Capri Adası

Sorrento'daki ikinci günümüzde günübirlik Capri Adası turu yaptık. Kendimizi rengarenk ve çok zevkli ada sokaklarına atmadan önce Ada'nın çevresinde bir tekne turu yaparak en ünlü koylarını, kayalıklarını ve deniz feneri gibi görülmesi gereken yerlerini denizden gördük. Marina Grande'den kalkan teknelerle yaklaşık bir saat süren bu turu yapmanızı öneririm. 


Grotta Azzurra, Grotta Verde ve Grotta Bianca (sırasıyla Mavi, Yeşil ve Beyaz Mağaralar) gibi mağaramsı oyuklar ve adları üstünde o bölgede denizin ya da kayalık yapıların aldığı renkler bu tekne turunda ilk görülecekler arasında. Onların dışında Capri Adası'nın tanıtım yüzü sayılan Faraglioni Kayalıkları da ilgi çekici bir oluşum. Adanın daha az turistik olan ya da yerli turistin yazlık yaşam yeri sayılan Anacapri bölümünü ve Punta Carena deniz fenerini de gördükten sonra kayaların üstünden size el sallayan küçük çocuk heykeline el sallayarak tura son veriyoruz.  


Artık Capri'nin merkezine çıkma zamanı. Bunun için hemen Füniküler kuyruğuna giriyoruz ve ta taaam, işte Piazza Umberto 1'deyiz. Buradan görünen manzara şahane. 


Karnımız acıkmaya başladığı için önce kendimize Buca di Bacco'da bir pizza bölüşme molası veriyoruz. Ve aynı şahane manzaraya karşı yemeğimizi yiyoruz. 


Artık enerjimizi topladığımıza göre Ada'nın nefis sokaklarında dolaşmaya başlayabiliriz. Önce Kaş'ta da aşk yaşadığım begonvillerin Capri'de yaşayanlarıyla başlayayım. Begonvilin mutlulukla bir ilgisi olmalı! 


Mağazaların hepsi birbirinden zevkli, tasarım giysiler ve takılarla dolu. Fiyatlar yanlarına yaklaşmayı mümkün kılmasa da hepsinin vitrinine yapışası geliyor insanın. Bir Capri Watch ya da Carthusia parfümün yaz kokularından birini alabilirsiniz kendinize hediye olarak belki buradan. Alışveriş benlik değil diyorsanız limon kokulu sokaklar, galeriler, her dönemeçte önünüze çıkan güzel manzaralar size göredir belki.

   
İtalya insafsızca güzel bulduğum bir ülke. Hep söylerim görsel zevk anlamında İtalyanların üstüne tanımam. Bu halleriyle ruhu doyurmayı ve ruhumuza dokunmayı biliyorlar. Baktığınız her köşeyi bir sanat eserine dönüştürüyorlar adeta. Ellerinde sihirli değneklerle mucizeler yaratan dünyayı güzelleştirme timi bence onlar. 


Artık Sorrento'ya dönüş vapurunu yakalama zamanımız geldi ama. Dolayısıyla bu güzelliğe veda zamanı. Olsun, üç gece de Ravello'da kalacağız ve kim bilir daha ne güzellikler görmeye devam edeceğiz. Sorrento'da limandan yukarıya yürümek istemiyorsanız 1 Euro'ya asansöre binerek hoop Villa Communale'nin bahçesine çıkabilirsiniz, aklınızda olsun. 

O zaman iyi hafta sonları hepimize.

Hiç yorum yok: