Son yarım günümüzü (hatta daha azını) Makedonya'nın başkenti Üsküp'te geçiriyoruz. Burası en az bir tam günü hak ediyordu bana göre, ama yarım günde de görülmesi gereken her yeri görebilirsiniz. Ben Taş Köprü'sünden başlayalım diyorum. Vardar Nehri üzerindeki köprü şehrin simgelerinden sayılıyor. 15. yy'da Fatih Sultan Mehmet himayesinde yapılan 214 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğindeki köprüye Fatih Köprüsü de deniyormuş. Hemen karşı kıyısında gördüğünüz, üzerinde Makedonya bayrağı dalgalanan bina ise şehrin bağımsızlığının 20. yılı anısına açılan Makedonya Mücadele Müzesi.
Bu köprü aynı zamanda şehrin Müslüman ve Hristiyan kısımlarını da birbirine bağlıyor gibi düşünebilirsiniz. Müzenin olduğu tarafta camiler, hanlar, tarihi çarşı gibi Osmanlı izleri taşıyan yapılar ve Müslüman halk çoğunlukta. Eski Çarşı'da yer alan Kapan Han bir kahve, yemek ya da buz gibi bir bira molası için ideal şirinlikte, huzurlu bir yer.
Köprünün diğer ucunda ise belki de şehrin en ünlü meydanı var: Makedonya Meydanı. Burada bir sürü kafe, restoran, mağaza bulunuyor. Ve şehrin her yerinde göze çarpan heykellerden en önemlilerinden biri de burada yer alıyor: Büyük İskender heykeli. İskender, Yunanlılar ile Makedonlar arasında kavga konusu olduğu için resmi isim hakkı Makedonlarda olmasa da o heykelin Büyük İskender heykeli olduğunu biliyoruz. :)
Üsküp'ün nesi meşhur derseniz size rahatlıkla heykelleri diyebilirim. Şehirde 2000 yılından bu yana yenileme çalışmaları kapsamında köprünün iki tarafındaki meydanlarda yer alan pek çok binanın dış cephelerinde çalışmalar devam etmekte. 2014 Projesi adı verilen bu şehri güzelleştirme çalışmalarına meydanlara milyonlarca Euro harcanarak yapılan dev bronz heykeller de dahil. Aşağıda Büyük İskender'in babası II. Phillip'in ve annesinin kucağında ve karnında İskender varken tasvir edilmiş heykellerini görebilirsiniz. Onun dışında da köprünün her yanında pek çok ulusal kahramanın ve Ohrid'den de hatırlayacağınız üzere Kiril alfabesini bulan Cyril ve Methodius'un heykellerini görmeniz mümkün. Dış cephesi yapılan yapılardan biri de Arkeoloji Müzesi.
Anlayacağınız şehir merkezi heykelden geçilmiyor. Halk büyük bir ekonomik krizle mücadele ederken hükümetin bu heykellere çılgınca para harcıyor olması elbette büyük tepkilere yol açmış durumda. Hükümet ise bu heykellerin turizme büyük katkısı olacağını iddia ediyormuş. Ama bizdeki tarz bir vizyonsuzluk var sanki bu işte (hani şu "şuraya en Barok'undan bir Opera yapalım" ya da "tarihi Kışla'nın gıcır gıcırını yapacağım sizlere" tarzı!). Neyse, madem girmişler böyle bir çılgınlığa umalım ki gerçekten şehir kazansın.
Şehrin sokaklarında gezmeye devam... Eski Tren İstasyonu'na (şimdiki Şehir Müzesi) yakın bir yerde Rahibe Teresa Evi'ni (sol üst) göreceksiniz. Rahibe Teresa, Üsküp doğumluymuş, ama asıl yaşadığı ev bu değil. Burası sembolik olarak yapılmış ve içinde minik bir şapel ve Rahibe Teresa heykelleri, vs olan bir yapı. Yine 2014 Projesi kapsamında yapılan Makedonya Takı da Pella Meydanı'nda yer alıyor. Ve şehrin pek çok yerinde karşınıza 1963 yılında yaşanan büyük depremi hatırlatan izler görmeniz mümkün.
