Las Vegas'taki otellerin hepsi birbirinden lüks ve gösterişli. Birçoğu belli bir temaya göre tasarlanmış, düzenli olarak şovların yapıldığı, bir ucundan bir ucuna yürürken dahi yorulabileceğiniz dev casinolara sahip ve içindeki sahnelerinde birbirinden güzel dünyaca ünlü gösterilerin düzenlendiği, alışveriş merkezleri, restoranları, marketi falan olan, kısacası içinden çıkmadan bile üç-beş gün geçirebileceğiniz yerler. Dolayısıyla turistik gezi kapsamına otel gezmeyi de dahil ediyorsunuz.
Hotel Bellagio bunlar arasındaki en favorilerden biri. Havuzunda öğleden sonra saat 15:00'ten itibaren yarım saatte bir çeşitli müzikler eşliğinde izleyebileceğiniz fışkiye şovları harika. Birkaç kez denk gelip izledik ama bizdeki pek işe yaramayan fotoğraflardan ziyade Google Görseller ve Youtube'da Bellagio Fountains diye arama yapmanızı öneririm. Ayrıca içindeki gittiğimiz dönem itibariyle Christmas için süslenmiş olan limonluk (Conservatory) ve ana lobinin tavanındaki rengarenk aydınlatmalar da bir harikaydı.
Hotel Bellagio bunlar arasındaki en favorilerden biri. Havuzunda öğleden sonra saat 15:00'ten itibaren yarım saatte bir çeşitli müzikler eşliğinde izleyebileceğiniz fışkiye şovları harika. Birkaç kez denk gelip izledik ama bizdeki pek işe yaramayan fotoğraflardan ziyade Google Görseller ve Youtube'da Bellagio Fountains diye arama yapmanızı öneririm. Ayrıca içindeki gittiğimiz dönem itibariyle Christmas için süslenmiş olan limonluk (Conservatory) ve ana lobinin tavanındaki rengarenk aydınlatmalar da bir harikaydı.
Bellagio Fountains dışında Mirage'daki Volcano'yu da görelim diye not düşmüşüm giderken. O yüzden görelim diye gittik. O da her akşam 17.00'den itibaren saat başı patlıyor. Ama bana sorarsanız onun bir numarası yok arkadaşlar. Hatta içimizden "Hey adamım, senin sorunun ne ha? Bundan çok daha iyisini yapabilirdin. Lanet olsun!" diye geçirdik (dublajlı aktardım :) ) Video yüklerken sorun oldu, ben de Youtube'a yükledim. Bakınız şöyle bir şeyden bahsediyorum işte.
Tema otelleri arasında en favorilerim The Venetian ve New York New York oldu. Venedik'e gidip kanallarda gondolla süzülebilir, Dükler Sarayı'nda kalabilir, Rialto Köprüsü'nden geçebilir, San Marco Meydanı'na çıkan şirin ara sokaklarda alışveriş yapabilirsiniz. Meydanın girişindeki iki sütunda bizi karşılayan kanatlı aslan ve St Teodor heykeli bile oradaydı. O derece Venedik'ti yani!
New York ise gökdelenleri, Özgürlük Heykeli, kendine has binaları ve kafeleriyle tam bir New York'tu. Buranın bir de roller coaster'ı var göreceğiniz üzere ama bizim ilgimizi çeken kısım daha çok casino'su (uğurlu gelen tek yerdi!) ve Nine Fine Irishmen adlı Irish Pub'ıydı.
Tema otelleri arasında en favorilerim The Venetian ve New York New York oldu. Venedik'e gidip kanallarda gondolla süzülebilir, Dükler Sarayı'nda kalabilir, Rialto Köprüsü'nden geçebilir, San Marco Meydanı'na çıkan şirin ara sokaklarda alışveriş yapabilirsiniz. Meydanın girişindeki iki sütunda bizi karşılayan kanatlı aslan ve St Teodor heykeli bile oradaydı. O derece Venedik'ti yani!
New York ise gökdelenleri, Özgürlük Heykeli, kendine has binaları ve kafeleriyle tam bir New York'tu. Buranın bir de roller coaster'ı var göreceğiniz üzere ama bizim ilgimizi çeken kısım daha çok casino'su (uğurlu gelen tek yerdi!) ve Nine Fine Irishmen adlı Irish Pub'ıydı.
Bu arada roller coaster demişken Strip'in bir ucundaki Stratosphere'in tepesinde de bir sürü attraksiyon olduğunu unutmayın. Benim yaşlı bünyem kaldırmaz öyle yüz küsürüncü kattaki thrill ride'ları, skyjump'ları falan ama alana mani olmam. Buyrunuz detaylar.
