Hindistan Dosyasını Kapatalım Mı Artık?

Bence kapatalım.. Zaten her şeyi detaylıca yazdık sayılır. Bir de kısa kısa eklemek istediğim notları yazayım ve bundan sonra HindistanNational Geographic belgesellerinde yanda gördüğünüz kitabımda yaşamaya devam edeyim. :)

1) Trafik: Hindistan trafiği ile ilgili YouTube'da bir sürü video bulabilirsiniz. Önceden bunların gülelim eğlenelim e-maillerinde gelen istisnai görüntüler olduğunu düşünürdüm. Ancak Hindistan'ı gördükten ve o görüntülerin çok daha fazlasına bizzat şahit olduktan sonra trafikle ilgili sizi uyarmak istedim. İnanılmaz kaotik bir trafiğe girmek durumunda kalacaksınız. Kural falan hak getire. Her çeşit araç ve yayanın her yönden geldiği bir ortam düşünün ve sürekli çalan kornalar. Korna adeta aracın trafik içindeki varlığını bildirme aracı burada. Birçok aracın üstünde "Blow Horn!" ya da "Horn please!" yazıyor (yani korna çalınması isteniyor!). Sürekli bir uğultu ve kuralsızlık içinde yol alacağınızı düşünürseniz trafikte çok fazla zaman kaybedeceğinizi de tahmin edebilirsiniz. Şehre 15 km uzaklıkta bir yere gitmek bir buçuk saatinizi alabilir mesela!

2) Alışveriş: Yazılarda belirtmiştim ama bir kez daha söyleyeyim: burada alışverişin temeli pazarlık! Her yerde ve her ürün için pazarlık yapabilirsiniz. Jaipur'un değerli taşlar, Agra'nın mermer işçiliği, Varanasi'nin ipek dokuma ve Delhi'nin de kaşmiri ile ünlü olduğunu belirteyim. Ayrıca ülkenin tamamı açık hava pazar gibi. Her yerde her çeşit tekstil ürünü bulmanız mümkün. Ve Mudo'nun tamamını yollardaki mola yerlerindeki dükkanlarda gördük ve Taviloğlu'nun kulaklarını çınlattık diyebilirim. :)

3) Dinler ve Festivaller: Bu anlamda çok renkli bir yer Hindistan. Ağırlıklı olarak Hinduizm inancının varlık gösterdiği ülkede İslam, Budizm, Sikh dini, Jainizm ve Bahailik gibi birçok farklı dini inanç var burada. Tabi bunlara ait tapınaklar, gelenekler, ritüeller ve festivaller de renkli görüntüler sunar bizler gibi yabancılara. Gittiğiniz döneme denk gelen festivalleri araştırmanızı öneririm. Bir de mutlaka bir Hindu tapınağının içini görmenizi. Aşağıda Sikh Dininin kurucusunun doğum günü olduğu için düzenlenen bir festivalden görüntüler var:


4) Yemek: Birçokları için riskli olabilecek bir mutfak Hint mutfağı ama İso'cum ve benim zaten bayıldığımız için bir hafta boyunca yemekler açısından kendimizi cennete düşmüş gibi hissettiğimiz bir gezi oldu. Bizim burada yediğimizden çok daha acı ve baharatlı olan yemekleri sebze ağırlıklı. Et olarak genellikle tavuk etini tercih ediyorlar ama otellerde et ve balık alternatifleri de bulunuyordu. Açık büfe aldığımız yemeklerde genellikle masala soslu tavuk ve çeşitli sebze ve peynir karilerden denedik. Tabi yanında nan ile birlikte. Yemek konusunda hiç hayal kırıklığı yaşamadık diyebilirim. Hatta o kadar ki hayatımda ilk kez doymama rağmen gidip tabağıma biraz daha yemek aldığım zamanlar oldu! Ayrıca kullandıkları yağlar ve baharatlar bir kez olsun  midemizi rahatsız etmedi. Tabi otel dışında hiçbir şey yemediğimizi tekrarlayayım. Tatlı olarak kızartılmış hamur işi tatlıları olduğu için yemeğin üstüne fazla ağır geliyordu ve genelde yiyemiyorduk. Yemeklerle ilgili genel bir bilgi verebiliyorum, çünkü burası "şu restorana gidin, şunu mutlaka deneyin" diyebileceğim bir yer değil. Siz de hangi turla gidip hangi otelde kalacaksınız, büyük olasılıkla orada yiyeceksiniz yemeğinizi. Alternatif çok bol değil, ayrıca risk alınabilecek bir ülkede de değiliz, unutmayın! Yemek için en iyi restoranlardan ve otellerden şaşmayın.Çiğ sebze-meyve yememeye çalışın. Açık su içmeyin ve buz kullanmayın. Bu uyarıları bir kez de kapanış yazısında yapayım dedim. 

  
Hindistan 101 yazımda zaten bunların dışında sağlık ve hijyen açısından dikkat edilmesi gereken her şeyi yazmıştım. Bilim dünyasına da bir katkıda bulunayım buradan: 1) Aşı çalışmalarında Hintli halktan yararlanılabilir. O koşullara rağmen hayatta kalabilen vücutlarının aşı ürettiğini düşünüyorum. Bence kesinlikle araştırılmalı. 2) Baharatların sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin sandığımızdan ve duyduğumuzdan çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. O sefalet ve pisliğe rağmen  orada yaşayan insanları baharatlar koruyor olabilir.

Bir de son olarak insanlarını -ne yazık ki acımayla karışık- çok sevdim diyebilirim. Bu masal diyarındaki o kapkara kavruk bedenlerin yüzlerindeki kocaman gülümsemeleri hiç unutmayacağım... 

8 yorum:

Handan dedi ki...

kapatalım, çünkü kıskanıyoruz

Imge dedi ki...

tamam, kapattım gitti o zaman..:)))

Handan dedi ki...

;) dedemin insanları'nı izledim, içim yandı izlerken...

Imge dedi ki...

Gördüm blogunda.. Devamı gelebilir dediğin için de devamını beklemedeyim.:) Aynı şekilde izlemişiz filmi demek ki. Bir de Mert Fırat konusunda kesinlikle katılıyorum sana.. Çok sevdiğim genç isimlerden biri.

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Güzel ve öğreticiydi. Kısa vadeli olarak programımda yok ama bakalım kısmet!

Imge dedi ki...

Mehmet Bilgehan Merki,

Beğendiğinize sevindim. Gitmek istediğiniz yerler arasındaysa en kısa zamanda bir fırsat yaratabilmenizi dilerim. Sevgiler..

nymphea dedi ki...

Cok guzel bir kapanis yazisi olmus, gitmek isteyen herkesin mutlaka okumasi gereken bir ozet;-)

Imge dedi ki...

Teşekkürler Nymphea'cım..:)