
Bu masalsı hikayenin her dakikasından ve Kaptan Mike'tan, huzurevini çekip çeviren Queenie'ye, onun kocası Tizzy'ye, huzurevindeki yaşlı soprano sanatçısına, Benjamin Button'ı terk eden babasına ve yalnız kadın Elizabeth'e kadar her karakterden kocaman hayat dersleri çıkarılabilir. Benjamin'in yaşamını merkeze alan hikayede aslında yaşamın başlı başına bir mucize olduğunu görüyoruz. Benjamin'in unutamadığı anları düşününce (piyano öğrenişi, kaptanın yanında işe girişi, ilk öpüşme, ilk genelev macerası, ilk aşkı, vs..) aslında hayatın akış yönünün değil, hayatı anlamlandıran, ona değer katan ve ondan öğrendiğimiz şeylerin önemli olduğunu görüyoruz. 68 yaşında kanalı yüzerek aşan Elizabeth'den ya da sanat aşkını vücuduna taşıyan Mike'tan da benzer dersler çıkarmıyor muyuz?

Ama hırstan uzak bir anlamlandırma süreci burada anlatılan... Kimi zaman da hayatı akışına bırakmak, bazı şeylerin üzerine fazla gitmeden olduğu gibi kabullenmek ve "kader, kısmet" faktörlerinin rolünü de anlıyoruz. Yaşanan her şeyin bir nedeni ve anlamı olduğunu görüyoruz. Yani bir dansçının kaza geçirmesi, bir insanı yedi kez yıldırım çarpması, ama buna rağmen ölmemesi ya da bir bombalama sonrası gemiden kurtulan tek kişi olmak gibi durumların her birinin bir nedeni ve anlamı vardır. Henüz misyon tamamlanmamış olabilir.

Sonuç olarak, bence çok güzel bir hikayeden çok güzel bir film çıkarmışlar. Karakterler, oyunculuklar, kostümler, dekorlar, makyaj , her şey son derece başarılı. Üç saat değil, beş saat olsa da keyifle izlenecek bir film daha. Kaçırmayın!
Not: Başrol oyuncularından biri de benim antiaging saatiydi. Bilmem fark ettiniz mi? :)
(Resimleri buradan aldım.)
6 yorum:
Bu filmi ben de izledim, blogta görmüşsünüzdür zaten :) Orada da belirttiğim gibi konu çok ilginç olmasına rağmen bütünlük bana göre zayıf kalmış. Slumdog'ı izleyince en iyi filmi kimin alması gerektiği konusunda fikriniz değişecektir :)
Cate Blanchett'e bayılırım. Gitmek istiyorum.
Ata,
Slumdog'u izleyeceğim.. Yorumlarımı buradan ya da seninle mutlaka paylaşırım.. Ama ödüllerimi değiştirirmiyim bilmiyorum. :) Ben çok beğendim bu filmi..
Özlem,
Ben de çok severim Cate Blanchett'i.. Ayrıca bence kesinlikle şu ana kadar gördüğüm hallerinin en güzeliydi bu filmde.. Ayrıca içimden bir his senin bu filmi de seveceğini söylüyor.. Bence de bir zaman ayırıp gidin derim..
Bu arada izlenecekler listesine Milk ve The Reader'i da ekle :)
Cümle sonundaki "ekle" biraz emir kipi gibi geldi bana, ama yanlış anlamışımdır herhalde.. :)
Bu arada Milk zaten listemde vardı.. Reader da Ralp Fiennes'i gördüğüm anda zaten listeme girerdi..:) Yine de önerilerin için teşekkürler..
Estafurullah :) Emir değil benimkisi temenni sadece, 22 Şubat'a az kaldı ödüllerden önce en iyi filmdeki adayları bitirmek istiyorum ben de.
Yorum Gönder