İlk gün yol yorgunluğumuzu Havana'daki otelimizde attıktan sonra sabah erkenden düştük yollara. Mola yerlerinde bile Che görmeye başladığımıza göre doğru yoldayız, ileri!
Akşam Trinidad'a varmadan önce Santa Clara'da gezmemiz gereken iki önemli durak var ve ikisi de Che Guevera ile ilgili yerler. Önce aşağıdaki fotoğraflarda gördüğünüz ve bahçesinde dev Che heykelinin bulunduğu Che Anıtsal Müzesi'ne gidiyoruz. İçeride fotoğraf çekmek yasak. O yüzden elinde makineli tüfeğiyle dikilen dev Che Guevera heykelinin önünde fotoğraf molası veriyoruz.
1928 yılında Arjantin'de doğan 1967'de Bolivya'da öldürülen Che Guevera tam bir gerilla savaşçısı. Arjantin, Bolivya, Küba... Ne alaka, diyen var mı aranızda? Demeyin, çünkü Che Guevera nerede mücadele edilmesi gerekiyorsa orada bulunan, oranın dertlerini kendine dert edinen, Latin Amerika'yı kültürel ve ekonomik bir bütün olarak görüp kıta çapında bir strateji izlenmesi gerektiğini düşünen tam bir joker, devrimci, eylem adamı. Ve ona göre devrim yolunda her yol mübah elbette. Küba'da da Batista diktatörlüğünü devirmek üzere harekete geçen Fidel ve Raul Castro kardeşlerle yolu kesişmiş oluyor. Maestra Dağları'nda gerilla ordusunun çekirdeğini oluşturan Che Guevera, zamanla Fidel Castro'nun en güvenilir yardımcılarından biri oluyor. 1959'da devrimci hükümetin oluşturulmasıyla birlikte Che, Küba vatandaşı oluyor. Daha sonra hükümette çeşitli görevlerde yer alıyor. Küba Ulusal Bankası yöneticisi ve sanayi bakanı olarak görev yapıyor. Bir eylem adamını böyle rahat koltuklar keser mi dersiniz? Evet, kesmiyor. Ve Che, Fidel'e bir mektup yazarak görevlerinden ve vatandaşlıktan azlini isteyerek 1966 yılında Bolivya'ya gidiyor. Burada da bir gerilla örgütlenmesinin başına geçiyor ama ne yazık ki Bolivya ordusu tarafından bastırılan bu grup başarılı olamıyor. Che, yaralı olarak ele geçirilip, daha sonra vurularak öldürülüyor. Çok hazin bir son, değil mi?
Yıllar sonra 1997'de Bolivya'da açılan bir mezarda bulunan kemiklerin Che'ye ait olduğu kanıtlanıyor. İşte o kemikler şu an bu anıtın arkasında girişi olan müzede yer alıyor. Che ile birlikte savaşan diğer devrimcilerin kemiklerinin de gömülü olduğu ve içinde sonsuza dek yanacak bir ateşin de bulunduğu bir anma yeri burası. Duvara kazınmış isimlerin ve fotoğraflarının arasında devrim ruhu dolaşıyor adeta. Ayrıca müzede Che'ye ait pek çok fotoğraf ve matara, silah, not defterleri, giysi, radyo vericisi, astım hastası olduğu için solunum aleti gibi objeler de yer alıyor.
Santa Clara'daki ikinci durağımız Zırhlı Tren Anıtı. Küba'nın devrim tarihinde önemli bir rolü olan zırhlı tren çarpışmasının olduğu noktadayız. Aşağıdaki vagonlar Batista'nın askerlerini taşırken Che ve arkadaşları (yoldaşları mı demeliydim bilemedim) tarafından raylardan çıkarılmışlar. Batista'nın sayıca çok üstün olan askerlerinin tamamı yaklaşık yirmi kişilik bu gerilla grubuna teslim olmuş. Olayda ölen yok. Ama Batista rejimine son noktayı koyan olay denebilecek kadar önemli bir şey yaşanmış tam da bu vagonların olduğu yerde. Vagonların içi de ufak çaplı bir müze gibi. Fotoğraflar, açıklamalar, savaş aletleri, vs...
Buradan çıktıktan sonra bir öğle yemeği molası veriyoruz. Sonrasında Santa Clara'ya veda ederek, Trinidad'a doğru yola çıkıyoruz. Ama aslında bu bir veda değilmiş, Sandy yüzünden buralardan bir kez daha geçecekmişiz meğer, ama o an bunu bilmiyoruz tabi. Size de sürpriz olsun o yüzden..:)
Yukarıdakilerin de ne olduğu yeterince belli sanırım. Küba'dan aldığımız Che ganimetleri. Che'nin hayatını anlatan DVD'yi almamızı İso'cumun bir arkadaşı önermişti. İçinde harika siyah-beyaz fotoğraflar ve kısa anlatımlar olan kitabı ise orada gözümüze kestirdik. Küba'da her yerde bulabilirsiniz.
Bu arada yol üstünde bir de Cienfuegos'a uğradık ama orayı ayrı bir yazıda anlatmayacağım. Çok yağmurlu bir ana denk geldiği için bu şirin kenti biraz üstünkörü gezmek durumunda kaldık. Zaten küçücük bir yer olan Cienfuegos'un en önemli yapılarından biri olan Tomas Terry Tiyatrosu'nun içini gezdik. Ama sokaklarında doya doya dolaşılmamış kentler gezilmiş sayılmaz değil mi? Yine de buradan da birkaç fotoğraf ekleyeyim sizler için.
Sırada Trinidad var.. Merak edenler benimle kalsın..:)
3 yorum:
Gene güzel ve faydalı bir gezi yazısı. Teşekkürler
Sizınlayız :)
İmza: İvana Leylak
Adsız,
Ben teşekkür ederim.. Sevgiler.
Leylak Dalı,
:))
Sevindim..:)
Yorum Gönder