Etna'ya Çıkış, Isola Bella'ya İniş ;)

Taormina'da geçireceğimiz ikinci gün için yarım günlük Etna Yanardağı turu ayarladık. Arabamız olmasına rağmen bu turu rehberli yapmak istedik, ama dileyenler kendi aracıyla da gitmeyi tercih edebilir elbette. Biz seçtiğimiz tur anlamında çok şanslıydık bana göre. Beş kişilik uyumlu bir ekibimiz ve çok tatlı rehberimiz Diego vardı. Aynı turu ayarlamak isteyenler buraya

İlk önce dağın Ox Valley adı verilen ve patlama olduğunda kontrollü bir biçimde lavların akması için yön verilmiş olan güneydoğu yamacındaki vadiye gittik. Hâlâ aktif bir yanardağ olan Etna, yılda üç dört kez minik patlamalarla basınç boşaltıyor. Bu minik patlamalarda genellikle biraz duman ve kül saçılabiliyor dışarı. Lav püskürttüğü daha büyük patlamaların en sonuncusu 2011'de yaşanmış. Diego'nun dediğine göre ne zamanki Etna ile ilgili "Breaking News" görürseniz, bilin ki arka fonda bu vadi vardır. Diego'ya yanardağın aktivitesinin nasıl kontrol edildiği sorulduğunda "her sabah dua ederiz" yanıtı alınca "vay be rehberimiz de Türk çıktı" dedik içimizden. ;) Şaka bir yana, elbette bir gözlem merkezi var ama Etna kafasına göre takılırmış genelde. Çoğu zaman yanardağın aktif hale geleceğini haber veren hafif şiddetli öncül depremler olurmuş. Sonra hafiften duman çıkmaya başlarmış tepesinden. Yani kül ve lav aşamasına gelene kadar bavulumuzu toplayacak, uçak biletimizi alarak havaalanına gidecek kadar zamanımız oluyor, diyor Diego. Küçücük ada, 3,3 km yüksekliğinde aktif bir yanardağ olunca biz sanki her patlamada adanın birkaç şehri yanıp kül olacak gibi falan hayal etsek de, çoğu şiddetli patlamayı bile can ve mal kaybı olmadan, gayet soğukkanlı bir şekilde atlatabiliyor Sicilyalılar. Alışmak ve doğaya uyum böyle bir şey işte. 


Bu arada yeryüzünün derinliklerinden gelen magmanın mineral açısından inanılmaz zengin olduğunu, dolayısıyla dağın eteklerindeki köylerin çok verimli topraklara sahip olduğunu da belirtmem gerekiyor. Pek çok tarım ürünü yetiştirilmesinin yanı sıra bu topraklar şarapçılık açısından da adeta bir cennet.

Kışın burada kayak turizmi olduğunu da belirteyim. Teleski sistemi ve pistler son patlamada zarar görmüş olsalar da aynen geri yapılmışlat. En meşhur ve büyük kraterlerden biri olan Silvestri kraterine tırmanmak için gittiğinizde bu pisti de göreceksiniz. Hazırsak yavaş yavaş başlayalım:


Taormina'da hava nasıl olursa olsun, Etna'ya çıkış için mutlaka hiking botlarınız, uzun bir pantolon ve rüzgar geçirmez bir mont ya da polar alın yanınıza. Yukarısı acayip rüzgarlı oluyor ve şehirden en az on derece düşük bir sıcaklığa sahip. En tepede değiliz, ama deniz seviyesinden yaklaşık 2000 metre yüksekteyiz. Burada gri ve toprak rengi tonlarına sahip alabildiğine uzanan yamaçların görüntüsü gerçekten çok etkileyici. Büyük Kanyon'dan sonra en etkilendiğim ve içimde saatlerce durup seyretme isteği uyandıran bir yer oldu Etna. Yamaçtan uçmadan en tepeye çıktıktan sonra göreceğiniz manzaralar size "iyi ki" dedirtecek, emin olun. Bu arada yüzeydeki farklı renkler farklı mineral yoğunluklarından kaynaklanıyormuş.



