15 Aralık sabahı yeniden Los Angeles havaalanındayız. Arabamızı teslim edip bu kez Las Vegas'a yapacağımız iç uçuş için terminalimizi buluyoruz. Kontrolden geçerken o koca kuyruğun içinden beş kişiye birer kart uzatıyorlar. Bir de bakıyoruz ki laptop, bot, mont, kemer, ıvır zıvır çıkarmadan güvenlikten elini kolunu sallayarak geçme hakkı kazanmışız! Biz hemen Las Vegas'a giderken böyle bir şans yakalamış olmayı kumar bütçesini artırmak gerek diye yorumladık elbette. :) Ama biraz yanlış yorumlamışız. Eveet, teşekkürler Virgin America (uçakta güvenlikle ilgili videonuz da pek şekerdi.:) ) ve Günah Şehri'ne hoş geldik. Aman "siz siz olun seks, kumar, uyuşturucu gibi günahlar batağına düşmeyin, mazallah sevgili okur!" diye yasal uyarımı da en baştan yapayım.
Çünkü burası gerçekten yetişkinlere özel, sınırsız eğlencenin olduğu bir oyun şehri. Sınırsız derken gerçekten sınırları, ucu bucağı olmayan bir sıfattan bahsediyorum. Eğlence derken de bir kulüpte birkaç kadeh bir şey içip dans etmekten Hangovervari bir sapıtmaya kadar uzanabilecek bir skaladan bahsediyorum. Dolayısıyla evli ve belli bütçesi olan bir çift olarak bizler şehrin pek "sınırlı" turistlerindendik tahmin edersiniz ki. :) Ama dediğim gibi her şeyi bulmanın, her şeyi yapmanın mümkün olduğu bir fantezi şehri burası. Gece kulüpleri, striptiz şovları, sokaklarda elinize tutuşturulan çıplak kadın fotoğrafları ve telefonları, kocaman içki şişeleri ve refill istasyonları :), Strip boyunca üzerindeki çıplak kadın fotoğraflarının üzerinde "Girls Direct To You" yazısı ve telefonuyla Halil Pazarlama kamyoneti misali rahat rahat gezinen kamyonet :), "yeter ki rahatı bozulmasın da oynasın beyimiz/hanımımız" diyerek içinde istediğin yerden aldığın içkine, sigarana, giyim kuşamına (pijama terlikle oynayanı gördük, o derece! tamam rahat memleket de bu da fazla rahat değil mi yahu?) karışılmayan dev kumarhaneler, vs vs... Yani "ben bir sapıtıp geleyim" modundaysanız , burası doğru adres!
Las Vegas'ta arabaya ihtiyacınız olmayacak. Havaalanından otele bir shuttle ayarlar (expedia.com), daha sonra da şehir içinde otelden otele gitmek istiyorsanız hem bazı oteller arasında çalışan tramvayı hem de Las Vegas Boulevard yani kısaca Strip üzerinde sürekli sefer yapan Deuce adlı otobüsü kullanabilirsiniz. Zaten şehrin göreceğiniz kısmı Strip'ten ibaret. Bu arada Deuce da birçok oyunda attığımız o "bir çift zar" anlamına geliyor. Güzel isim, sevdim! :)
Strip'in bir ucunda bizim otelimiz bulunuyor. Havaalanına o kadar yakın ki hani uçaktan inip yürüyerek ulaşabilirmişiz gibi görünüyor. Mandalay Bay'den çok memnun kaldığımızı söylemeliyim. Ama Las Vegas'taki otellerin hepsi zaten birbirinden güzel görünüyor. O yüzden sanırım bütçenize göre içinizin ısındığı oteli gönül rahatlığıyla seçebilirsiniz. Odalar ve banyo geniş ve konforlu. Yatak, İso'cuma dokunmak için kolumu uzatmam gereken büyüklükte - ki akşam uçak misali yayılarak yatağa yapışmak istediğimiz gezilerde bu gayet güzel bir şey. 18. kattan Strip ve havaalanı manzaralı.:) Daha ne olsun. Elbette hava elverişli olmadığı için plaj gibi tasarlanan havuzu falan dolu değildi. O yüzden Las Vegas'ta yaz aylarında yapılan havuz partilerini duyduğumuzla kalmaya devam ediyoruz, görmedik.
İçindeki Shark Reef Aquarium'u da çok merak ediyordum ve bir sabah görme fırsatı bulduk. İçinde bir sürü başka canlının da yaşadığı ve onlarla ilgili pek çok bilgiyi barındıran Akvaryum beklediğimden çok daha iyi çıktı diyebilirim. Hayvanları kendi doğal ortamlarında görmek dışındaki seçenekler favorim olmasa da burayı merak ettim ve sevdim doğrusu. Giriş 18$. Yanında Meksika restoranı olması biraz tedirgin edici değil mi sizce de? Hani fish taco'ların kaynağıyla ilgili ister istemez soru işaretleri oluştu kafamda.:P
Ve işte beklenen bölüm. İrili ufaklı bir sürü köpek balığı, dev bir kaplumbağa ve değişik türde bir sürü büyük balık çeşidinin olduğu bir denizin bir kısmını görme şansını elde etmişsiniz gibi bir his. Daha fazla bilgi ve görsel için buraya.
Otelde ayrıca harika restoran ve barlar, Cirque de Soleil'in Michael Jackson-One şovu ve elbette diğer tüm otellerdeki gibi birkaç hektara yayılmış olabilecek büyüklükte bir casino mevcut. Ama sanırım Strip'in en ucunda olduğu için otelin casinosu gördüğümüz en boş casinolardan biriydi.
Şimdi bir yemek molası verelim ve diğer otelleri görmek üzere enerji toplayalım. İstikamet meşhur Şef'in yeri: Gordon Ramsay BurGR. Tavsiye Selim'den, dolayısıyla onun kulaklarını çınlatarak yiyoruz. :) Ve burger meraklısı bir çift değiliz (hatta ayıp biliyorum ama In 'N Out Burger'i bile denemeden geldik) ama Hell's Kitchen (avokado, kurutulmuş domates, peynir ve jalapeno biberli burger) gerçekten pek başarılıydı. Biraya batırılarak kızartılmış, parmesan peynirli soğan halkaları da öyle. Kesinlikle öneririm.
Enerji depoladığımıza göre artık otelleri gezebilir ve biraz da alışveriş yapabiliriz sanırım, çünkü Las Vegas alışveriş açısından da bir cennet. Ama önce her biri birbirinden güzel otellere bir göz atalım derim. Gelin hadi..
3 yorum:
Hell's Kitchen'ı denediğinize ve beğendiğinize sevindim, pek bildiğimiz burger'lara benzemiyor malum. Afiyet olsun :)
Hem yetiskinler icin oyun parkina bayildim hemde yazinin tamamina.
Hic lasvegasa gitmedim ama alisveris icin cennet oldugunu cok duydum.
Guzel bir gezi olmus
Sevgilerimle
Selim,
Çok teşekkürler.. Kesinlikle başka bir şeydi o yahu! :)
Aner,
Yazıyı beğendiğine çok sevindim, teşekküler.:) Dediğim gibi pek çok çılgınlık için cennet burası, alışveriş çılgınlığı da dahil..:)
Sevgiler.
Yorum Gönder