Bu arada Paris temalı otelin içine girmedik ama dışarıdan da neden hiç fotoğraf çekmemişim bilmiyorum. Çünkü Opera Binası, Zafer Takı, Paris kafeleriyle ve Eyfel'iyle ona da hayran kalmıştım. Neyse, hayran kalacak bir sürü güzel yapı var Las Vegas'ta: Cosmopolitan, Wynn, Caesar's Palace, MGM Grand, vs. Hepsini gezmek mümkün olmadığı gibi bir tanesinin bile içini tamamen gezmek insanı haşat edebilir. O yüzden gördüklerimiz bize yeter diyerek bir Bubba Gump molası verebiliriz. (NY'ta aşık olmuştum, 7 yıl sonra yine buluştum.:) Bir dahaki buluşma daha kısa sürede olsun mümkünse) Enerji toplama zamanı!
Alışveriş:
Alışverişe pek de bayılmayan bir çift olarak Amerika bizi de biraz bozmuş olabilir. :P Yok ya, böyle dediğime bakmayın, bir devasa outlet'e bile gitmedik diyeyim anlayın durumumuzu. Özellikle de sınırlı bir zaman için yurt dışındayken -ve özellikle ben- alışveriş için saatler harcamayı ciddi bir kayıp olarak görüyorum. Ayrıca artık her şey burada da bulunuyor, yurt dışından alışveriş imkanı tanıyan web siteleri var, dolaplarımız dolup taşıyor ve her yıl giyilmeden eskiyenler enkazına onlarca parça ekleniyor. O yüzden ben poşet taşıma ve bavul yerleştirme stratejileriyle kendini kaybederek o shopping mall senin bu outlet center benim diyenlerden değilimdir. Bir de bu kadar dev ortamlar, bu kadar bol seçenek benim gibi kararsız ve her anlamda en mükemmel alternatifi arayan birini yoruyor. (Şu markanın şu modelinin şu rengini ancak şu fiyata kadar alırım kafasıyla yapılan alışveriş yanımdakini de yoruyor olabilir.:) O yüzden biz İso'yla alışveriş sırasında ayrılır, otelde buluşuruz. Geldiğimizde İso sevdiği şeyin her rengini alıp, üstüne bir bira bir de ayak masajı molası verip bir sürü poşetle gelirken ben genelde dolaşmaktan ayaklarım iptal olmuş ve ellerim bomboş ya da böyle çorap falan gibi gereksiz minik bir poşetle odaya gelirim! Amerika'dan bir Michael Kors çanta bile almadan döndüm desem durumumu daha iyi anlarsınız sanırım, zira almadan geleni dövüyorlar diye düşünmekteyim.)
Neyse, daha fazla uzatmadan Las Vegas'ta gitmeniz gereken alışveriş duraklarını açıklıyorum:
* Premium Outlets North & Premium Outlets South olmak üzere iki adet outlet center bulunuyor. Strip üzerinden geçen SDX otobüsleriyle buralar gidebiliyorsunuz. Yaptığımız toplam alışverişin çoğunu oradan yaptık ve geriye dönüp bakınca daha fazlasını da yapabilirmişiz dedik. Siz giderseniz fırsatları silip süpürün, çekinmeyin. Derli toplu, çok kocaman değil ama aradığınız pek çok şeyi bulabileceğiniz bir outlet.
* Outlet değil ama Fashion Show Mall içinde bir sürü marka ve Macy's, Neiman Marcus gibi department store'lar var.
* Planet Hollywood'un içinde yer alan Miracle Mile Shops'ta da bir sürü marka var ama üstteki seçenekleri taradıktan sonra burayla işiniz olmaz.
* Bir de sadece Las Vegas'ta değil diğer şehirlerde de "amaaan hiç işim olmaz" deyip de önünden geçip gitmemeniz gereken üç mağaza var: Ross, Marshalls ve T.J.Maxx. Buralar tıklım tıkış askıları, düzensiz yerleştirmeleri, uzun kuyrukları ile pek albenili bulmayacağınız mağazalar. Ama içinde bir sürü güzel markanın birbirinden güzel fırsatlarını barındırıyorlar söyleyeyim. Alternatif daha az ama markalar ve fiyatlar gerçekten süper! İtinayla didikleyiniz derim.
* Bir de ıvır zıvır ihtiyaçlarınız için (otele su götürmek, diş macunu mu bitti ne, Türkiye'ye göre pek ucuzmuş dur ben bir Organix saç bakım yağı alayım, Blistex dudak bakım kremi alayım, yarın Grand Canyon yolu için kraker, meyve suyu, boyun yastığı, vs alalım, ateşim çıkıyor gibi Vicks'in parasetamollü bir ilacını alalım gibi gibi) yine her şehirde göreceğiniz Walgreens ve CVS Las Vegas'ta 24 saat açık olacak, haberiniz olsun.
Benden şimdilik bu kadar. Yazımı bitirdiğime göre hafta sonu başlayabilir! :)
Hepinize iyi hafta sonları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder