Dedemin İnsanları

Çağan Irmak sever bir çift olarak Dedemin İnsanları filmine de elbette gösterime girdiği ilk hafta sonu Astoria Cinebonus'ta gittik. Bu aralar İstanbul'daki etkinliklere tam gaz devam ederken bir yandan da gezi yazılarını bitirmeye çalıştığım için bu filmi de çok beğendiğim halde ancak yazabiliyorum. Zaten ilk üç gününde 164,500 kişi tarafından izlendiği için ve muhteşem gişe rakamıyla birlikte daha vizyona girmeden bile hakkında pek çok haber yapıldığı için de kendime geç yazma izni verdim. Artık Çağan Irmak imzasını görür görmez salonları dolduran kocaman bir izleyici kitlesinin olması ve bu sayının Çağan Irmak'ın her işiyle birlikte daha da artması son derece sevindirici bir durum. (Aşağıda afiş panosunu gördüğünüz diğer film Labirent de merakla beklediklerim arasında bu arada.


Dedemin İnsanları'nın konusunu anlatmaya gerek yok sanırım. Mübadele döneminde Girit'ten göç etmek zorunda kalan bir ailenin öyküsü var arka fonda.  O ailenin dramını, yaşadıkları yurtlarından edilme durumunu bir çocuk olarak yaşayan Mehmet, artık kasabanın saygıdeğer Mehmet Bey'i ve Ozan'ın sevgili dedesi olmuştur. O ilkeli duruşu, şiveyi, babacan tavırları, sevecenliği, kahkahayı, dünyanın en neşeli küfürlerini, mertliği, adam gibi adamlığı canlandıran isim de büyük usta Çetin Tekindor olunca bize akıllardan çıkmayacak bir dede karakteri kalmıştır. Babam ve Oğlum'da da bu filmde de aynı şeyi düşündüm: bu rollerde Çetin Tekindor dışında başka herhangi bir ismi düşünemiyorum. Bu arada Küçük Ozan'ı canlandıran Durukan Çelikkaya'ya da bayıldım diyebilirim. Dede ve torun dışında da oyuncu kadrosu çok güçlü olan filmde herkes rolünün hakkını tam anlamıyla vermiş. Ben en çok bu tür kaliteli yapımlarda rol almayı tercih eden Mert Fırat, Yiğit Özşener, Ezgi Mola, Gökçe Bahadır gibi genç ve iyi oyuncuları gördüğümde mutlu oluyorum. Bizim nesille ilgili umut veren insanlar görmeye ihtiyacımız var ne de olsa. 

Bu film için oluşturulan o Ege kasabasına bayıldım. O dönemlerdeki yaşamın, komşuluk ilişkilerinin, güven duygusunun ne demek olduğunun anlatılış biçimine hayran kaldım. Mehmet Bey'in çocukluğunda ailesinin ve birçok ailenin yurdundan edildiği mübadele döneminde yaşanan bir yıllık karşılıklı sürgün sürecinin anlatıldığı o geçmişe dönüş sahnelerini hem duygu hem dekor ve kostümler açısından çok başarılı buldum. Ozan'ın aidiyet sancıları çekerek yaptığı hırçınlıkları ve dedesinin onun üzerindeki emeğini hep gözlerim dolarak izledim. Özellikle Ozan'ın karnesini alır almaz arkadaşlarıyla ilişkiler ve davranış notunun pekiyi olduğunu görüp de artık onu gösterecek bir dedesi olmadığını düşünerek gözleri dolduğunda ben Ozan'dan çok kendimi kaybetmiş hüngür hüngür ağlıyordum. Bu filmde Babam ve Oğlum'daki kadar çok ağlamıyorsunuz, diyor insanlar. Geneli bilemem ama ben bu filmde de sürekli dolan gözlerim ve arada sırada da hüngürdeme boyutuna varan ağlamalarımla dağıldım diyebilirim. Ama Çağan Irmak'ı bir kez daha bu açıdan takdir ettim, çünkü bence hiçbir filminde ağlatmak için hiçbir şey yapmıyor! Ama bizi o kadar hikayesinin bir parçası yapıyor ki doğal olarak biz de o yaşananlarla birlikte dağılıyoruz.  Bir de o şişelerle mesaj gönderme sahneleriyle filme katılan masalsı havanın da hoşuma gittiğini söylemeliyim. Bu filmde mübadele, 12 Eylül etkileri, siyasetin halkın kardeşliğini baltalaması anlatılıyor ama asıl anlatılan bana göre insan olmanın gereklilikleri ve herkesin "insan" olduğu bir ortamdaki uyum, paylaşım, güven ve manevi doyum duygusu ile insanlıktan çıkmanın kolaylığı ve bunun yarattığı güvensizlik, baskı, şiddet ve yıkım duygusu.  

