunun sakatlanması normaldir. Normal olmayan, komple Tae-Bo derslerinin iptal edilmiş olmasıdır! Valla bunca zaman Tae-Bo yaptıktan sonra aynı anda hem zıplamayı hem de "Hop, ki, üç..." diye saymayı becerebilsem ben bile ders verebilirim diye düşünüyorum. Ama koca spor tesisinde Tae-Bo hocamız dışında Tae-Bo dersi verebilecek bir tane bile hoca olmadığı için bir buçuk aydır gözümüz parmakta (!) öylece bekliyoruz!

Neyse, bundan da şükredecek bir şeyler çıkarabiliriz. En azından Essporto'nun bir eğitim kurumu olmadığına şükredebiliriz mesela! Düşünsenize çocukları sınava hazırlayan Essporto adında bir dersane var ve matematikçi hasta oluyor! Ya da ne bileyim Özel Essporto Hastanesi'ne ülser tedavisi olmak için gidiyorsunuz, ama bir bakıyorsunuz gastroenteroloji uzmanı hasta olduğu için bölümün kapısına kilit vurup gitmiş. Kasap izinde olduğu için et reyonu kapalı olan bir Essporto Market düşünebiliyor musunuz? "Kasabımız iyileşene kadar siz de tavuk yiyiverin canım!!" falan deseler ne tepki verirdiniz? Demek ki neymiş? Profesyonellik ilkesini ön planda tutarak faaliyetlerini sürdüren kurumsal bir firmada işler kişilere bağlı olmadan tıkır tıkır yürümeliymiş! Yani Essporto da göründüğü kadar kurumsal, profesyonel ve sistemli çalışan bir kurum değilmiş!

Peki, ilk maddeye çözüm bulduk, ikinci konuda neler yapabilirim acaba diye düşünüyorum. Tabi 2010'a kadar üyeliğimizin devam ettiği gerçeğini de göz önüne alınca seçeneklerim biraz kısıtlanıyor! Aklınıza gelen bir şeyler olursa benimle paylaşın lütfen. Ya da bu kez pas hakkımı kullanıp, "bir buçuk ay bekledik, bir hafta daha bekleriz artık, n'apalım" diyerek haftaya derslerin başlamasını bekleyeceğim. (Pas hakkımı kullanmayı da yakıştıramıyorum kendime ya neyse!)

Hiç yorum yok: