Londra'da yemek alternatifleri oldukça çeşitli ama asıl önemli olan içmek! İngilizlerin pub kültürünü etraflıca öğrenmek istiyorsanız işiniz hiç de zor değil, çünkü hemen hemen her köşe başında bir pub bulabilirsiniz. Genellikle ahşap maşalar ve duvar panelleri ile sıcacık ortama sahip bu pub'larda envai çeşit biranın tadına bakabilirsiniz. Bana bir pint fazla gelir diyorsanız, half-pint (yaklaşık 250 cl.) da alabilirsiniz. Pub'larda İngilizlerin meşhur fish&chips yemeğinden ya da sosis, hamburger, patates kızartması, fishcake ya da atıştırmalık başka alternatifler söylemeniz mümkün. Fish&chips, bildiğimiz kızarmış balık ve patatesten oluşuyor. Her yerde o kadar lezzetli olmayabilir. Eğer gerçekten yağ çekmemiş, güzel bir fish&chips yemek isterseniz size test edip onayladığım Boathouse'u öneririm. (Adres: Brewhouse Lane Putney London SW15 2JX)
Bunun dışında gündüz ve gece uğradığımız bir sürü pub'dan bazılarından görüntüler aşağıdadır. Yazın pub'larda sadece bira değil serinletici ve meyveli bir içecek olan Pimm's de içebileceğinizi unutmayın. Ama bir sürahi asla yetmez! :) Bu arada İngiliz pub'larında İngiliz biralarına ihanet ederek bol bol İrlanda birası içtiğimizi söylemeliyim. Erkeklerin favorisi her zamanki gibi Guinness olurken biz kadınların favorisi ise Caffrey'sdi. Erkekler de arada bir bizim Caffrey'se takıldılar tabi. Bir de asıl ihanetin büyüğü olarak son geceyi bir Irish Pub olan O'Neills'te kapattık. Bu arada bir pint bira fiyatı 3,5-4,5£ arasında değişiyor.
Londra'da yemek alternatiflerinin de içki alternatifleri kadar çeşitli ve renkli olduğunu söyleyebilirim. Etnik mutfakların hem uygun fiyatlı hem de çok lezzetli örnekleriyle dolu olan bu şehirde nefis yemekler yiyebilirsiniz. Özellikle bizim gibi Çin, Hint, Thai ve Japon mutfağından hoşlananlar için bir cennet burası. Çok çeşitli alternatifler bulabilirsiniz elbette ama bizim denediklerimizden öneriler isterseniz başlıyorum. Çin yemeği için Chinatown'daki birçok yer arasından Golden Pagoda'yı öneriyorum. Bunları Dido&Ongun'un orada yaşadığını hesaba katarak yerel ağızların önerisi olarak kabul edebilirsiniz. Burada crispy duck (çıtır ördek) ve seçeceğiniz bir çeşit pilav ile midenize bir hoşluk yapabilirsiniz. Ya da leziz dim sum ve diğer alternatifler arasından seçim yapabilirsiniz.
Çin yemeği değil de "Japon mutfağı istiyorum, sushi tabakları önümde dönüp dursun" diyorsanız o zaman yine uygun fiyatlara çok lezzetli sushiler yiyebileceğiniz Yo!Sushi'ye uğramanızı öneririm. Ama dikkat edin, burada doyduğunuzu anlamadan önünüzden geçen çekici tabaklara atlamaya devam edebilirsiniz. Mutfak gözünüzün önünde, dolayısıyla yediklerinizin hem temizliğinden hem tazeliğinden emin olabilirsiniz. Kesinlikle öneriyorum.
Sırada bir Hint mutfağı önerisi var: The Lily. Turistik ve çok merkezi bir semtte olmamasına rağmen metro sayesinde ulaşımın çok kolay olduğu bu gerçek Hint restoranını mutlaka deneyin. Yemeklerin lezzeti ve baharatların dozunda kullanımı sayesinde parmaklarınızı yiyebilirsiniz. Bu yoğun tatlara eşlik etmesi için yanına kocaman bir şişe Hint birası Bangla da söylemeyi unutmayın. Fiyatlar çok makul ve burası Londra'da yaşayan Hintlilerin en çok tercih ettiği yerlerden biri, unutmayın.
Restoran önerilerim bu seferlik bu kadar olacak. Sıra gelmediği için bir dahaki sefere bıraktığımız bir Thai restoranı ile bu turu kapattık. Bu arada gündüz saatlerinde pazarlardaki stantlardan ya da Borough Market'ten alabileceğiniz sokak gıdalarını da göz ardı etmeyin derim. Leziz ve sağlıklı sandviç alternatifleri (ve mangolu smoothie) için hemen her sokakta bulunan Pret a Manger'e uğrayabilirsiniz. Bir de Dido'cumun önerdiği ama yanında benim gibi bir birakolik olduğu için bir türlü sıra gelmeyen güzel bir kurabiyeci, dondurmacı ve ikindi çayı mekanları vardı ki onlar da bir sonraki sefer denenecekler arasında yer alıyorlar. Çünkü genelde Dido ne zaman "şuradaki dondurmacı da çok güzel" falan gibi bir şey dese benden "öyle mi, deneriz bir ara, şimdi şöyle soğuk bir bira mı içsek?" gibi bir yanıtla karşılaştığı için ve ben de "misafir olma avantajımı" kullandığımdan genellikle molalarımızı hep pub'larda verdik. :)
Londra'da yeme içme önerileri ile ilgili olarak sizler için çevirdiğim Londra Cep Rehberine de göz atmayı unutmayın. Her semtte uğrayabileceğiniz pek çok restoran, pub ve alışveriş noktasından bahsedilen yararlı bir eser olduğunu bir kez daha hatırlatırım. Kendim çevirdim diye değil, gerçekten yararlı olduğunu düşündüğüm için böyle söylediğimi ve olabildiğince objektif yorumlar yapmaya çalıştığımı biliyorsunuz değil mi sevgili okurlarım? Güzel. O zaman Londra'ya gitmeden önce burada bahsettiğim bu rehberden de bir adet edinmenizi öneriyorum.
Sırada bir daha ki sefere kalanlar listem var. Ve böylece Londra yazılarımı nihayet sonlandıracağım.
2 yorum:
Mimari,felsefe ve siyaset insana akmaya başlayınca eğlence de başlıyor... Güzel anlatımlar, renkli ve coşkulu çekimler...
Teşekkürler Güven Bey..
Yorum Gönder