Son olarak sevilen anneanne ve dedelerin torunları üzerinde çok güzel ve derin izler bıraktıklarını düşünüyorum. O kadar ki artık başka bir dünyada olsalar bile onları her hatırladığınızda sanki o şefkatli sıcaklıkları, kokuları, sesleri, kurumuş yaşlı ellerinin ellerinize teması, asla size kızmak için açmadıkları ağızları, bazen yaptığınız bir şeye  karşı dargın ya da üzgün bakan ama bir hareketinizle yumuşayan gözleri yanıbaşınızdaymış gibi  hissedebiliyorsunuz. Yaşamınızda o kadar büyük bir sevgi ve güven duygusu yaratabilmiş bir karakterin ardından, onun anısına böyle bir film çekmiş olmak ne kadar güzel ve kalıcı bir manevi hediye diye düşündüm bu filmi izlerken. Çağan Irmak'ı bu açıdan da çok takdir ettim ve hatta ona imrendim diyebilirim. 

Teşekkürler Çağan Irmak ve Dedemin İnsanları ekibi! Bizi sıcacık, sevgi ve güven dolu bambaşka bir dünyaya götürdüğünüz ve ne yazık ki o dünyanın gerçekten de bambaşka bir dünya olduğunu bir kez daha hatırlattığınız için... Filmin DVD'sinin çıkmasını da sabırsızlıkla bekleyeceğiz..

8 yorum:

Handan dedi ki...

günaydın, film hakkında okuma yapmadan gitmek istiyorum, yazının sonuna baktım, teşekkür etmişsin, demek ki beğendin,

Imge dedi ki...

Handan,

Ben de aynısını yaparım. Filme gitmeden önce asla hakkında yazılanları okumam.. Ve doğru tahmin: kesinlikle çok beğendim bu filmi. Mutlaka en kısa zamanda görmelisin.. Hatta izlemeyen kalmasın diyorum..

Sevgiler..

NzN dedi ki...

ben de izlemek istiyorum ama hala izleyemedim. bu gidişle de DVD'ye kalırım ben :)

bu arada o Hindistan yazıları ile beni çatır çatır çatlatmaktasın söyleyeyim dedim :)

Imge dedi ki...

NzN,

Yoğunsun sanırım bu aralar..Ama olsun, blogda da bahsettiğin güzel haberini merakla bekliyorum..:)

Hindistan'la ilgili de son iki yazı kaldı, ondan sonra söz çatlamayacaksın..:)

Sevgiler..

a. gizem dedi ki...

sen yazdıktan sonra daha cok merak ettim imgecim :)

Imge dedi ki...

Gizemcim mutlaka izle.. Gerçekten çok güzel bir film. Çağan Irmak seviyorsanız, bunu da mutlaka seversiniz..

Özge'nin Oltası dedi ki...

Filmi harika yorumlamışsın, ben de geçen Pazar izleyebildim nihayet. Anlatılmaz yaşanır derler ya öyle bir filmdi benim için, film boyunca sanki o insanlarla birlikte yaşadım herşeyi, o kadar etkiledi beni. Sinemada olduğum için çok hüngür hüngür ağlayamadım ama yanaklarım yaşlarla ıslandı epey. Bir o kadarı da içime aktı.

Imge dedi ki...

Özge,

Panik yok, salonu ayağa kaldırmadım!! Sırf Çağan Irmak için özel bir ağlama tekniği geliştirdim: sessiz ama hüngür hüngür..:)

Şaka bir yana yorumumu beğendiğine sevindim ve anlatılmaz yaşanır kategorisinde bir film olduğu konusunda kesinlikle hemfikiriz.

Sevgiler..