Bir Türk Ailesinin Öyküsü

1. Dünya Savaşı yılları... Osmanlı'nın son dönemleri... Varlıklı bir ailenin savaşla birlikte kaybettiği maddi ve manevi zenginliğinin öyküsü...



İrfan Orga'nın yazdığı Bir Türk Ailesinin Öyküsü adlı romanı bu şekilde özetlemek mümkün. Yazarın çocukluğundan orduda pilot olarak görev yaptığı yıllara kadar yaşadıklarını, ailesinin başına gelenleri anlattığı yaklaşık 25 yıllık bir sürecin öyküsü bu. Çocukların babalarını, evlerin erkeklerini kaybettikleri, dönem kadınlarının ruhsal ve bedensel narinliklerinden vazgeçip ayakta kalma mücadelesi vererek sertleştikleri, yıprandıkları yıllar. Zengini yoksulu fark etmeksizin bir kuru ekmek alabilme ihtimali için bile saatlerce kuyruklarda beklenen yıllar. Feri sönen gözler, solan tenler, hastalanan ruhlar. Savaşın genç yaşlı demeden herkeste yarattığı derin travmalar. Çocuk olmanın her koşuldaki dayanılmaz hafifliği, yetişkinliğin omuzları çöktüren taş gibi ağır sorumlulukları, kaygısı, gamı.  

Bir yandan da zihninizde canlanan eski İstanbul görüntüleri. Yapılaşma olmamış, tarihi yarımadadaki ahşap evlerde yaşanan hayatlar. Sık sık çıkan yangınlarla yanıp kül olan konaklar. Her türlü yokluğa, yoksulluğa karşın, üstelik erkeksiz kalmış evlerde yastık altında saklanan paralar, altınlar, değerli eşyalar. En sıkıntılı dönemlerde dahi bunları yağmalamayı aklına getirmeyecek bir terbiye, saygı (bu dönem aynı şeyi hayal bile edemiyorum!). Sarıyer'deki köşkün bahçesinin kokusu. Mahalle dedikoduları, dayanışması. Her şey o kadar güzel anlatılmış ki adeta onlarla birlikte o dönemde yaşamış gibi oldum desem yeridir. 

İrfan Orga tüm bunları yurdundan uzakta, İngiltere'de kurduğu yaşamını sürdürürken yazmış. Annesi Şevkiye Hanım'ın hüzünlü ölümünden sonrasını da oğlu Ateş Orga'nın ilave yazdıklarından öğreniyoruz. Kesinlikle okunması gerektiğini düşündüğüm bir dönem hikayesi. 

İyi haftalar!

2 yorum:

Özge'nin Oltası dedi ki...

İmgecim, ben de geçen yıllarda okumuş ve bayılmıştım bu kitaba. Hatta blogda da bir yazım var kitap hakkında. Çok etkilenmiştim ben, hatta o dönemin İstanbul'unu çok daha iyi anlayıp gözümde canlandırabilmemi sağladı bu kitap. Herkese tavsiye ederim ben de :)

Imge dedi ki...

Özge,

Kesinlikle! Sadece o dönemin İstanbul'unu ve savaş sırasında hayatların ne yönde değiştiğini öğrenmek için bile okunabilir. Çok güzeldi.

Ben senin tavsiyenle mi eklemiştim bu kitabı acaba listeme? Bloglardan takip ettiğim birinin önerisiyle İdefix listeme ekleyip almıştım zamanında, acaba o sen misin ki? ;) (Ya da İki Kum Tanesi Füsun olabilir, ya da hiç hatırlamadığım bambaşka biri.. Ama kimin sayesinde aldıysam ona da bir teşekkür buradan ;) )