Buradan hiç inmek istemesek de artık gitme zamanı. Dönüş yolunda bir de patlamalar sırasında oluşan ve sayıları yaklaşık 350'yi bulan lav mağaralarından birine giriyoruz. Sırıtan halimize bakmayın, o çıktıktan sonrasıydı! Zira bu gerçekten hafiften tırsıtan bir deneyim oldu bizim için. Lav akışı sırasında meydana gelen mağara tavanında yer yer çatlaklar ve sızıntılar ve hatta yüzeydeki bazı bitkilerin mağaranın içine uzanan kökleri var! Diego da anlattıkça anlatıyor, çıkıp dışarıda konuşsak olmaz mı? ;)


Buradan çıkışta bu bölgede üretilen şarap ve şarap likörü, çam fıstıklı soslar, değişik makarna sosları, zeytin ve zeytinyağları, kestane balı ve bal ürünleri ve benzeri ürünlerin sunulduğu bir satış yerinde durup alışverişimizi de yaptıktan sonra öğleden sonra iki gibi şehirde oluyoruz.

Sırada Isola Bella var...

Üst baş konusunda minik birkaç değişiklik, bir-iki kat hafifleme ve uzuuun bir yemek molasından sonra bu kez ver elini sahil. Denize girmek için değil ama, çünkü o gün hava çok bulutlu ve her an yağabilir gibi. E zaten saati de akşamüstü yaptık bile. Biz yürüyüş olsun diye sahile iniyoruz. Toplamda bir ay deniz tatili yapmış olan bünyemiz henüz denizi özlemiş değil, ama deniz havası her zaman iyi gelir diyerek şehrin en bilinen sahili Isola Bella'ya yürüyoruz. Yokuş aşağı sahile inmek yaklaşık 20-25 dakika sürüyor. Ve Taormina kapanış olarak da bize o nefis sahilinde harika bir gökyüzü şovu sunuyor. Çakıl taşlarının üzerine oturup, hayran gözlerle izlemeye doyamıyoruz o gün anbean değişen muhteşem doğayı. Önce iniş:


Sonra çakıl taşlı sahilin ve cam gibi berrak denizin seyrine dalış. Bu arada Diego'ya göre burası piyasa ve fazla turistik olan plaj. O, denize girecek olursak şehrin Isola Bella'ya göre solunda kalan kısmındaki plajları tercih etmemizi söylemişti. Sağında yer alan Giardini Naxos da Taormina şehir merkezine göre daha uygun fiyatlı konaklama, yeme-içme ve plaj alternatiflerinin bulunduğu diğer bir merkez. Aklınızda olsun. Biz çok az insan varken gittiğimiz için kalabalıktan rahatsız olmadık haliyle. Ve gördüğümüz halini çok sevdik bu plajın:


O zaman gökyüzü şovu başlasın! Mikail'in fırça darbelerini görmek istiyorum, hadi! (Bu arada bu gezide İsocum çok önemli bir şey yaparak ara sıra benim fotoğraflarımı çekmiş. Çoğu habersiz çekilen bir sürü fotoğrafım oldu ilk kez, yaşasııın ben de varım artık gezilerde. ;)) Kendisine teşekkürlerimi yolluyor, aynen devam etmesini diliyorum.)


Ve böylelikle burada günü batırarak Taormina'daki ikinci günümüzü de bitirdik. Bize çok güzel görüntüler, çok leziz yemekler, Etna gibi çok etkileyici bir deneyim yaşama fırsatı sunan bu güzel şehre teşekkürlerimizi göndererek ertesi gün yine düştük yollara. Bu kez istikamet Palermo. Ama önce Cefalu'da minik bir mola vereceğiz. Bavullar hazırlansın bakalım, marş marş! ;)

Hiç yorum yok: