Tasarım Bienali'ni gezdiğimiz Pazar gününün ilk durağı Çırağan Sarayı'nın sergi salonuydu. 86 yaşındaki büyük usta Fikret Otyam'ın 26 Aralık'a kadar açık kalacak olan Hoşçakal İstanbul sergisini ziyaret etmek için önce buraya uğradık. İstanbul'daki ilk sergisini 1952 yılında Adalet Cimcoz'un ön ayak olmasıyla açan sanatçının tam 60 yıl sonra açtığı son sergisi bu.
Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi yüksek resim bölümünden mezun olan ve iki yıl kadar da İbrahim Çallı'dan ders alan sanatçı uzunca bir süre gerçek mesleği olan resimle uğraşamamış. Cumhuriyet gazetesinde yazılar yazan, AST için oyunlar ve çeşitli senaryolar yazan Fikret Otyam, 1979 yılında kendi isteğiyle gazeteden emekli olana kadar resim yapmamış. Daha sonra eşi Filiz Otyam ile birlikte Antalya'ya yerleşen sanatçı bu dönemden itibaren kendini tamamen resme vermiş. Antalya'nın hem merkezinde hem de köylerinden birinde doğa ve hayvanlarıyla iç içe bir yaşam sürdüren Otyam çiftinin yaşamları da sanatlarını besler nitelikte çünkü eserlerinde hep Anadolu kırsalına ait temalar bulunuyor.
Fikret Otyam'ın kocaman kara gözlü Anadolu kadınlarını bilirsiniz. Bu sergide de o kadınlardan bol bol göreceksiniz. Keçiler, eşekler, dağlar, dereler, yeşillikler, tarlalar da arka fonu renklendiriyor. Tuval üzerine akrilik ile Anadolu ruhunu bu kadar güzel yansıtan sanatçının elleri 69 yıldır boyalı. İyi ki de öyle...
Anadolu'nun renkliliği ile paralel olarak sergilenen eserlerin renkleri de göz alıcı. Serginin adından yayılan hüzün boğazımı biraz düğümler gibi oldu ama Fikret Otyam bize "hoşçakal" dese de biz ona "güle güle" demiyor, hatta "yine bekleriz" diyoruz, haberi olsun. Varlığı bizler için gurur ve mutluluk kaynağı olan isimlerden biri olduğu için de kendisine teşekkür ediyoruz.
Kısacası, ne yapıp edip 27 Aralık'a kadar yolunuzu Çırağan'a düşürüp bu harika tabloları görün derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder