Gündelik Yaşamın Küçük Kahramanları

Denedim Biliyorum sitesinden gelen birkaç ürün eşantiyonundan sonra fark ettim ki onlar hakkında hiçbir şey yazmamışım. Ama tiyatro, sinema, gezi yazısı arasında "Arkadaşlar bir İpana diş macunu denedim ki sormayın. Tam dişinize göre!" diye yazmam biraz abes olur diye düşündüm doğrusu. "Ya da bugün dağ gibi biriken bulaşıklarımı bir damlacık Pril'le erittikten sonra İş Sanat'taki sergiye gittim," demek! Yani kısacası Pril'le yaptıklarım değil, İş Sanat'ta gördüklerimin sizi ilgilendirebileceğini düşünüyorum.

Ama yine de deterjan, şampuan, diş macunu, deodorant, vs. gibi ürünlerin aslında hepimizin hayatındaki küçük kahramanlar olduklarına karar vererek bu yazıyı onlara ayırmaya karar verdim. İşte benim küçük kahramanlarım:

* Ariel Dağ Esintisi - Daha önce bu yazımda da bahsetmiştim kendisine bayıldığımdan.. İnanmayacaksınız ama konsantre bücüre bile alıştım. :)

(Ariel Leke Çıkarıcı'dan ise hiç memnun kalmadım. Memnun kalmamakla kalmayıp bir de İso'cumun çok sevdiği merserize kazaklarından birini de hakladım. Bir de üstüne üstlük "sürekli bu kazağı giyip duruyorsun, artık birilerine vereceğim bak ona göre" diye söylenip duruyordum. Bunun ardından kazağın üstüne çamaşır suyu sıçramış gibi bir görüntü oluşunca durumun gerçek bir kaza olduğunu da anlatmak biraz zor oldu tabi! Olay mahallinde (yani banyoda) zanlı (yani ben) ve suç aleti (yani leğen ve Ariel Leke Çıkarıcı) olarak öylece kalakaldık!)

* Cif Elmalı Bulaşık Deterjanı - ama Fairy de feci merak ediliyor ve denenecek.

* Mr Muscle lavabo açıcı - vazgeçilmezler arasında

* Domestos (kar beyazı) - her eve ve ıslak alanların neredeyse her yerine lazım!

















* Nivea Double Effect Mor Düşler Deodorant - Nivea'nın diğer hiçbir ürününü kullanmamakla birlikte (yıllar önce Essporto'da kullandığım vücut losyonu ya da duş jelinden dolayı başıma tuhaf bir sorun gelmişti; firma çok ilgilenmiş ve sorunla ilgili bana dönmüştü ama o zamandan beri Nivea ürünleri beni korkutur) bu ürüne bayıldım. Kokusu ve kalıcılığı süper.

(Bu arada Galatamoda'da peynir ekmek gibi dağıtılan Migros'tan Rexona Reward alışverişine indirim kuponlarını kullanmak için Migros'a gidip üzerindeki kodun geçersiz olduğunu öğrendiğimde gözümdeki Unilever imajı alt üst oldu. Buna rağmen Beren Saat'li reklamların etkisiyle öyle bir ürün deneme isteğiyle dolup gitmişim ki Rexona'nın ufak çanta boyunu aldım. Yeterince kalıcı değil, ama gerçekten de terlemeyi önlüyor - ki bu beni çok tırsıtır! Bir de hafif beyazımsı bir tabaka oluşuyor gibi sürülen yerlerde. Eyvah eyvah, huylanıp da kaşınmaya başlarsam Rüyanız Hayrolsun Teyze'ye dönebilirim korkusuyla Nivea'ma dönüyorum hemen!)

* Hacı Şakir Lavantalı Sıvı Sabun - ailecek kokusuna hastayız! Ve bende her zaman klasik beyaz kalıp sabun da bulunur. Bazı konularda klasik bir kadınım ne de olsa...

* Şampuan olarak aylardır kullandığım John Frieda'dan çok memnun olmama rağmen sıkıldığım için yeni bir şampuan denemeye karar verdim ve bitkisel olduğu için Otacı aldım. Hiç tarzım değildir memnun olduğum bir ürünü değiştirmek. Bundan sonra da hiç tarzım olmamaya devam edecek. Eczaneden aldığım ilaçlı bir karışımla saçımı yıkıyormuşum gibi tuhaf bir his oluşuyor her kullanışımda. Kokusuna ve dokusuna hiç bayılmadım. Bir de en büyük boyundan almışım! Bir de kremli şampuan aldığımı görmeyip üstüne bir de kremini almışım! Of ki ne of! Hazır bir iki kez kullanılmışken paketleyip temizliğe gelen kadına vereceğim Ramazan paketinin içine sıkıştırsam mı diyorum ama ramazan paketinde şampuanın ne işi var, değil mi?!

Değizmezlerim olarak aklıma gelenler bunlar. Geri kalan temizlik ürünlerini seçerken o an için burnumun ya da Money Card kampanyalarının beni götürdüğü yere gidebilirim.:)

Artık içimdeki domestik kadını çıktığı yere geri gönderiyor ve annem, babam ve Dido'yla buluşmak üzere kendimi dışarı atıyorum.

Hepinize iyi hafta sonları...

3 yorum:

berna dedi ki...

Bu gün akşamüstü sultanahmet köftecinin önünde kızımla oğlumu beklerken sanki tanıdığım birini görür gibi oldum nerden tanıyorum derken sizi hatırladım eşiniz siz ve bir çift ile beraber yürüyordunuz:)kanımca sizdiniz dünya ne kadar küçük:)seslenip sahip çıkacaktım ama karşı kaldırımda oğlum çağırdı o sırada
ona yönelmek zorunda kaldım:(
yanılmadığımı tahmin ediyorum:)) sevgiler:)

Imge dedi ki...

Berna,

Evet evet o bendim, yanılmamışsın.. :)) Annem ve babam da birlikte yürüdüğümüz diğer çift olmalı. Onları her zamanki duraklarımızdan biri olan Dubb'a götürüyorduk.

Keşke tanışsaydık ama..:( Gerçekten çok memnun olurdum. (Ayrıca ünlüyüm ben artık havalarına da girebilirdim kendimi tutamayıp..:) ) Bir dahaki sefere diyelim artık..

Sevgiler..

berna dedi ki...

Evet yanılmamışım :)) kısmet bende isterdim tanışmak :)
artık bakalım ne zaman karşılaşırsak:)) bu blok alemi sihirli bir alem :)

sevgiler...