Liman bölgesine inmişken burada görmeniz gereken dev bir akvaryum olduğundan da bahsetmem gerek. 1995 yılında açılmış bu dev komplekste 35 tane akvaryum tankı ve 450 farklı türden 11,000 deniz canlısı bulunuyor. 6 milyon litrelik bu dev akvaryumun içinden 80 metre uzunluğunda bir tünel geçiyor. Yani yürüyerek tünelden geçerken yanınızdan yüzen köpekbalıklarını, deniz çupralarını, yılanbalıklarını falan izleyebiliyorsunuz. L'Aquarium, Avrupa'nın en büyüğü ve şimdiye kadar 14 milyonu aşkın insan tarafından ziyaret edilmiş. Sabah 9.30'da açılan bu dev kompleksi hafta içi akşam 21.00'e, hafta sonu ise 21.30'a kadar gezebiliyorsunuz. Yaz aylarında kapanış saati gece 23.00'e kadar sarkabiliyormuş. Giriş ücreti ise 17 EURO.
Akdeniz'de yaşayan deniz canlıları ve balık türleri bakımından dünyanın en zengin dev akvaryumunu gezerken bu canlılar hakkında çok ilginç bilgiler de edinebiliyorsunuz. Renkleriyle zehirlerini belli edenler mi ararsınız, ısıranlar, koparanlar, derinlerde bir kaya parçasına yapışıp kalanlar mı? Hepsi burada. Kızıldeniz'den gelenler de var tropik sulardan gelenler de. Bir ağaç dalı gibi deniz bitkilerinin arasında kamufle olan minicik canlıları da görmeniz mümkün, hiçbir şeye benzemeyen ve balıkçıların ayın denize yansıması sandıkları için "Moonfish" (Ay Balığı) adını verdikleri tipsiz dev balıkları da. Ahtapot, çupra, mürekkep balığı, ıstakoz gibi yenebilir canlıları da görebilirsiniz, sizi yiyebilecekleri de..:) İşte tüneldeki en ilgi çekici deniz canlılarından biri: Köpekbalığı!
L'Aquarium'un web sayfasından öğrendiğime göre bu akvaryumda köpekbalıklarıyla birlikte yüzmeniz de mümkünmüş! Elbette deneyimli dalış meraklıları için düzenlenen bu program birkaç bölümden oluşuyormuş. Birinci bölüm, ağırlıklı olarak köpekbalıklarının olduğu bölümlere odaklanan rehber eşliğinde bir Akvaryum turu, ikinci bölüm işin teori kısmı ve son bölüm ise şu tünelden gördüğümüz 4 milyon litre suyun bulunduğu alandaki 15 adet köpekbalığının yanına gidiş!! Bu paketin fiyatı 300 EURO imiş. İlgilenenlere duyurulur! İso'cumun da doğumgünü yaklaşıyor. Acaba kendisine böyle bir dalış paketi mi hediye etsem diye düşünmeye başladım şimdiden..:)
Akvaryum, keyifli bir yer. Gidip görmenizi tavsiye ederim. Ama çooook etkilendim mi, diye sorarsanız pek de etkilenmediğimi belirtmem gerekir. Ne bekliyordum bilmiyorum, ama galiba 450 çeşit bana az geldi. Böyle rengarenk, açılan kapanan, hiçbir şeye benzetemediğimiz, ama oldukları gibi dondurulsalar çok şık birer dekorasyon objesi olabilecek National Geographic canlıları görmeyi isterdim doğrusu! Bir de yunusları görmek isterdim. Sahi niye yunus yoktu koskoca akvaryumda yaa? Köpekbalığının o bıçakla kesilmiş bir çizgi gibi gövdesinin alt kısmında açılmış kocaman dişlerle dolu ağzını gördük de yunusların güleryüzlü ifadesini niye göremedik? Hem düğün davetiyemizde bile biri papyonlu biri duvaklı iki yunus balığı vardı bizim. Hatta davetiyenin tasarımını yapan çocuğa "Gülen iki yunus istiyorum" dediğimde "Yunuslar zaten hep gülerler, hanfendi!" demişti bana. Hey gidi günler! Üzerinden yıllar geçmiş. Akvaryum yazısı yazarken gözleri dolan ilk insan olarak da tarihe geçiyorum şu anda. Dağılabilirsiniz. Bir müddet yalnız kalmak istiyorum. :)
4 yorum:
Aynen ben de senin gibi düşünmüştüm gidip görmek lazım ama çok mu etkilendik hayır :) Bu arada okuyanlara benden de bir tavsiye biz Sightseeing otobüs bileti almıştık 2 günlük, onun içindeki indirim kuponları hemen her müzede geçiyor. Akvaryum için de kişi başı 2 euro gibi bir indirim vardı :)
Ata,
Gerçekten iyiymiş bu sightseeing otobüsleri. Biz kullanmadık ama aslında Barselona'yı gezmek için en güzel seçenek de olabilir diye düşündüm bak şimdi. Biz Akvaryum biletlerini Casa Battlo biletleri ile birlikte Tourism Information'dan almıştık. Casa Battlo'da indirim vardı, ama bunda yoktu. Ama her ikisine de kuyruk beklemeden girebilme avantajımız olmuştu.
Aman Imgossss:) Kopekbaliklari senin olsun bana bir şişe şarap yeter icabında hih hih:))))
İso'cum,
Önce ben atlarsam da gelmez misin arkamdan, hı? :)) Muccxx!
Yorum Gönder