Cumartesi akşamı bizim oralardaydık. Yani dışarıdaydık, ama eve çok yakın olduğumuz için kendimizi evimizde hissettik. :)
TAC'den arkadaşım Müge ve eşiyle birlikte Akaretler'deki Pastarito'da yemek yeme planı yapmıştık. Ama biz kızlar biraz daha erken buluşmaya ve yemek öncesinde son iki yıldır Sıraevler'de kurulan Galata Moda stantlarını gezmeye karar verdik. Galata Moda'nın Galata'da yapılan orijinal versiyonunu bilmiyorum, ama bu konuda bilirkişi olan Müge'ye göre buradakiyle ilgisi olmayan, daha şenlikli, cıvıl cıvıl ve festival havasında görünen ve daha derli toplu bir yerleşimi olan bir etkinlikmiş. Burada kaldırımların geniş yerlerine kurulmuş ve birbirlerinden kopuk birkaç stanttan bir moda festivali havası yayılmadığını söyleyebilirim. 6-10 Mayıs tarihleri arasında yapılan Galata Moda Akaretler'i kaçırdığınıza üzülmeyin. Ama Haziran başında Galata'da yapılacak olanı kaçırmayın!
Bu arada süper bir elbise beğendim ve sokak ortasında kurulan kabinlerde elbiseyi denedim. Ama ne yazık ki bel bölgesinde potluk yaptığı için alamadım. Tadilatı da kendileri yapmadıklarını söyleyen stant görevlileri, "biraz göbeğiniz olsa o boşluğu doldururdu" gibi bir yorum yaptılar!! (O kadar da besleyip, büyüttüm oysa göbişimi, ama yetmemiş demek ki!) Bir elbiseye girmek için de daha fazla kilo alamam valla! Ama makarna yedikten sonra gelip elbiseyi denemeyi ciddi ciddi düşünmedim değil. Tabi gecenin yarımında restorandan çıkınca biraz geç kalmış olduk. Bu arada hem öncesinde Müge'yle dalga geçtiğimiz durum olan sokak ortasında soyunup giyinme rezaletini yaşamış, hem elbiseyi alamamış, hem de Pastarito'da yediklerimiz sonrasında göbeğimi büyütmüş oldum! Sonuç: Net Zarar!
Neyse, saat 20:30 gibi kocalarımız da bizlere katıldı ve Akaretler'deki Pastarito'da buluştuk. Roma'daki Pastarito'yu denemiş biri olarak sizlere bir karşılaştırma sunabilmeyi çok isterdim, ama iki restoran arasında yalnızca isim benzerliği var! Geri kalan her şey farklı.
Orası daha fast-food restoranlarına benzer bir havadayken buradaki Pastarito oldukça şık bir mekan. Zaten Sıraevler'de başka türlüsünün olmasını beklemezsiniz. Biz, yeni açılan kış bahçesinde oturduk. Burası tamamen açılıp, yazlık bir mekan haline geldiğinde çok daha keyifli bir ortam olacağına eminim. Servis biraz yavaştı. Ayrıca ısrarla anlaşılmayan birtakım isteklerimiz oldu (bkz. İso ve carpaccio tabağı, Hakan ve bir türlü gelmeyen macchiato'su). :) Ancak yemekler gayet lezzetliydi. Buranın özellikle makarnalarıyla ünlü bir İtalyan restoranı olduğunu biliyorsunuzdur. Şahsen kendi söylediğim Siciliana adlı kızarmış patlıcan, mozzarella, domates, acı biber, kekik ve sarımsak soslu makarnadan acayip memnun kaldığımı söyleyebilirim. Masanın geri kalanı da yemeklerinden oldukça memnun görünüyorlardı. Fiyatlara gelince... Artık hemen hemen her yerde bir makarnaya yaklaşık 20 TL ödendiği düşünülürse, buradaki makarna ve pizza çeşitlerinin de 20-30 TL arası değişen fiyatlara sahip olmasını makul olarak değerlendirebiliriz. 70 TL'ye güzel bir şarap açtırabilirsiniz. (Ama 250 TL'ye de şarap var, haberiniz olsun yani..) Üstüne kahveler 7-8 TL. Ancak Roma ile hiç karşılaştırılamayacak özelliklerden biri de bu fiyat konusu, çünkü orada iki kat büyüklükteki tabaklara bu fiyatların yarısını ödüyordunuz. Şarap da genelde sudan ucuz oluyordu. Neyse... Roma değil, İstanbul piyasasındayız, hesabımızı da ona göre yapmamız gerekiyor.
