Dubrovnik - En Tepeden ve Tadına Bakış :)

Merdivenlere oturmuş haritaya bakan İmge, en tehlikeli İmge'dir, demiş miydim? Çünkü şu ana kadar yaptıkları onu kesmemiştir. Bir şeyler eksik kaldı hissiyatındadır. İyi oldu, gezdik, yedik, içtik, oh modunda değil de yapsak yapsak daha ne yapsak modundadır. 


Ve bingo! Şehir sokaklarında gezme, tarihi yerleri görme, surların tepesinde dolaşma, yeme-içme-dinlenme molası sonrasında yapılacak plan belli olmuştur: şehre surların da tepesinden bakmak! O zaman hemen ne yapıyoruz: Cable Car gişesine giderek 94 Kuna (yaklaşık 13 Euro) vererek biletlerimizi alıp teleferiğe biniyoruz. 1969 yılından beri 2,5 milyon tarafından kullanılmış olan bu güzelliği biz de kullanmazsak olmazdı. Ve en tepeden bir zafer işareti çakmasak. ;)   



Gerçekten çok keyifli bir deneyimdi. Giderseniz yapmanızı mutlaka öneriyorum. Açık havalarda 60 km görüş mesafesi varmış, zaten videoda yan tarafta kısacık da olsa gördüğünüz 19. yüzyıldan kalma kale de bu stratejik nedenle buraya inşa edilmiş. Yukarıda zaman geçirebileceğiniz bir kafe, hediyelik eşya dükkanı ve arka kapıdan çıktığınızda gezebileceğiniz bir savaş fotoğrafları müzesi bulunuyor.

Gelelim yeme içme notlarına. Bir liman kentine gelip de fosfor zehirlenmesi yaşamadan dönmek olmaz diyerek kahvaltı dışındaki tüm öğünleri deniz ürünleriyle değerlendirdik elbette. Ama açıkça söyleyeyim burası deniz ürünleri anlamında bir Barselona ya da bir Lizbon değil. 

İlk akşam otele bavulları atar atmaz kendimizi attığımız ilk durağımız Kamenice restoran oldu. Eski Şehrin içindeki bu şirin mekanda biraz sıra bekledikten sonra masamıza oturduk ve aşağıdakileri söyledik. Risotto, risotto değil pilavdı gerçi ama sosu çok güzel bir karidesli pilavdı. Ahtapot salatası ve ev şarabı çok başarılıydı. Midyenin bu hali ise İso'cumun favorisidir, benim için olsa da olur olmasa da olur bir lezzet kendisi. Ama genel anlamda ilgili servis, ortam ve yemekler açısından olumlu not veriyor ve öneriyorum. 


Ertesi gün öğle yemeği durağımız Konoba Longo oldu. Eski Şehrin ara sokakları içinde küçük, şirin bir yer. Araştırmayla değil, içgüdülerimizle seçtik. Pişman kalmadık. Ama illa gidin der miyim, bilmem. Yemekler ekstra lezzetli olmasa da kötü de değil. Çalışanlar ilgili ve güler yüzlü. Bir de o ara sokaklarda bir yerlerde oturmasak olmazdı.:) Gerçi daha sonra Cable Car için tırmanışa geçtiğimizde tepelerdeki ara sokaklarda daha şirin restoranlar gözüme çarpmadı değil. Surlardan yeni inmiş olan bizim o kadar bekleyecek sabır ve enerjimiz yoktu, ama daha planlı gidecek olursanız sizin aklınızda olsun. 


İşte şimdi mutlaka gidin diyeceğim bir öneri geliyor: Komarda. Burayı da tıpkı Sarajevo'daki o muhteşem biraevi gibi Ongun'un tavsiyesiyle denedik. Hatta gitmeden İstanbul'dan rezervasyonumuzu yaptırmıştık. Burada da öğle yemeğinde yediğimiz gibi combo deniz ürünleri tabağı almak ya da ayrı ayrı sipariş vermek mümkün. Karar sizin. Biz bu kez ayrı ayrı tadına bakmak istedik bu harika lezzetlerin ve hepsine de bayıldık. Açık havada, Eski Şehrin ışıklarına karşı keyifli bir ortamda bir litre de ev şarabını devirmişiz. Yeri çok kolay: şehrin Ploce Kapısı'ndan çıkıp elli metre falan ilerlediğinizde karşınızda. Ama ismi bir büfenin ardına saklanmış olduğu için isim tabelasından çok büfeye bakınarak ilerleyin derim.:)


Ama artık otele dönme zamanı, çünkü ertesi gün yola çıkıyoruz. Kotor Körfezi boyunca dolaşarak Kotor ve Budva'yı göreceğiz. Ama gitmeden önce bir de bu noktadan hoşça kal diyelim güzel Dubrovnik'e.
  

Bizi bu kadar güzel manzaralarla, keyifli deneyimler ve leziz yemeklerle her anlamda beslediği için de kendisine teşekkür edelim. Tekrar görüşmek isterim (gerçi İso'ya göre tekrar görmek istemediğim yer yokmuş :) ). Hatta o sefer Venedik'e de uğrayan bir cruise gemisiyle gelip limandan inip kendisiyle buluşmak isterim. Evren'e attım gitti bu dileğimi de bakalım. O en doğru zamanı ve planı hazırlar bizim için. Zaten biraz özleyelim birbirimizi, değil mi?

3 yorum:

cem dedi ki...

o harita bi kez ele alındı mı, ondan sonra ilave tehlike yoktur kanımca...

Yeşim - Nils Mum dedi ki...

Yine bayıla bayla okudum, iyi ki gezmişsiniz:)

Sevgiler

Yeşim

http://nils-mum.blogspot.com

Imge dedi ki...

Cem,

Haklısın sanırım.:)

Yeşim,

Çok teşekkürler.
Sevgiler.