Jaipur'daki en önemli iki yapıyı anlatacağım şimdi. Bunlardan biri Amber Kalesi. 16. yüzyıl yapılarından biri olan bu kaleye aheste aheste tırmanırken değişik bir araç kullanıyorsunuz: filler! Üzerinde iki kişilik oturma yeri olan filler sizi kalenin avlusuna kadar götürüyorlar. Arada bir kendilerini serinletmek için hortumlarından su fışkırtıyorlar, panik olmayın. Sadece üzerinize sıçrayabilir, siz de serinlersiniz böylece..:) Fillerle yaklaşık 15 dakika süren yolculuğunuz boyunca Maotha Gölü ve ortasındaki bahçe manzarasını izleyebilirsiniz.
İçeride ayin olduğu için göremediğimiz Kali Tapınağı'nı geçiyor ve doğrudan Divan-ı Aam, yani Halk Salonu'na geçiyoruz. Burada kazanılan bir zafer ya da Raca'nın doğum günü gibi kutlamalar yapılırmış. Kızıl kumtaşı ve mermerden yapılan Moğol ve Rajput mimarisi karışımı fillerle süslü sütunlardan oluşan avluya bayıldığımı söyleyebilirim.
Buradan Divan-ı Has'ın olduğu avluya geçiyoruz. Divan-ı Has, Raca'nın diğer ülke hükümdarlarının büyükelçileri gibi daha özel konuklarını ağırladığı bölüm. Duvarlarındaki muhteşem aynalı süslemelerden dolayı Sheesh Mahal -yani Aynalı Saray ya da Sırça Saray diyebiliriz- olarak adlandırılıyor. Gerçekten de işlemeler bir harika. Hemen önünde de Moğol tarzı peyzaja sahip bahçeler yer alıyor. Buraya gelirken içinden geçtiğiniz işlemeli yapının kapısının üstünde de Fil Tanrı Ganesh'i görüyorsunuz. Bir hafta daha kalsak biz de her yerde karşımıza çıkan bu sevimli tanrıya tapmaya başlayacaktık az kalsın! :) Ganesh'in, önünüze çıkan engelleri aşmanıza yardımcı olan bilgelik ve başarı tanrısı olduğu söylenebilir.
Buradan sonra başka bir avluda haremdeki kadınların kaldığı odaları, eğlence düzenledikleri yerleri ve onları gözetleyen haremağalarının bölmelerini görüp kale turumuzu bitiriyoruz. Sırada Şehir Sarayı var. Şehir Sarayı binasının bir bölümü yaşama alanı bir bölümü ise içinde sanat galerisi ve silahlar ve kostümlerin bulunduğu müze alanı olarak kullanılıyor. Burada da aynı Amber Kalesi'ndeki gibi bir yapılanma var: Divan-ı Aam ve Divan-ı Has bölümleri bulunuyor. Bence burada görülmesi gereken en ilginç şey karşılıklı duran iki adet gümüşten yapılmış dev su küpüydü. Aşağıdaki resimde altta ortada bu küplerden birini görebilirsiniz. Bunlar Mihrace Sawai Madho Singh II'nin 1902'de Kral Edward VII'nin taç giyme töreni için çıktığı İngiltere seyahatinde yanında Ganj'ın suyunu götürebilmesi amacıyla yaptırılmış. Her biri yaklaşık 345 kilo ağırlığında olan bu küpler 4091 litre su alabiliyormuş.
Şehir Sarayı'nın en keyifli yanlarından biri de surlarının üzerinde ve bahçesinde oynaşan maymunları izlemekti. Bu resimlerdeki maymunu bulun bakalım. :)
Yarın yine yollara düşüyoruz ve bu kez terk edilmiş bir şehir göreceğiz.
2 yorum:
Merhaba. Jaipur ile ilgili bloğunuzu okudum. Ben Hyderabad da çalışıyorum. Jaipur a gideceğim. Ancak burası aynı zamanda bir maden şehri imiş işlenmemiş zümrüt burada bulunabiliyormuş. Gözünüze çarpan dükkanlar oldumu acaba evet ise nereye bakmalıyız.
Merhaba,
Delhi'de de Jaipur'da da mücevher alışverişi için özel zaman ayıran oldu ama maalesef bunu sormak için çok yanlış yerdesiniz. Hiç ilgimin ve bilgimin olmadığı bir konu. Yardımcı olamayacağım o yüzden.
İyi gezmeler.
Yorum Gönder