Cumartesi günü öğleden sonra attım kendimi dışarılara. Bakım onarım programı çerçevesinde aldığım randevu için Nişantaşı'na gittim. Oradan çıkışta Gizoş'la buluşup biraz vitrin baktık. Sonra Starbucks'ta oturup birer kahve molası verdik. Bir ara ayarlarımız bozulduğu için teyze moduna girdik ama sonra girdiğimiz hızla o moddan çıktık! Önümüzdeki çift ve bebekleriyle ilgili yorumlarımızı duysanız ne demek istediğimi anlardınız:
- Pek şekermiş, akça pakça maşallah!
- Evet, güzel bebekmiş, babaya çekmiş herhalde (dudak bükerek).
- (hüüüp diye kahveden bir yudum alarak) Kadın da kocasını pek seviyormuş demek ki!
:))
Gizoş'tan ayrılıp Betül'le buluşmak için ayrılırken de sağlam bir gülme krizine girdik. Hatta en son Teşvikiye Kafe'nin karşısındaki yokuşta ayrılmadan önce karnımızı tutarak iki büklüm olmuşken ses bile çıkaramadan katılarak gülüyorduk. Kısaca konudan bahsedecek olursam: lastikli Türkçemiz, sağ olsun erkeklerin bu lastikli Türkçemizi oraya buraya çekerek masum sözcüklere yeni ve müstehcen anlamlar yüklemeleri suretiyle biz zavallı kadınların dertlerini bir türlü anlatamamaları, hele hele bazı konularda bir ustadan, esnaftan ya da apartman görevlisinden falan yardım istemenin zorluklarıydı bizi bu kadar güldüren. Daha fazla detaya girmeyeyim isterseniz, ama gerçekten insanı zorlayan bir durumla karşı karşıyayız burada. Tüm evin işlerini halleden bendeniz iki tane çivi çaktırmak , resim taktırmak için kıvranır durumdayım ve hatta İso'cumun dönmesini bekliyorum, o derece yani! :)
Neyse, Gizoş'tan ayrıldıktan sonra Betül'le Kırıntı'da buluştuk ve şansımıza hava süperdi (dışarıda oturacak kadar). Tabi öyle olur, çünkü yanıma kocaman şemsiye almıştım! Hiçbir şeyi kınamayacaksın şekerim. Ne o öyle Nişantaşı'nın sokak kafeleri, yanından arabalar geçiyor, sen de kaldırımda oturup yemek yiyorsun, diye eleştirirken sokağın hemen yanındaki masaya kurulup bir şişe şarabımızı da açıp yemeklerimizi afiyetle yedik. Kış bastırmadan açık havada oturabilmenin keyfi hiçbir şeye değişilmiyor tabi, o yüzden yol kenarı falan pek fark etmedi o gece. Betül'le de görüşmeyeli aylar olmuştu herhalde. Telefonla sürekli konuşmamıza rağmen yüz yüze ve şarap eşliğinde görüşmek kesinlikle çok farklı oluyor. O yüzden Cumartesi günü bana çok iyi geldi diyebilirim.
İso'cumu yaban ellere uğurladıktan sonra kendimi gezmeye tozmaya ve alkole verdim galiba a dostlar! Aslında geçtiğimiz hafta boyunca akşamları saat beş civarı turist modunda bir iki kadeh bir şeyler içmeye ve İso'cumu şehla gözlerle karşılamaya başlamıştım. Yeni evi kutluyorum ya, bahanem hazır. Hatta İso'cumun geciktiği gecelerde pilot kıvamına geldiğim bile olmuştu. Neyse Cumartesi de aynı tempoyla devam ettim, ama Pazar günü artık bu gidişata bir dur demeli diyerek haftalardır uzak kaldığım spor salonuna attım kendimi. Güne sağlıklı başlamak sağlıklı bitirmenin garantisi değil elbette ama yine de arada bir vücut için iyi bir şeyler yapmak da iyi geliyormuş gerçekten. Bu yaz döneminde burun ve taşınma yüzünden ihmal ettiğim spora bu kadar ara vermemem gerektiğini bir kez daha anladım. İso'cum gelir gelmez onun da başına dikileceğim, buradan duyurulur!
Pazartesi günü Gizoş hayırlı olsuna geldi ve sayesinde evimize yeni bir karakter daha eklenmiş oldu. İkinci Mudo Concept balığıma da bayıldım doğrusu! Hem Mudo Concept hem de balık figürlerine bayılan bendeniz yeni balığımı misafirleri selamlamak üzere girişteki yerine yerleştirdim bile. Bu arada başlangıçta yine kahve, çay, kurabiye, börek, vs ile teyze moduna girmiştik ki konularımız ateşlenince bira ve tuzlu fıstıkla ayarlarımızı düzelttik. Teşekkürler Gizoş'cum. Hem hediyen için hem de saatler süren ketifli sohbetimiz için. En kısa zamanda tekrarlayalım derim.
Şimdi ne yapıyorum? Turksat'ı bekliyorum. Kablolu TV'yi bağlamak için bugün 10.00-18.00 saatleri arasında bir zaman geleceklermiş. Sonra da İmge Kaçar. Nereye mi? Gezdi, tozdu, yedi, içti, güzelleşti...eee, artık bir zahmet spora tabi ki!!
3 yorum:
Ay! kendim gezmiş yemiş içmiş gibi oldum. Çok sağol.
Dışarıda bir hayatın var olduğunu hatırlatıyorsun :)
Sevgiler.
Sürprizzzzz :))) İmgecim herşey süperdi gerçekten inanılmaz eğlenceli bir gün geçirdik. Herşey için tekrar çokkkk teşekkürler. Teyze moduna hafiften bir giriş yaparak "yeni evinizde allah ağız tadıyla oturmak kısmet etsin" diyor ve bu moddan derhal ve son derece hızlı bir çıkış yapıyorum :)) çok öpt...
Ruhdağı,
Rica ederim, ne demek..:) Ama bu aralar senin evdeki hayatının da çok renkli olduğuna eminim. Egeciğe, Memo'ya ve sana sevgiler, selamlar...
Gizoşcum,
Çok öpüyorum seni fıstık.. Balığımla birlikte el sallıyoruz sana buradan..:))
Yorum Gönder