Yemeğin üstüne gelen meyve tabağı, kahveler, kurabiye kavanozu, limoncello'lar, çaylar falan derken sohbetimiz de uzadıkça uzadı. Gerçi masada dönen sohbet zaman zaman bir iş toplantısını andırıyordu, ama neyse! :) Bir ara garsonların baheçedeki sandalyeleri ters çevirdiklerini gördük, sonra müzik kesildi ve en son ışıklar sonuna kadar açıldığında saatin yarım olduğunu ve bizim dışımızda kimseciklerin kalmadığını fark ettik. Hımm, bize de "gidin artık" demek istiyor olabilirler. "Ee, gidelim bari!" diyerek kalktık.
Keyifli bir geceyi daha sona erdirirken, ertesi sabah kalkıp Belgrad Ormanları'nda yürüyüş yapmayı planlıyorduk ki Disko Kralı'na takılıp sabaha karşı yatınca her zamanki gibi planlarımız suya düştü. Olsun, biz de balkonda kahvaltımızı yapıp, akşam spora gideriz artık!
Kapanışı yaparken Pastarito'nun adres ve telefonunu da vereyim. Bu arada unutmayın: Wings kartınız varsa, Pastarito'da gittiğiniz saatlere bağlı olarak %10 ya da %20 indiriminiz de var demektir!
Adres: Süleyman Seba Cad. No: 2 Akaretler
Tel: (0212) 236 67 00 (5 hat)
6 yorum:
Pastarito benim de denemek istediğim restoranlar arasındaydı. E senin bu yazından sonra denenebilir diye düşünüyorum. Bu arada Point Otel'in altındaki Udonya'ya gittik ve çok beğendik İmgecim. Web'den Udonya'ya bakabilirsin. Aryıca sana anlatırım. Bir de suşi kursuna gittim ya sana suşi konusunda anlatacaklarım var. Bir ara bloguma yazsam mı diye düşündüm ama suşi kursunda foto makinamı almadım ve hiç foto yok. Udonya da öyle. Fotosuz da pek tadı olmuyor blog yazılarının.
Özlemcim,
Anlatacaklar birikmiş desene..:) Buralara kaçarsan haberim olsun mutlaka, bir kahve planı yapalım birlikte yine olmazsa..
Bu arada kendi blogunu yeniden açmak konusunda şüphelerin varsa ve anlatacaklarından dolayı dilin (yani kalemin) şiştiyse blogumda bir "mutfakfaresi" köşesi açabilirim sana istersen..:)Maksat okura hizmet, değil mi? :))
Sevgiler..
Sevgili Imge;
Sen boyle ara vermeden ve boyle guzel konular yazdikca bir baktim farkinda olmadan bu sitenin muptelasi olmusum. Her gun acaba Imge ne yazmıs diye bakmadan gecmiyorum. Pastarito dediğin gibi Italya konseptinin tamamen dısında ama keyifli bir mekan. Servis kesinlikle kotu o yuzden ben bir daha gitmem diyordum. Senin anlatimindan anliyorum ki servis hala kotu. Umarim o fiyatin hakki olan servisi verecek daha kaliteli bir ekip olustururlar ve bu mekan uzun vadeli olur.
Selamlar
B
Bivet selam,
Sitemin müptelası olmana çok sevindim. Panik olmaya gerek yok, kesinlikle zararsız bir bağımlılıktır!! :)
Bu arada Pastarito'nun makarnasını beğendim, ama ikinci kez gideceğimi ben de sanmıyorum. Birçok kişinin aksine Mezzaluna'ya da çok bayılmıyorum. İtalyan restoranları arasında bir de Zazie'yi denemem gerekiyor. Daha sonra belki karşılaştırmalı bir analiz yaparım burada (naçizane). :)
Sevgiler
İmgecim,
Pastarito ile ilgili çok olumlu şeyler duymadım, senden önce giden kim varsa aynen ya servisin kötülüğünden şikayet ediyordu yada yemeklerin muhteşem olmamasından, dolayısıylada fiyatları haketmediklerinden :) Bu durumda ben bir süre daha gitmem heralde :)
Zazie'yi seviyorum, keyifli bir mekan, Mezzaluna'ya da hiç itirazım olmaz hem yemekleri hem de servisleri muhteşem bence :) Hem geçenlerde elimi çarparak şarap bardaklarını bile kırmışlığım var, bana bir gömleğe maloldu, onlara da bayağı bir temizliğe :)) ama hiçbirimiz üzülmedik :)
Makarnaları gerçekten güzel Chido, ama gitmezsen de çok şey kaçıracağın bir yer değil. Servis kötü ama, kendini ona alıştırarak gitmende fayda var..
Ben de ilk etapta bir Zazie yapmayı planlıyorum bakalım. Zazie hakkında hep olumlu yorumlar duydum zira..:)
Yorum Gönder