Türkiye'yi Sarsan Otuz Gün - Gezi Direnişi

Gerçi otuz günü falan kalmadı bu işin. Gezi Direnişi ile başlayan bir aydınlanma, akıllanma, başkaldırma, "ben de varım" deme, şehrinin (ve ülkenin) meselelerine sahip çıkma, birlik olma, sağduyulu bakabilme, ötekileştirmeden uzaklaşma, hep birlikte daha yaşanılabilir bir atmosfer için barışçıl, kardeşçe, gülerek direnme süreci yaklaşık on aydır devam ediyor bana göre. Neredeyse senesini devireceğimiz Gezi Direnişi'nin ilk otuz gününü çok değerli iki isim Emre Kongar ve Aykut Küçükkaya kitaplaştırmış, ben de çıkar çıkmaz kendisini kütüphaneme eklemiştim. 


Berkin Elvan kardeşimizin aramızdan ayrıldığı sabaha karşı uykum kaçınca ve geri gelmesi mümkün olmayınca elim bu kitaba bitti. Ve sabaha karşı üç gibi başlayıp yaklaşık 2 saat okudum o gece. Sabahına uyanınca da acı haberi duydum ve o çok acı haftayı yaşadık hep birlikte. Vicdanlılar ile vicdansızlar ayrımının çok net görüldüğü bir haftaydı bana göre. Ve ben vicdansızların ellerindeki kendilerini istedikleri gibi gösterebilme imkanlarına rağmen Gezi'de ortaya çıkan o birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma duygusunun gizlenemeyecek kadar büyük olduğunu, artarak devam ettiğini, bir zihniyet değişiminin yaşanmakta olduğu bir dönemin en sancılı aşamalarından geçmekte olduğumuzu Haziran'dan bu yana ilk kez bu kadar kesin bir biçimde algıladım. Kitabı bitirdiğim sıralarda ise Twitter engelleme çalışmaları, Google DNS engeli, vs gibi 2014 yılının modern dünyasına hiç yakışmayacak türden sansür girişimleri yaşanıyordu. Aklı olan insan bu dönemde bilgiye ulaşmanın engellenemeyeceğini biliyor ve bunun yerine başka şeyler için uğraş veriyor olmalı ama aklı, fikri tamamen yitirdiğimiz bir dönemde olduğumuz için ne yazık ki bir şey diyemiyorum. Yalnız Gezi'yle başlayan ve devam ettiği aşikar olan sürecin bizlere gösterdiği şu ki: Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak!

Belgesel İnceleme türünde olan bu arşiv niteliğindeki kitabı mutlaka almanızı öneririm. Hemen şu an okumasanız bile yıllar sonrasında dönüp bakabileceğiniz çok güzel bir derleme olmuş. Emre Kongar'ın direnişle ilgili değerlendirmeleri ve çıkarımları olaylardan ders almak isteyen siyasiler için de çok güzel bir kaynak olabilir. Aykut Küçükkaya'nın hazırlamış olduğu ikinci kısım olan Gezi Güncesi ise kitabın 27 Mayıs'tan 25 Haziran'a kadar olan bitenleri, yurt içinden ve dünyadan yorumları kronolojik sırayla hatırlatan bölümü. Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan bu güzel kitabın çok değerli ve kitaplığınızda bulunması gereken bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Haydi, ilk kitap alışverişinizde kendinize bu kitabı hediye edin! :)

Aydınlık günler, keyifli okumalar dileğiyle...

2 yorum:

Mahmutun güncesi dedi ki...

Aydınlık günler dileklerinize katılıyorum.30 Mart dönüm noktası olur inşallah.

Benden Bizden dedi ki...

Bilinç seviyesinin arttığını ve saf ve iyi niyetlilikle biraraya gelince neler başarılabileceğini görmek çok müthiş bir duygu.