20 Kasım Cuma akşamı Ormanlardan Hemen Önceki Gece oyununu izlemek üzere Zorlu PSM'nin stüdyo sahnelerinden birindeydik. Rıza Kocaoğlu'nu DOT'tan biliriz ve çok iyi biliriz. ;) Bu oyunda da tek başına inanılmaz bir performans sergilemiş doğrusu. Hatta onu bu metinle iç içe geçmiş halde izledikten sonra başka kimsecikler bu rolün hakkından onun kadar iyi gelemezdi diye düşündüm içimden.
Çağdaş tiyatronun önemli Fransız yazarlarından Bernard Marie Koltes'in yazdığı oyun biriken ekibi tarafından yönetilip sahnelenmiş. Zorlayan, yoran, beyin patlatan, sonra salim kafayla bir kez daha okusam diyeceğiniz bir metin olduğunu söylemem gerek. Güçlü bir sistem eleştirisi var. Sistemin insanı nasıl tükettiğini, ezdiğini, yalnızlaştırdığını, çaresiz bıraktığını çarpıcı bir şekilde gösteren bir oyun. Bakın şu kısacık video sizi nasıl bir şeyin beklediği konusunda biraz fikir verebilir. En bayıldığınız tiyatro türü olmayabilir, ama en bayıldığınız performanslardan biri olarak aklınızda kalacak bir oyunculuk izleyeceğiniz kesin.
Bu arada Zorlu PSM'ye gitmişken 29 Kasım'a kadar devam edecek İstanbul Işık Festivali'ni de görmeden geçmeyelim dedik. Dünyaca ünlü ışık sanatçılarının bir araya geldiği festivalde birbirinden eğlenceli, renkli ve ışıklı işler her gün 18:00-23:00 saatleri arasında sizleri bekliyor. Üstelik hiçbir ücret ödemeden bu ışıltılı dünyanın bir parçası olabilirsiniz. Kaçırmayın!
Bir sürü iş arasından bizim gördüklerimiz Amerikalı Jen Lewin'in The Pool adlı çalışması (üstteki ışıklı yuvarlaklar), Pitaya'nın The Flight adlı ağaçlardaki ışıklı kuşlar (mavi yuvarlakların ardından hayal meyal görünüyorlar işte), Lübnanlı Alaa Minawi'nin My Light is Your Light çalışması, Groupe Laps'in Keyframes adlı müzik eşliğinde hareket eden ışıklı çöp adamları ve Levazım çıkışındaki Astera adlı çalışma oldu. Yani Fransızlar bu festivalde açık ara favorimizdi diyebiliriz.
E o zaman, haftaya başlayalım. Işıl ışıl, rengarenk bir hafta olsun! #isigitakipet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder