Love life.. Will travel.. Bana uyar! :)

Bakın bakalım Hilton ne demiş? Sizce de pek güzel dememiş mi? Bence demiş, tam kafa dengiyiz bu anlamda! :)


Sevgili düzenli okurlarım bir yarışma sonucunda Hilton'dan ödüller kazandığımı müjdelediğim şu yazıyı hatırlayacaklardır. O yazıda henüz Hilton HHonors Gold üyeliğim ve dünya üzerindeki yüzlerce Hilton otelinden birinde konaklama hediyem gelmemişti. Gerçi sonradan gözyaşları içinde öğrendim ki konaklama hediyem zaten yokmuş! Olsun, ben de gold üyeliğimin peşine düştüm. Kendisini biraz kovaladıktan sonra yakaladım ve hemen değerlendirmeye karar verdim.

Tam da bu kararı verdiğim sırada gelen bir e-mail işimi daha da kolaylaştırdı. Dünya çapındaki birçok Hilton'da yüzde 40'lara varan indirimler olduğunu belirten e-mailin linkine tıklayarak geçtiğimiz bayram tatilinde -yani toplam 3,5'tan 4 günlüğüne- nereye gitmek isteyebileceğimizi düşündüm. Aslında itiraf ediyorum: çok da düşünmedim, çünkü Orta Avrupa'da görmediğimiz tek büyük şehir olan Budapeşte uzun süredir aklımdaydı. Bu süre için de gayet güzel bir seçim olabilirdi. Hem Ağustos sıcağında öyle İtalya, İspanya gibi bayıcı bir sıcağı da olmazdı (tabi bu benim düşüncemdi, karşılaştığımız gerçek ise tam tersiydi! İlk kez sıcaktan fenalık geçirdim diyebilirim, ama bundan sonraki yazılarda söz edeceğim). O zaman  hemen İso'cumu arayıp "şekerim 18-21 Ağustos arası kalacağımız odayı alıyorum, sen de bir zahmet şu millerimizi bir yoklasan?" dedim. Ve yine hızlıca karar verip, mini bir kaçış molası planlamış olduk.



Hilton Budapest Westend'de kaldık. Otelle ilgili ayrıntılı bilgi için web sayfasına bakabilirsiniz. Çok uygun bir fırsat yakaladık (neredeyse 3-4 yıldızlı otel fiyatına konakladık) ama Hilton HHonors Gold üyeliğimiz sayesinde bir sürü ekstra avantajımız da oldu. Nasıl mı?

Örneğin, sadece oda fiyatı ödedik ama her sabah açık büfe kahvaltımız da vardı. Ya da odamızda wireless Internet kullanmak için diğer konuklardan alınan günlük ücret bizden alınmıyordu. Zaten gelir gelmez odamız da upgrade edildi ve oturma odası, çalışma köşesi, kocaman bir banyosu, iki tane LCD TV'si olan suit odaya yerleştik. Bir de üstüne bir akşam odaya geldiğimizde bizi bekleyen şaraplarımız ve harika bir lezzete sahip minik tatlılardan oluşan ikram tabağımızı görünce Hilton HHonors Gold üyesi olmanın keyfinin ve ayrıcalığının tam anlamıyla farkına varmış olduk. Daha ne olsun değil mi? Hilton bizi el üstünde tuttu ve konakladığımız süre boyunca pek şımarttı doğrusu!   


Gerçi sıcağın altında, sabahtan akşama saatlerce gezdiğimiz bu dört gün boyunca odanın en çok hangi nimeti aklınızda yer etti derseniz, aşağıdaki fotoğrafa bakabilirsiniz. Şahsen benim için günün en güzel anı buzhane gibi odamıza gelir gelmez soğuk duş alıp, Hilton'un mis gibi beyaz saten nevresim takımlarına bürünmüş yumuşacık yatağına gömülmek oluyordu. Bu 45 dereceden içeri gelip ıslak saçlarla 17 derecede uyumanın da acısı feci çıktı sonradan ama o da başka bir yazının konusu!


Sonuçta bu yazıda sadece Hilton'dan bahsetmek istedim. O bizi bu kadar şımarttığına göre ben de O'na buradan bir teşekkür edeyim dedim. Siz de Hilton'un sayfasını takip etmeyi unutmayın derim. Yıl sonuna kadar yapacağınız konaklamalarda %40 indirim fırsatı halen devam ediyor. Ama acele edin ve iyi düşünün, çünkü son satın alma tarihi 10 Eylül ve bu tür promosyonlarda iptal, iade, tarih değişikliği, vs yok. Ben de düşünüp taşınıyor ama Kasım-Aralık aylarında sanki gezilmez de eve kapanılırmış gibi geldiği için bir türlü harekete geçemiyorum. Christmas döneminin cıvıltısını yaşamak için mi kaçsak bir yerlere acep? Neyse.. Hilton'a hayatımızın bu günlerini gezi hayal ederek geçirmemizi sağladığı için kocaman bir teşekkür daha o zaman! Gezi sürecinin neredeyse gezmek kadar güzel olan hayal etme, araştırma, bilgi toplama, plan&program hazırlama ve dönüşte yazılarını yazma gibi bölümleri de var, haksız mıyım gezginler? :)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Hımmm, lüks otellere ba-yı-lı-rım! O yüzden bu yazıyı da keyif ve ilgiyle okudum. Gerçi ben böyle söyleyince sevgilim suratını buruşturuyor ama aslında biliyorum o da seviyor. :)

Imge dedi ki...

Müge,

Biz çok gördük öyle yüzünü buruşturanları, öyle bir yere gittiğinde senden önce köpük banyosunu hazırlayıp eline şampanya kadehini aldığına eminim, hiç numara yapmasın..:))

Sevgiler..