Actors Without Borders - İstanbul tiyatro oluşumunun Kebap adlı oyununu izledik Salı akşamı. Aralık ayında da bir gün oynamıştı ve son oyun olacaktı. Biz de o gün uygun olmadığımız için gidememiş ve çok üzülmüştük. Daha sonra Kumbaracı50'nin Ocak ayı programına baktığımda bu aya son iki oyun daha eklediklerini ve 16-17 Ocak'ta Kebap'ı oynayacaklarını gördüm. İnanılmaz sevindim tabi ve hemen yerimizi ayırtıp, son Beyoğlu turumuzda da biletlerimizi aldım.
Actors Without Borders—İstanbul, Zişhan Uğurlu tarafından kurulmuş, kendini değişik kültürlerden esinli oyunlar aramaya ve sahnelemeye adamış bir tiyatro topluluğu. Seçtiği oyunlarda görsel imgelemi, fizikselliği, müziği, dansı ve yeni teknolojileri araştırarak geleneksel tiyatronun sınırlarını zorlamayı hedefliyor. Kebap da bu hedeflerine çok uygun ve bu özelliklerin hepsini barındıran bir oyun.
Baş rolde 15 yaşında büyük hayallerle Romanya'dan İrlanda'daki erkek arkadaşının yanına giden Madalina var. "Ne olursa olsun dönmek yok" diye kendi ülkelerindeki sıkıcı ve kısır yaşamlarından gelişmiş ve bol alternatifli bir ülkedeki umut dolu bir yaşama atılan göçmen gençlerin tutunabilmek için neler yapmak zorunda kaldıklarını görüyoruz oyunda. Bşlangıçta bir kebapçıda çalışan Madalina da erkek arkadaşı Voicu'nun onun üzerinden gerçekleştirmek istediği hayaller uğruna kendisini bambaşka bir hayatın içinde buluyor. Bu hayat için görsel sanatlar fakültesi öğrencisi Bogdan 'ın da bu ikiliye katılması gerekiyor. Üçü de kendi çıkarları doğrultusunda bir süre süründükten sonra hayallerini gerçekleştirebilmeyi umuyorlar ama aslında feci bir tükenişin içine sürükleniyorlar.
Madalina rolündeki Gülce Oral'a bayıldım diyebilirim. Çok zor bir rolün üstesinden başarıyla gelmiş. Bazı sahnelerde Hakan Günday'ın Az romanındaki Derdâ'yı anımsattı bana. Dolayısıyla boğazımın düğümlenmesine neden oldu diyebilirim. Yönetmen Zişhan Uğurlu'nun arka plandaki erkek dünyası ve hayaller yorumlamasını da çok beğendim. Kadının (ve genel anlamda güçsüzün) nasıl kullanıldığı, değersizlik algısı, şiddet o kadar güzel verilmiş ki... Çok etkilendim bu oyundan. Tabii içeriğin sert olduğunu ve belki de bazılarınıza rahatsız edici gelebileceğini belirteyim.
Son oyun olmasına rağmen bu kadar uzun yazdım çünkü bu isimlerin bir şekilde kulağınıza tanıdık gelmesini istiyorum ki gördüğünüz yerde kaçırmayın oyunlarını. Böylesine genç ekiplerin böyle işler çıkardıklarını görmenin beni çok mutlu ettiğini söylemeliyim. Hiçbir zaman sınır tanımamaları dileğiyle... Onları sayelerinde tanıdığımız için Kumbaracı50'ye de ayrıca teşekkürler.
Tiyatro kesinlikle candır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder