9 Şubat Pazar günü Craft Tiyatro'nun Garaj adlı tiyatro oyununu izledik. Bir yılbaşı gecesi tesadüfen bir araya geldikleri bir garajda yalnızlıklarını, toplum içindeki itilmişliklerini, öteki olmanın getirdiği soyutlanmışlık arızalarını paylaşan Kahraman ve Orkide ile tanıştık. Kahraman (Güven Murat Akpınar) anneannesiyle birlikte yaşayan, küçük yaşta bir kaza sonucu ailesini kaybetmiş, fotoğrafçı olmak isteyen, kıt kanaat üniversitede okuyan, İstanbul'da yaşayan ama İstanbul'u yaşamayan gençlerden biri. Orkide (Enis Arıkan) ise ailesini kaza sonucu kaybetmiş olmasa da bir yere kadar baskıladığı cinsel kimliği askerliğini yaparken ortaya çıkıp da askerlikten atılınca onları kaybetmiş -ya da aslında onlarla karşılaşmayı aklının ucundan bile geçirmeden tek başına İstanbul'a gelmiş- bir trans. Geliş o geliş. Burada tutunmayı başarmış, nispeten güçlü kalmış (gibi görünen) bir seks işçisi o. İlk bakışta çok farklı gibi görünen, birbirlerinin yanından kaçarak uzaklaşacaklarını düşündüğümüz bu iki insanın yılbaşı gecesi birlikte sohbet etmelerini ve yeni yıla birlikte girmelerini mutlaka izlemelisiniz.
Kahkaha atmaktan karnınızın ağrıdığı anlar da olacak, boğazınızın düğümlendiği ve gözlerinizin dolduğu anlar da. İster istemez geçen sezon favorilerimden Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi oyunuyla da karşılaştırmalar yaptım kafamda. Diğerinde hüzün tarafı daha ağır basıyordu sanki. Bu oyunda ise karakterlerin yaşamlarının hüzünlü kısmı hissedilse de bir araya geldiklerinde yaptıkları sohbetin daha eğlenceli olması sağlanmış. Kemal Hamamcıoğlu'nun kalemi ile Ebru Nihan Celkan kalemi arasındaki farklara, oradan da bodoslama kadın-erkek bakış açılarına girsem ve çıkamasam mı diye düşünmekteyim. Ama korkmayın, yapmayacağım.;) Yine de bu oyunda bu kadar gülmüş olmak da sanki tuhaf bir huzursuzluk yarattı içimde. Bunu da huysuz seyirci notu olarak buraya yazmış olayım. ;)
Oyunculuklara bayılacaksınız. Özellikle de Enis Arıkan'ın Orkide karakteriyle nasıl bir oyunculuk sergilediğini mutlaka görmenizi isterim. Saç, makyaj, giyim kuşam da çok başarılıydı ama onları işin daha kolay kısmı olarak bir kenara koyuyorum. Hali, tavrı, ses tonu, konuşması, bakışları, hareketleri, dansları, küfürleriyle, kısacası her şeyiyle o taş gibi, yakışıklı çocuğun Orkide oluşunu gördüm ya sevgili okur, artık sahnede başka ne görsem şaşırırım bilmem.:P Gerçekten de Güven Murat Akpınar da başarılı olmasına rağmen Enis Arıkan bence harikalar yaratmış. Daha önce Kürklü Merkür, Altın Ejderja ve Makas Oyunları-1'de de izlemiş ve beğenmiştik kendisini, ama bu seferki bambaşka bir şeydi! On numara beş yıldız diye özetleyeyim.;)
Garaj'ın biletlerini Biletix'ten ya da Craft Tiyatro gişesinden telefonla satın alabilirsiniz. Gişe tel: 0-212-249 49 66 ya da 0-545-249 49 67. Facebook sayfaları burada, Twitter hesapları burada. Yani yok öyle ulaşamadım falan demek. Hemen ulaşın ve alın biletleri. Belki bazılarınızla Enkaz'da karşılaşırız, kim bilir.
Aklınıza getirmiş gibi olayım: eğer 16.00 oyununa giderseniz çıkışta da Karaköy'deki Akın Balık'a gidebilirsiniz.Yılların Akın Balık'ına biz de iki önceki hafta sonu gittik. Annem ve babamın Cats için buraya geldikleri haftasonu onlar Cats'e, biz Vakti Geldi'ye gidip akşamına da Akın Balık'ta rakı-balık yaptık (onlar için biraz kültür şoku olmuş olabilir, ama ne de olsa kediler de balıkçı tezgahlarının etrafında dolanmaktan hoşlanırlar değil mi? ;) ). Akın Balık salaşlığıyla, çay bardaklarında servis ettiği rakısıyla ve Tuncer Kurtiz'in müdavimi olduğu mekanlardan biri olması sebebiyle merak ettiğim yerlerdendi. Bu arada gitmek istiyorsanız rezervasyon şart. Tel: 0-212-244 97 76.
Denedik, pişman değiliz, ama çok özellikli bir tat hatırlamıyorum yediklerim arasında. Bir de salaşlık seviyesi bana biraz fazla geldi doğrusu!! Yani sıkış tıkış otur, mantonu, çantanı bilimum yerlere tıkıştır, altına konan mangalda yanmadan ısınmak için dengeyi tuttur, altın ısınırken üstünün üşümesine engel olama, çay bardağında rakını iç, eyvallah, ama gözümün önündeki o pet şişe ne yahu, bir de kağıt serili masa da hiç bana göre değil, üzgünüm. Rakı-balık mekanında rahatlık ve salaşlığı çok sever ve tercih ederim ama bunun dozu çok önemli. Yani seyyar dürümcü rahatsızlığında da olmamalıyım. Ayrıca hijyen, ısınma ve tuvalet temizliği, yerinin kolaylığı vs gibi şeyler de önemli benim için. O yüzden görmesem olmazdı ama sanki uzun bir süre bir daha gitmek aklıma gelmez gibi görünüyor.
Yine de bizim keyifler çok yerindeydi bu biiir... Benim için önemli bir gündü ve ilk kadehler bana kalktı çünkü 28 günlük alkol detoksumu sonra erdirdiğim akşamdı (ve uzun yıllardır bu kadar uzun bir "sıfır içki" molası vermemiştim), bu ikiiii... Birer kadeh de Tuncer Kurtiz'in ruhuna ve Nejat İşler'in sağlığına kaldırdık ki dördümüzün kadehinin onu bir an önce iyileştireceğinden çok eminiz, bu da üüüçç... ;)
Sağlığınıza, sağlığımıza...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder