Müthiş bir dönem filmi izler gibi okudum bu romanı. Yaklaşık 800 sayfa olmasına rağmen bitmesini istemeyeceğiniz denli sürükleyici. Sovyet Devrimi'nin hem toplum hem aile içindeki etkilerini de çok çarpıcı bir şekilde görebildiğiniz ve bazı ülkelerde bazı şeylerin hiç değişmediğine kanaat getireceğiniz bir şekilde döneme ait siyasi tabloyu da anlayabiliyorsunuz okurken. Romanın birbirinden renkli karakterleri adeta Stasia'nın öteki aleme ait sevdiklerini görebilmesi gibi capcanlı gözlerimin önünde duruyorlar yazarken. Kotsya ve Elene'ye hiç ısınamadım ama Stasia, Kitty ve sonradan ısınabildiğim Christine en favori üçlüm oldu galiba. Ve tabi ki şahane anlatımıyla Niza ve onu bu işe adeta zorlayan en yeni kuşaktan Brilka'yı da çok sevdim. Hatta keşke dizisi yapılsa da sezon sezon izlesek de diyorum tadı damağımda bitirdikten sonra. Umarım bulabilir ve okuyabilirsiniz. Her daim toz pembe olmasa da çok gerçek inişlere ve çıkışlara sahip bir yaşam var bu kitapta.
Sekizinci Hayat ve Her Zerre Kara
Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biri Sekizinci Hayat. Bir asırdan biraz uzun bir süreye yayılan Gürcü bir ailenin kuşaklar boyu hikayesini 7. kuşaktan Nino Haratischwili yazmış. Çok önermek istiyorum ama çoğu yerde de bulunamadığını ve baskısının tükendiğini tahmin ediyorum. İsterseniz kitap alışverişi yaptığınız online sitelerde "gelince haber ver" seçeneğini tıklayarak takipte kalabilirsiniz. Ben de bu yılın Ekim ayında öyle almışım zaten.
Özen Yula'nın son kitabı Her Zerre Kara da ikinci önerim olacak. Bu güzel romanda geçmiş yok, tam da günümüzün tipleri ve yaşamları var. Çok iyi tanıdığımız karakterler bunlar. Muhafazakar iş adamları, milliyetçi rapçiler, sözlük yazarları, yaşam koçları, Tv starları... Kapitalist sistemin yarattığı ve aynı zamanda da özünü yok ettiği, bu tatsız tuzsuz yaşamda var olma mücadelesi veren insanlar. Hayatın tatlı bir akış olmaktan çıkıp tatsız bir mücadele halini alması ve insanları da içinde öğütüp yok etmesinin hikayesi. Başarılı bir gözlem gücünün ürünü bir roman, okumanızı öneririm. Aslında Özen Yula'nın bir röportajında söylediği şu sözler romanını üzerine oturttuğu temel gibi sanki:
"İnsani değerler artık 20’nci yüzyıldaki değerler değil. Değişiklik her kademede kendini gösteriyor. Çaresiz kalan kişi çare aramaya çok farklı noktalara gidebilir. En beklenmedik şeyleri dahi yapabilir. Oysa değerler kaybolunca kıyamet provası başlar. Sanki bir örtü vardı bir aynanın üzerinde ve birileri gelip o örtüyü sıyırdı. Şimdi aynada insan denilen varlığın hakikat olamayacak kadar acıklı bir yansımasını görüyoruz."
İyi haftalar ve keyifli okumalar diliyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Sekizinci Hayat'ı alalı çok oldu, bir türlü okuyamadım. Her Zerre Kara'yı merak ediyordum, alırım mutlaka.
Tavsiye ettiğim kitaplar beğenilince kendim yazmış kadar seviniyorum. Gerçekten olağanüstü bir anlatımdı, Gürcistan'ın gayrıresmi tarihini okuduk bir romanda. Keşke yazarın diğer eserleri de çevrilse.
Mor Amber'i okuduğunuzu gördüm, onu da çok severek okumuştum. Güzel kitaplarda buluşmak dileğiyle sevgiler yolluyorum...
Serpil,
Sekizinci Hayat’ı öncelikli tavsiye ediyorum. İyi okumalar.
Leylak Dalı,
Bir kez de buradan teşekkürler tavsiye için, gerçekten bayıldım, Yemi kitap olarak Mor Amber’i koydum fotoğrafa ama daha başlayamadım o karakterleri hemen unutup da başka bir dünyaya dalmayayım diye ☺️
Sevgiler ❤️
Gerçekten bulunmuyor 😔 hep yaşanıyor bu sorun, kitap kardeşligi gibi bir şey olsa keşke gönderseniz okuyup geri göndersek ☺️
Çok iyi olabilirdi tabi ama kitabı geri göndermeyenleri sistemden atma ve kendilerine manevi tazminat davası açma şartıyla. ;) Zira gerçek hayatta kitabı geri getiren çok az, öyle bir sistemde geri yollayan olur mu bilemedim. Hem de kitaba aynı özenle davranıp yollayan olması gerekiyor. Bence zor. Ne dersiniz? :)
Yorum Gönder