Yarım güne sığdırdıklarımız bu kadar. Akşam şehrin iyi restoranlarından biri olan Stara Kuka'da (Old House) yemeğimizi yiyor, Balkan müzikleri dinliyoruz. İso'cumun videosunu kullanıyorum. Bana da "İmge" diye seslenmiş, ben de fotoğrafımı çekiyor sanarak poz verip dönmüşüm.:) Ama olsun, harika kemancıyı ve çok güzel bir şarkıyı baştan sona çekmiş, aferin ona! :)
Harika bir gezinin daha sonuna geldik. Öncelikle ağız tadıyla, sağlıkla, güzel havayla, planımız, programımız bozulmadan böyle güzel bir gezi geçirmemize olanak tanıyan Evren'e kocaman teşekkürlerimi gönderiyorum. Hayattaki güzel sürprizler sponsorumuz olarak kendisinden beklentimiz hep çok büyük, ona göre.:) İkinci olarak, ETS'ye ve rehberimiz Yusuf Bey'e bir kez daha teşekkürler (ilk yazımdaki detaylı teşekkürlerimi burada bulabilirsiniz). Turla gezmek genellikle ilk tercihimiz değildir ve kolaylıkla eziyete de dönüşebilir. Ancak bu kez gerçekten bu seçimi yaptığımız için çok memnun kaldık. Ve tabi kendimize de en kocamanından bir teşekkür: yine müthiş bir gezgin kafasındaydık doğrusu! :) Darısı yüzümüzde kocaman gülümsemelerle hatırlanacak bundan sonraki gezilerimize diyor ve artık nihayet İstanbul'a dönüyorum.Umarım Balkanlar bizi olduğu kadar sizleri de mutlu etmiştir.:)
5 yorum:
Balkanlar gezisini geçen yıl başka bir turla yaptım ve ne yazık ki hüsrana uğradım. Rota biraz daha farklıydı, Üsküp'te başlayıp bittiği için Makedonya'ya bol zaman ayrılmıştı. Nisanda bizi soğuk ve karlı bir hava karşıladı. Ayrıca otobüsten ve sıkışık programdan kaynaklanan problemlerle zaten uzun olan mesafeler uzadıkça uzadı (misal Arnavutluk 13 saatte falan geçildi), şehirleri gezmeye neredeyse vakit kalmadı. Bir de 6ülke arası giriş çıkış pasaport kontrolleri bezdiriciydi.
Yazılarını okudukça anladım ki çok farklı bir gezi mümkünmüş. Sanırım ETS bu işi gerçekten iyi yapıyor. Tekrar gidersem tercihim ETS olacak.
Ayrıntılı anlatımın her zamanki gibi çok güzeldi, teşekkürler.
Selam Benim dedemler üsküp radavuş'tan gelmişler.Oraları çok merak ediyorum.Yazınız dikkatlice okudum.Baharda gitmeyi düşünüyorum.Sevgiyle kalın.
Işın,
Gezinizin öyle geçmesine üzüldüm gerçekten. Bence bir tur şirketinin yapması gereken en önemli şey en verimli rota ve zaman çizelgesini belirleyip uygulayabilmek. Geri kalanlar ikincil derecede önemli bana göre. O anlamda ETS iyiydi ama bence ne olursa olsun tüm tur şirketleri bir iç uçuş ekleyerek Arnavutluk'u geçmek için yolda geçen o bir günden kurtarmalı misafirlerini.
Bu arada bir daha gidersen direkt kendin gitmelisin bence. Zaten ön bilgin var artık. Buradan Üsküp'e bir uçak bileti işini görecektir..;)
Sevgiler..
parıldayan çiçek,
Umarım çok keyifli bir gezi olur. Ama yukarıda Işın'ın yorumunu da dikkate alarak Nisan değil Mayıs'ı tercih edebilirsin diye düşünüyorum..:)
Sevgilerimle..
Çok güzel kaleminiz var. Gitmiş kadar olduk. Takip listeme ekledim sizi. Sizleri de beklerim.
gezilecek yerler,
Teşekkür ederim. Uğrarım mutlaka.:)
Yorum Gönder